Nur Hizmetinin saff-ı evvel talebelerinin hizmet tarzlarındaki farklılıklarının müsbet olarak değerlendirilmesini Mustafa Sungur Ağabey anlatıyor.

"Nur Hizmetinde her nur talebesinin ayrı ayrı vazifesi ve kıymeti vardır. Mehmet Fırıncı, Mehmet Emin Birinci, Ahmet Aytimur hepsi Risale-i Nur hizmetinin bir cihetindinde hizmet etmişlerdir.

Fırıncı, Mehmet Birinci artık diğer kardeşler bunlar saff-ı evvel nurun kahramanları. İstanbul'da böyle Üstadın etrafında Nur'un etrafında. Tabii Bekir Bey’in, Zübeyir Ağabey'in etrafında böylece hizmete devam ettiler. Yani böyle o zamana baktığım için mesela Fırıncı bak aynı şeyi devam ediyor yani. Ta hayatı boyunca Allah kabul etsin hizmet-i imaniye ve Kur'âniye'de. Aytimur da aynı bir şeyde devam ediyor. Aralarında ufak bir şey olsa bile Cenab-ı Hak ona bakmadı yani. Ayrı ayrı sümbüller ayrı ayrı mülâhazalar ayrı ayrı böyle neticeler verdirdiğinden Cenab-ı Hak elhamdülillah Risale-i Nur hesabına büyük inkişaf verdi. Ama biz bu mertebeleri tâdat edecek değiliz. Ve kabiliyetimiz de yok. O sahada yani külli bir görüşle devam ediyor. Üstadımızdan aldığımızı şeyi ben naklediyorum. Öyle elhamdülillah işte öyle. Bak yine hala aynı şeyleri devam ediyorlar bu kardeşler. Bir yandan neticeleri verdiği son zamanda alem-i islamda, alemi beşeriyette bir de devam etmek lazım yani. Bu bir vedîa-i İlâhiyedir (Allah’ın emanet) yani, bir sümbüldür. Ahir zamanda bak İngilizce eserler nasıl neşroldu. Arapça hâkeza.

Üniversitelere girdi üniversite camiasında yani. Amerika'da neşroldu. Bir de Rusça neşrettiler. Elhamdülillah dört bir yönden dört elle sarılmış gibi elhamdülillah Risale-i Nur devam ediyor. Bunlar vesiledir. Yani şimdi yoksa falan ileri falan geri değil. Biz bu alemi dünyada gördüklerimizi söylüyoruz. Yoksa Allah razı olsun çok büyük neticeler verdiler.