Nuran ŞAHİN
İttihad-ı İslam (İslam Birliği)
MÜSLÜMANLARIN BİRLİK OLMALARI İLE İLGİLİ AYETLER
Allah’ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O’nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar. (Al-i İmran Suresi, 103)
Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup-düzeltin ve Allah’tan korkup-sakının; umulur ki esirgenirsiniz. (Hucurat Suresi, 10)
Allah’a ve Resûlü’ne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider. Sabredin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir. (Enfal Suresi, 46)
İnkar edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur. (Enfal Suresi,73)
Ve haklarına tecavüz edildiği zaman, birlik olup karşı koyanlardır. (Şura Suresi, 39)
Şüphesiz Allah, Kendi yolunda, sanki birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak cehd edenleri (mücadele edenleri) sever. (Saff Suresi, 4)
BİRLİK VE BERABERLİK İLE İLGİLİ HADİSLER
Atâ el-Horasân anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Musâfaha edin ki (el sıkışın ki), kalplerdeki kin gitsin, hediyeleşin ki birbirinize sevgi doğsun ve aradaki düşmanlık bitsin.” (Muvatta, Hüsnü’l-Hulk 16, (2, 908))
“Allah Katında en sevimliniz dostluk kuran ve kendisiyle dostluk kurulanlarınızdır. Allah nezdinde en sevimsiziniz de arkadaşların arasını açanlardır.” (İhya’u Ulum’id-Din Huccetü’l-İslam, İmam Gazali, cilt. 2, s.365)
“Birbirinize sırt çevirmeyiniz. Birbirinize kin tutmayınız. Birbirinizi kıskanmayınız. Birbirinizle dostluğunuzu kesmeyiniz. Ey Allah’ın kulları kardeş olunuz.” (Müslim İhya’u Ulum’id-Din Huccetü’l-İslam, İmam Gazali, cilt. 2, s.407)
Mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar. (Buharî, Edeb 27; Müslim, Birr 66)
Birbirinizi kıskanmayınız, birbirinize kin tutmayınız, birbirinize çirkin sözler söylemeyiniz, birbirinize sırtlarınızı dönmeyiniz, kiminiz kiminizi arkasından çekiştirmesin. Allah’ın kulları kardeşler olunuz. (Buhari ve Müslim; Huccetü’l İslam İmam Gazali, İhya’u Ulum’id-din, 3. cilt, s. 315)
Hz. Ebû Zerr (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Amellerin en faziletlisi Allah için sevmek, Allah için buğzetmektir (sevmemektir).” (Kütüb-i Sitte, 10. cilt, s.140; Ebû Dâvud, Sünnet 3, 4599)
Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “İki kardeş (iki arkadaş) iki el gibidir, biri ötekini yıkar. (İhya-u Ulum’id-Din Huccetü’l-İslam, İmam Gazali, cilt. 2, s.365)
Ebu Musa’dan (şöyle demiştir): Peygamber (asm): “Mü’min ile mü’min (birbirine karşı) duvar gibidir, birbirini sımsıkı tutarlar” buyurdu da bunu söylerken parmaklarını birbirine geçirip sımsıkı kilitledi.(Sahih-i Buhari ve Tercemesi, Mütercim: Mehmed Sofuoğlu, Ötüken Yayınları, İstanbul 1987, Cilt 2 syf.569)
Ebu Musa (el-Eş’ari-ra)’dan rivayet edilmiştir: Peygamber (asm) ” Mü’minin mü’mine dayanışması, parçaları birbirine bağlayıp kuvvetlendiren bina gibidir” buyurdu. (Sahih-i Buhari ve Tercemesi, Mütercim: Mehmed Sofuoğlu, Ötüken Yayınları, İstanbul 1987)
Ebu hureyre’den haber verdi ki, Peygamber (asm) şöyle buyurmuştur: “Sizleri zandan sakındırırım. Çünkü zanla söylenen sözler yalanı daha çok olandır. Birbirinizin eksikliğini görmeye ve işitmeye çalışmayınız, hususi ve mahrem hayatınızı da araştırmayınız. Birbirinize hased etmeyiniz, birbirinize arkanızı çevirip küsmeyiniz, birbirinize buğz ve düşmanlık da etmeyiniz. Ey Allah’ın kulları, birbirinizle kardeşler (mesabesinde) olunuz!”.(Sahih-i Buhari ve Tercemesi, Mütercim: Mehmed Sofuoğlu, Ötüken Yayınları, İstanbul 1987, Cilt 13, syf.6046)
“Kim bir işe girişmek ister de o hususta Müslüman biri ile musavere ederse Allah onu işlerin en doğrusunda muvaffak kılar.’ (Alauddin Aliyyu’l-Muttaki, a.g.e. 3, 409, Kütüb-i Sitte, 16. Cilt)
“Hasedden kaçının. Çünkü o, ateşin odunu yiyip tükettiği gibi, bütün hayırları yer tüketir.” (Ebu Davud, Edeb 52, kütüb-i sitte, 6.cilt s. 325)
“Kim dünyada bir müminin ayıbını örterse, kıyamet günü Allah da onun ayıbını örter.” (Ukbe r.a. Kütüb-i Sitte, 1.cilt, sf. 368)
…Ebu Hüreyre (Radiyallahü anh)’den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Kim bir müslümandan dünya kederlerinden bir keder giderirse Allah ondan ahiret günü kederlerinden bir keder giderecektir. Kim de müslümanı örterse Allah onu dünya ve ahirette örtecektir. Ve kim bir fakir borçluya kolaylık gösterirse, Allah ona dünyada ve ahirette kolaylık gösterecektir. Kul, (din) kardeşinin yardımında olduğu müddetçe Allah da onun yardımcısıdır. Kim bir yola giderek onda ilim ararsa, bu çalışması sebebi ile Allah ona Cennet’e giden bir yolu kolaylaştıracaktır. Allah’ın evlerinden birisinde toplanıp Kur’an okuyarak onu birbirlerine öğreten her cemaatı melekler ziyaret eder, onların etrafından dönerler, o toplumun üzerine iç huzuru ve rahatı iner, ilahi rahmet onları kaplar, katında bulunan melekler yanında Allah onları (övgü ile) anar. Ameli yüzünden geri kalan bir kimse nesebi (nin şerefi) ile sür’at alamaz.” (İbni Mace/ 1. cilt/ syf.389)
Bediüzzaman Said Nursi'nin Risale-i Nur külliyatından yararlanarak İttihad-ı İslam (İslam Birliği) için manevi ve ahlaki esaslardan önerileriler:
1. İhlâs ve Uhuvveti (Kardeşliği) Kuvvetlendirmek
İhlâsı Esas Almak: Bediüzzaman’ın “İhlas Risalesi” (21. Lema) İttihad-ı İslam'ın temelini ihlas üzerine inşa etmeyi öğütler. Kişisel çıkar ve menfaatlerden uzaklaşarak, Allah rızası için çalışmak İslam Birliği'nin en önemli unsurlarından biridir. İslam ülkeleri arasında iş birliği ve dayanışma, “ihlas” ve “ Müfritane irtibat” ile güçlendirilmeli; “samimiyet” esas alınmalıdır.
Kardeşlik Bağlarını Güçlendirmek: Uhuvvet Risalesi” (21. Mektup) İslam dünyasında kardeşlik bağlarının korunmasının İttihad-ı İslam'ın anahtarı olduğunu vurgular. İslam ülkeleri arasındaki her türlü çekişme, menfi milliyetçilik ve ayrımcılık yerine, İslam kardeşliği ilkesi esas alınmalıdır.
2. Vahdet alâkaları ve ittifak rabıtalarını Artırmak
Bediüzzaman’ın “Mektubat Risalesi” (22. Mektup 2. Vecih) de: “ Meselâ, her ikinizin Hâlıkınız bir, Malikiniz bir, Mâbudunuz bir, Râzıkınız, bir, bine kadar bir, bir. Hem Peygamberiniz bir, dininiz bir, kıbleniz bir, yüze kadar bir, bir. Sonra köyünüz bir, devletiniz bir, memleketiniz bir ona kadar bir, bir. Bu kadar bir birler vahdet ve tevhidi, Vifak ve ittifakı, muhabbet ve uhuvveti iktiza ettiği ve kâinatı ve küreleri birbirine bağlayacak mânevî zincirler bulunduklarını” haber verir.
3. Mezhepler Arası Birliktelik ve Tefrikayı Engellemek
Mezhep Farklılıklarını Zenginlik Olarak Görmek: Bediüzzaman, farklı mezheplerin İslam’ın birer renkleri olduğunu ifade eder ve tefrika yerine ortak İslamî değerlere vurgu yapar. Özellikle, “Münazarat” eserinde Müslümanların tefrikaya değil ittifaka ihtiyaç duyduğunu açıkça belirtir. İhtilafın mahsulü olan ağraz ve nifakının kökü kesilerek İslam dünyasında farklı mezhepler arasında diyalog, anlayış ve hoşgörü geliştirilmelidir.
4. Evrensel Ahlakî Değerlerin Ön Plana Çıkarılması
Adalet ve Merhamet İlkeleri: Bediüzzaman’ın birçok eserinde adalet ve merhamet ön plana çıkarılır. İttihad-ı İslam için toplumsal adalet, eşitlik ve merhametle hareket etmek zorunludur. Müslüman toplumlar, adaletin tesisi için birbirine destek olmalı ve zulme karşı ortak bir duruş sergilemelidir.
Şefkat Medeniyeti Kurmak: İslam’ın bir şefkat ve merhamet dini olduğunu hatırlatan Said Nursi, toplumsal birlik ve dayanışmanın ancak şefkatle mümkün olabileceğini belirtir. Bu yüzden, ittifak hareketlerinde toplumun her kesimine karşı şefkat ve merhamet göstermek esastır.
Husumete değil muhabbete fedai olmak: Harici cihadı kati delillerle ikna etmek; istibdat, zorbalıkla ve düşmanlıkla değil muhabbetle davranmayı esas alınmalıdır. Emr-i Vicdani ile sevk etmektir.
5. İttihad-ı İslam’ın Zihni Temellerini Oluşturmak
İman ve Marifet Temelli Birlik: Said Nursi’ye göre İttihad-ı İslam’ın temelinde sağlam bir iman ve marifet (Allah'ı tanıma) olmalıdır. Risale-i Nur’da iman hakikatleri geniş bir şekilde açıklanır ve bu hakikatlerin Müslümanlar arasında yayılması gerektiği vurgulanır. İman, birlikteliğin manevi temeli olmalı ve İslam dünyasında cehaletin yerini marifet almalıdır. Fen, Hakiki marifet ve Medeniyetin mehasinleriyle teçhiz edilerek “Taharri-i Hakikat Meyalanını”, “insafı” ve “Muhabbet-i İnsaniyeti” öne çıkarılmalıdır.
İslami İhya Hareketlerine Katkı: Said Nursi, “İman hizmeti”nin önemini vurgular. İslam dünyasında tecdid (yenilenme) hareketleri, Risale-i Nur’da olduğu gibi faziletli iman ve tefekkür esaslı olmalı; bu sayede manevi kalkınma ve birlik sağlanabilir. Manevi kalkınma ile birlikte maddi kalkınmaya da vurgu yapan Bediüzzaman, “Âlem-i İslam’ın şahs-ı manevisinin kalbinde gayet kuvvetli ve kırılmaz beş kuvvetin içtima ve imtizaç edip yerleştiğini söyler. Bunlar;
- Hakikat-ı İslamiyet,
- Şedid İhtiyaç ve Fakr,
- Hürriyet-i Şer’iye
- Şefkatle Cihazlanmış Şehamet-İ İmaniye.
- Maddi terakkiye ile İzzet-i İslamiye’yi Yüceltmek.
6. İslam’ın Müsbet Hareket (Pozitif Eylem) İlkesini Hayata Geçirmek
Müsbet Hareket: Said Nursi’nin en önemli vurgularından biri “Müsbet Hareket”tir. Yani tahripkâr ve yıkıcı faaliyetlerden kaçınarak, yapıcı, birleştirici ve pozitif eylemlerle İttihad-ı İslam’a katkıda bulunarak “Hüsn-ü Zan” esas alınmalıdır. Her türlü ayrıştırıcı ve şiddet içeren hareketlerden uzak durarak, akılcı, hoşgörülü ve kapsayıcı bir yaklaşım geliştirilmelidir.
7. Milliyetçilik ve Irkçılığın Önüne Geçmek
Menfi Milliyetçilikten Kaçınmak: Said Nursi, menfi milliyetçiliği ve ırkçılığı İslam dünyasında en büyük ayrılık sebebi olarak görür. İslam birliği için milliyetçiliğin, dini kardeşliğin önüne geçmemesi gerektiğini vurgular. İslam dünyasında milliyetçilik yerine İslami kimlik ve ümmet bilinci güçlendirilmelidir.
Ümmet Bilincini Aşılama: İttihad-ı İslam, Bediüzzaman’a göre ümmet bilinci etrafında şekillenmelidir. Milliyetçilik ve etnik farklılıklar ikinci planda kalmalı, ümmetin birliği esas alınmalıdır.
8. Eğitim ve Kültürle İslam Birliğini İnşa Etmek
Manevi ve Ahlaki Eğitimi Ön Plana Çıkarmak: Bediüzzaman, eğitimin İslam birliğinin inşasındaki yerini önemle vurgular. İslam dünyasında eğitimin sadece fenni değil, aynı zamanda manevi ve ahlaki boyutlarının da geliştirilmesi gerektiğini belirtir. Medresetüz-zehra gayesiyle mektep, medrese ve tekke birlikteliği olan fen bilimleri ile din ilimlerin birlikteliğe vurgu yapar. Eğitimde Risale-i Nur gibi eserlerle iman ve ahlak eğitimi ön planda olmalıdır.
Kültürel Birlik: Bediüzzaman, İslam medeniyetinin ortak kültürel değerlerine vurgu yapar. İslam dünyasında bu ortak kültürel değerlerin yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması önemlidir. Ortak bir İslam medeniyeti bilinci oluşturulmalıdır.
9. İslam Ülkelerinde İstiklal ve Hürriyetin Korunması
Hürriyet ve Bağımsızlık: Said Nursi, Müslümanların bağımsızlığını ve hürriyetini İttihad-ı İslam’ın bir gerekliliği olarak görür. Hürriyeti imanın özelliklerinden sayar. İslam dünyasında siyasi bağımsızlık, dış baskılardan uzak durulması ve kendi değerlerine göre yönetilme bilinci güçlendirilmelidir. Toplum hayatı imanın hakikatinden gelen Şura-yı şer’i ile yaşayabilir. Hürriyet ve meşveret manevi gelişimin ve İslam birliğinin temel unsurlarındandır.
Said Nursi, bu asırda "en büyük bir farz vazife olarak gördüğü ittihad-ı İslam'ın tahakkuku için, başta Hutbe-i Şamiye ve emsal eserlerinde çözüm yollarını göstermiştir. Hatta Müslümanların arasında arzu edilen bu ittihatın yapılamamasını ya da bunun gecikmesini "Rüya'nın Zeyli" parçasında "Haccın bahusus tearüfle tevhid-i efkârı, teavünle teşrik-i mesaiyi tazammun eden, içindeki siyaset-i âliye-yi İslâmiye ve maslahat-ı vasia-i içtimaiyenin ihmaline" bağlamaktadır.
Bu öneriler, Risale-i Nur’daki esaslar doğrultusunda İttihad-ı İslam gayesi için hem manevi hem de sosyal temelleri güçlendirmeye yönelik pratik ve uygulanabilir yaklaşımlar sunar. İslam Birliği'nin sadece siyasi veya ekonomik bir birliktelik değil, aynı zamanda iman, ahlak ve maneviyat temellerine dayalı bir kardeşlik projesi olduğu unutulmamalıdır.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.