O çocuklar okula bir ay geç başlayacak
Yeni eğitim sezonunda Türkiye'de milyonlarca öğrenci ders başı yaptı. Bitlis'te göçerlerin çocukları ise arkadaşlarına ancak bir ay sonra katılabilecek.
Yarı göçebe yarı yerleşik bir hayat sürdüren göçerlerin takvimleri ile eğitim takvimi örtüşmeyince, yüzlerce çocuk okula bir ay geç başlamak zorunda kalıyor. Yaylada çadırlarda kalarak ailelerine katkı sağlayan çocuklar, hem koyun otlatıyor hem uzak mesafelerden su taşıyor.
Asırlardan bu yana yazları dağların doruklarında, kışları ise mevsim şartlarının daha yumuşak olduğu yerlerde konaklayan göçerler, erkek çocuklarını eğitime başlayan okullara bir ay sonra gönderecek. Göçerlerin kız çocuklarının bir çoğu ise okula gönderilmiyor. Bitlis'in Güroymak, Hizan ve Mutki ilçeleri yakınlarında hayvanlarını otlatmak için Batman, Mardin, Diyarbakır ve Siirt'ten gelen göçerler, bir ay sonra köylerine dönecek. Aileleriyle beraber gelmek zorunda kalan öğrenci çocukların sıkıntısı, zor yaşam koşulları yanında yaşıtları gibi tatil yapamamış olmak. Göçer çocuklarının bir diğer büyük derdi de okullarına akranlarından bir ay geç başlamak.
Siirt'te okuyan ilköğretim 6. sınıf öğrencisi Ahmet Yaman, 13 yaşında olduğunu, her sene ailesiyle yaylaya çıktığını ve 6 yıllık öğrencilik hayatı boyunca okula zamanında hiç başlayamadığını söyledi. Okula geç başlama sıkıntısını yaşayan sadece Ahmet değil, ilkokul 7'nci sınıf öğrencisi Halil Cumali de akranları gibi okuluna zamanında gitmek istiyor.
"AİLEMİZE DESTEK OLUYORUZ"
Çadırda kalan çocuklardan 16 yaşındaki Pınar Yaman, yeni eğitim yılı başlamasına rağmen, bir ay sonra okula gidebileceğini belirterek, okullar tatil olmadan bir ay önce de yaylaya geldiklerini söyledi. Yatılı ilköğretim bölge okulunda kalarak ya da taşımalı olarak okula gittiklerini anlatan Yaman, ''Beş kardeş okula gidiyoruz. Ailemiz köyde yaşıyor. Biz de yazın yaylaya erken gelip, ailemize destek oluyoruz. Yaylada çadırlarda kalıyoruz. Koyunları otlatıyoruz, süt sağıyoruz. Yaylada su uzak. Her gün eşeklerle su taşıyoruz.'' dedi.
Ali Çiftçi ise ailesi hayvancılıkla uğraştığı için zor şartlarda okula gittiklerini belirterek, ''Okuldan bir ay önce ayrılıyoruz, bir ay da geç gidiyoruz. Yazılı sınavlara fazla çalışamıyoruz. Geç gittiğimiz zaman derslerde sıkıntı yaşıyoruz. Okula geç gitmemiz sorun oluyor.'' diye konuştu.
Göçerlerin, erkek çocukları geç de olsa okula gidip eğitimlerini sürdürürken, kızlar ise gönderilmeyebiliyor. Göçebe hayatın getirdiği zorluklar nedeniyle kız çocuklarının birçoğu okula gönderilmiyor. Süt sağımı, çadırların temizlik ve bulaşık gibi ihtiyaçlarını kızlar karşılıyor. Ev işleri bittikten sonra dağda hayvanları otlatan çobanlara hazırladıkları yemekleri götürme görevi de kızların. Batman'dan gelen ve yaylalara çıkan ailelerin birçoğunun kız çocuklarını okula göndermediklerini belirten 3 çocuk annesi Neslihan Çınar, hiç okula gitmediğini, annesi ve 6 kız kardeşi gibi okul sırasını sadece uzaktan görebildiğini ifade etti.
Kız çocuklarının okula gönderilmemesinin bir alışkanlık haline geldiğini aktaran Çınar, mevsim şartları ve aşirette iş bölümündeki rolleri yüzünden kızlarını okutamadıklarını anlattı. 40 yıldır göçerlik yaptığını belirten 70 yaşındaki Perihan Çiftçi ise "Bizim burada sadece erkek çocuklar okuyabilir. Benim hiç okuma yazmam yok. Sadece çadırlarda çalışır, sonra evlendirilirler." şeklinde konuştu.
Cihan