Öğretmen, geleceğe maya çalan adamdır. Yüreği insan sevgisi ile dolu insanlar, öğretmenliği hakkıyla yapabilir ve geleceği inşa edecek, yüreği sevgi ile dolu nesiller yetiştirebilir.

Ancak büyük insanlar hakkıyla öğretmenlik yapabilir.

Booker Washington der ki:

“Büyük insanların kalbinde sadece sevgi vardır, küçük insanlar kin tutar.”

Üstat Bediüzzaman, “Bizler muhabbet fedaileriyiz, husumete vaktimiz yoktur.” der.

Yüreğinde düşmanlık ve kin bulunmayanlar, yani muhabbet fedaileri bu mesleğin hakkını verebilir.

Peygamberimiz (sav) şöyle buyurur:

“Ben sadece öğretmen olarak gönderildim.”

Bugün Öğretmenler Günü, öğretmenlerin birçok problemi var. Birçok meslektaşım sorunların çözümü için çırpınıyor, birçoğu da çözümsüzlüklerden şikâyet ediyor.

Öğretmenlik mesleğini seçenlerin şanslı kişiler olduklarını ve sorunlar karşısında şikâyet etmemeleri gerektiğini yazacağım.

Evvela peygamber mesleğini seçmişiz, bu harikulade isabetli ve güzel bir seçim.

Şimdi Peygamberimiz (sav) ile kendi durumumuzu karşılaştıralım.

Peygamberimiz (sav) bizim sahip olduğumuz birçok imkândan mahrumdu. Şöyle ki:

¥ Okulu yoktu.

¥ Sınıfta öğrenciler onu beklemiyordu.

¥ Maaşı yoktu.

¥ Kendisine karşı çıkanlara karşı onu koruyacak disiplin kurulu, yönetmelikler yoktu.

¥ Veliler, çocuklarını getirip ona vermiyorlardı.

¥ Öğrencileri, sadece öğrenim yaşındaki öğrenmeye hazır kişiler değillerdi. İçlerinde onu tehdit edenler, öldürmeye gelenler, onunla alay edenler vardı.

¥ Kavmi, kabilesi ve etrafı onu tehdit ediyordu.

¥ Başlangıçta herkesin saygı duyduğu bir unvana sahip değildi. Deli, büyücü, yalancı diyen bahtsızlar vardı.

Bugün öğretmenin konumu böyle değil. Aksine şu avantajlara sahibiz:

¥ Eğitim yapmak için güzel binalarımız var.

¥ Sınıflarımız kaloriferli, sobalı ve sıcak.

¥ Hepimizin maaşı var.

¥ Öğretmene karşı gelen kendini disiplin kurulunda bulur.

¥ Veliler, en değerli varlıkları olan yavrularını bize emanet ediyorlar.

¥ Karşımızda zihin ve karakter gelişimi için en verimli çağda, altın kalpli yavrular var.

¥ Etrafımız bize yardım için çabalıyor.

¥ Öğretmenlik, herkesin saygı duyduğu, değerli bir meslek.

Öğretmenliğin zor bir sanat olduğunu biliyorum.

Yüreğine giremediğiniz öğrencinin zihnini aydınlatamazsınız.

Kendinizi sevdiremediğiniz öğrenciye başarılı bir eğitim veremezsiniz.

Öğrenmek ve öğretmek duygusal tarafı ağır basan bir etkinliktir.

Prof. Herald Hüter, bu gerçeği şöyle ifade eder:

“Beynin her tarafını araştırdık, beyinde zeki, tembel ve bağımlı bir hücreye rastlamadık, her hücre aynı yetenekte, her şeyde sizin bilinç altına verdiğiniz emre bağlı, öğrenme duygusaldır.”

Marangozun üzerinde çalıştığı tahta, masa, sandalye ona itiraz etmez.

Buzdolabı, çamaşır makinesi, araba yapan ustaya demir, alüminyum, bakır, tel gibi maddeler ustaya karşı gelmez.

Hastalar, doktorlara karşı çıkmak yerine yardımcı olurlar.

Buna karşılık öğrenciler öğretmene itiraz eder, kimi zaman davranışları ile, kimi zaman sözlü veya fiili karşı koyar, eleştirir, sinir bozarlar.

Ama eğitim süreci zorluklara rağmen başarı ile bitince de öğrenciler size döner, teşekkür eder, memnuniyetlerini ifade eder, hediyeler verir, minnettarlıklarını dile getirirler. Bu da öğretmenliğin güzelliği.

Peygamberimiz (sav), sebep olan yapan gibidir, buyurur.

İyi, güzel, sevap, faydalı şeyleri öğrencilerine öğreten öğretmen sevap kazanır, üstelik bu iyi ve güzel şeyleri öğrenciler uyguladıkları sürece öğretenin amel defteri açık kalır.

Sevap kazanma âşığı, geleceğin Türkiye’sini inşa edecek nesiller yetiştirmeye sevdalı meslektaşlarımın Öğretmenler Günü’nü tebrik ederim.

Yeniakit