Fevzi KARADEMİR
Oksimoron kimlikler
Zıtları cemeden mizaçlardır.
Farklı tipleri vardır. Bunlardan bazıları güzel giyinir, güzel konuşurlar.
Ses tınıları kibarlık nağmelidir.
Nezaketin her türü cilvelenir konuşmalarında.
Muhataplarını över, fikirlerini onar, iltifata boğarlar.
Başka bir deyişle pürüz çıkarmasın, gıcırdamasın diye onları yağlarlar.
Güzelleme yapma ustasıdırlar.
Siyasidirler. İlm-i siyaseti çok iyi bilirler.
Tasdik etmedikleri, karşı oldukları fikirler için bile “buyurduğunuz gibi” der, fikrinizi onaylamış gibi yapar fakat kibarca kendi fikirlerini dayatırlar.
“Kendim için bir şey istiyorsam namerdim” edasındadırlar.
Kişisel hevesleri ve şahsi menfaatlerine olan şeyleri, büyük bir heyecanla savunurlar. Bunu yaparken maslahat olarak vatan, millet, hizmet gibi kavramları öne sürerler.
Yakinen tanımayanlar, bir an onları millet fedaisi sanır.
Oysa bunlar kaba kibar, menfaatperest fedaidirler. Kibarlık zarfı, menfaatlerine dokunduğunuz an yırtılır. Gerçek kimlikleri bütün kabalığı ile ortaya fırlar.
Mağrur mütevazıdırlar. Hal hatır sormalarında, merhaba deyişlerinde bile üstenci bir bakış, kendini beğenmişlik sezilir. Tevazu ederken övünürler.
Menfaatçidirler. Başkalarını sürekli kullanırlar. Kullanmaya çalışırlar. Kendilerini en akıllı saydıkları için buna hakları olduğunu sanırlar.
Kişiler hakkında tanımlamalar yaparlar. Onları kategorize ederler. Menfaat umduklarına yakın, ummadıklarına uzak dururlar. İşlerine yaramayanların her birine ayrı bir kulp takar, kusur isnat ederler. Dost düşman herkesin gıybetini yapar, bunu bir sohbet/muhabbet icabı sayarlar.
Melek görünürler, güzel ahlak vaizidirler. Ancak mürâîdirler, Musa gibi konuşur, Firavunca hareket ederler. Menfaatleri neyi gerektiriyorsa onu söyler ve yaparlar. Fırsat bulduklarında muhataplarını yaralamaktan sakınmazlar. “Yüzleri dost, özleri düşmandan usandım!” şikâyeti bunlar içindir.
Evet, oksimoron kimlikler, zıtların cemi ile oluşan tiplerdir.
Bunların; komünist veya laik Müslüman, İslamiyet düşmanı mümin, liberal muhafazakâr, ateist Alevi, keko sosyete, gundi şehirli, akrep ruhlu melek yahut melek yüzlü şeytan ve daha nice tipleri vardır.
Kendimize ve çevremize nazar etsek bu kimliklerin farklı bir türünü görebiliriz.
“Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol” hakikatini yaşamak zor anlaşılan. Bu kirli ve kasvetli dünyada berrak bir cam olmak kolay değil. Ancak kusurunu görüp itiraf etmek de bir erdem. Hak erleri bu itirafı ne güzel yapmışlar:
Bir dem varur mescidlere yüzin sürer anda yire
Bir dem varur deyre girer İncîl okur ruhbân olur
Bir dem gelür Mûsâ olur yüz bin münâcâtlar kılur
Bir dem girer kibr evine Firavn'ıla Hâmân olur
Bir dem gelür ‘Îsâ gibi ölmişleri diri kılur
Bir dem gelür güm-râhleyin yolında ser-gerdân olur”
(Yunus Emre)
Bu Kaygusuz Abdal'a
Âşık demen dünyada
Nakş ü suret gezetir
Maksudu nakkaş değil''
(Kaygusuz Abdal)
Kalplerimizin ıslahı duasıyla…
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.