İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı, okul aile birliklerinin etkilerini artırmak gerektiğini belirterek, "Mevcut olan yetkileriyle birlikte eğitim sistemindeki yerini konuşurken etkinin oluşturulması gerekiyor. Okuldaki var olan bütün eğitim ortamlarında, eğitimi geliştirme çalışmalarında, okuldaki yönetim süreçlerinde olumlu ve pozitif etkisinin olması gerekiyor." dedi.

ÖNDER İmam Hatipliler Derneği tarafından düzenlenen "ÖNDER 2. Okul Aile Birliği Zirvesi" Kadıköy İmam Hatip Lisesi İBB 15 Temmuz Şehitler Konferans ve Spor Salonu'nda gerçekleştirildi.

Yazıcı, buradaki konuşmasında, okul aile birliğine çizilen görev ve misyonun, okul ve aile arasındaki iletişim ve iş birliğini sağlamak olduğunu vurgulayarak, okulda aile birliği ve velinin çok yakın bir iletişim içinde olması gerektiğini söyledi.

Okul aile birliklerinin okullardaki birçok kurulda görevler üstlendiğini anlatan Yazıcı, "Okul çocuklarımızı geleceğe hazırlama da çok özel bir çevre. Bu özel çevre kendi içerisinde çoklu iletişim ve etkileşime açık ama bu çevre içerisinde çok açık bir sistem olarak doğal bir unsur olarak okul aile birliği var. Bu okul aile birliğini ne kadar formal hale getirirsek getirelim buna etki unsurunu katmazsak aslında okul aile birliği istediğimiz işlevi üstlenemiyor." diye konuştu.

Yazıcı, okul aile birliklerinin yasal çerçevede kaldığı şekliyle bir ifade etmediğini ve uygulayıcı olması gerektiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Bu durumlar sorunun yetkiden çok etkide olduğunu gösteriyor. Okul aile birliklerinin etkilerini artırmak gerektiğini düşünüyorum. Mevcut olan yetkileriyle birlikte eğitim sistemindeki yerini konuşurken etkinin oluşturulması gerekiyor. Bu etkinin de aslında okuldaki var olan bütün eğitim ortamlarında, eğitimi geliştirme çalışmalarında okul aile birliğinin okuldaki yönetim süreçlerinde olumlu ve pozitif etkisinin olması gerekiyor."

"Okul aile birliklerini süreçlere katmalıyız"
ÖNDER İmam Hatipliler Derneği Genel Başkanı Halit Bekiroğlu da değişimlerin kolay benimsenip kabul edilmediğini belirterek, toplum değerlerine uygun olmayan değişimleri olduğu gibi almanın da doğru olmadığını söyledi.

"Kopyala-yapıştır" mantığıyla olan değişimlerin bir fayda getirmeyeceğini vurgulayan Bekiroğlu, "Türkiye'nin son iki yüzyılda yaşamış olduğu bir tür batılılaşma serüveninin en önemli zaaf noktası kendimize özgü modelleri oluşturamamamız. Bu değişim bizim eğitim safhamızı da etkiliyor. Artık daha fazla apartmanlarda oturduğumuz için okul mahalleyle bütünleşik olmaktan da çıkıyor. Şimdi bundan şikayetçi olmak bizi bir noktaya götürmüyor. Burada çözümler üretmemiz gerekiyor." dedi.

Bekiroğlu, sivil toplum kuruluşlarının da bu anlamda en iyi çözümlerden biri olabileceğine inandığını kaydederek, şunları anlattı:

"Okul aile birliklerinin ailenin okula katkısının kurumsallaşmış hali olduğunu düşünüyorum. Bu açıdan çok stratejik ve önemli olduğu kanaatindeyim. Bunun öneminin erken fark edilmesinin toplum açısından faydalı olacağını düşünüyorum. Aile meselesinin de öneminin erken fark edilmesi yine hem gerekli hem de bizi bazı tahribatlardan kurtarmış olacaktır. Bu yönüyle eskisi gibi aile tabiri caizse elini kolunu sallayarak okula giremiyor. Eskisi gibi ilişkiler çok daha samimi olmayabiliyor çünkü şartlar değişiyor. Fakat buna dair çözümler var, okul aile birliği tam da buna dair bir çözüm ailenin okul süreçlerine aktif, verimli ve usule uygun katılımını sağlayacak en önemli mekanizma. Bu değişimlere çok açık olmadığımız için bizler veliler olarak okulu suçluyoruz. Okul velileri suçluyor bir süre sonra okul aile birliği olgusunu bir problematik olarak görmeye başlıyoruz, bu önemli bir tehlike. Bazı endişelerimiz olabilir ama bizim her halükarda okul aile birliklerini süreçlere katmamız gerekiyor.

Okul aile birlikleri ailenin okula katılımının kurumsallaşmış karşılığıdır. Bunu da biz usulüne uygun, şık ve verimli bir şekilde ortaya koyarsak okul, aileyi destekler, aile de okulu destekler. Kesinlikle okul aile birliklerinin salt maddi katkısı olan organizasyonlar olarak değerlendirilmekten bir an önce çıkması gerekiyor. O okulun sosyal faaliyetlerine katkıda bulunabilir okul aile birlikleri. Okulun ve eğitimin birçok safhasına katkıda bulunabilecek bir organizasyonu biz maddiyata hapsedersek ya da bazı kötü uygulamalardan hareketle okul aile birliklerine ihtiyaç yok gibi bir yaklaşım içerisinde olursak biz okullarımızı ve dolayısıyla eğitim süreçlerimizi zayıflatmış oluruz."

Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürü Nazif Yılmaz ise öncelikle eğitim için var olması gereken şeyin kültür olduğunu anlatarak, olumlu bir okul ortamını ve iklimini, olumlu bir okul çevresini ve olumlu bir ülke iklimini oluşturmanın önemini vurguladı.

Okullarda erdem, doğruluk, güven ve saygı gibi bütün değerlerin çocuklara anlatıldığını kaydeden Yılmaz, çocukların medyada, dizilerde, sosyal medyalarda ve çevresinde görmüş olduğu şeylerin okullarda anlatılan erdemlerden çok uzak olduğunu kaydetti.

AA