Önce ordu ve yargı demokratikleşmeli
Osman Can: TSK ile yargıyı demokratik bir standarda kavuşturmadığımız müddetçe temel hak ve özgürlükler konusunda anayasaya bin beş yüz madde de konulsa hiçbir anlam ifade etmez.”
Demokrat Yargı Derneği Eş Başkanı Doç. Dr. Osman Can, devletin yapısal unsurları demokratikleşmediği sürece temel hak ve özgürlüklerin hayata geçme imkânının olmadığını söyledi. Bu organların başında Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile yargının geldiğini vurgulayan Can, “Bu iki kurumu demokratik bir standarda kavuşturmadığımız müddetçe temel hak ve özgürlükler konusunda Anayasa’ya bin beş yüz madde de konulsa hiçbir anlam ifade etmez” dedi.
Platform Adana’nın Seyhan Oteli’nde düzenlediği “Hukukun Üstünlüğü ve Demokrasi” konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Can, dernek olarak eksikliğini hissettikleri bu hususlara eğildiklerine işaret etti. Yargı sisteminin demokratik bir yapıya sahip olmadığının altını çizen Can, Türkiye demokrasisinin Prusya’daki gibi bürokrasiye dayandığını savundu. Bu anlayışa göre bürokrasinin kendisini devletin sahibi olarak gördüğünü anlatan Can, Türk hukuk sisteminin babası sayılan Mahmut Esat Bozkurt’un ‘ırkçı ve faşit’ düşüncelerden beslendiğine değindi.
Egemenliğin halka dayandığını ifade eden Doç. Dr. Can, yasama, yürütme ve yargı erklerinin yapısı üzerinde de durdu. Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi Ankara’daki hakimlerin de yargı yetkisini kullandığını dile getiren Can, “Peki Türk milleti o somut şahıslara yargı yetkisini kullanabilme direktifini ne zaman verdi? İşte bir türlü cevabı bulunmayan soru budur. Anayasa’da yazılıyor olması yetmiyor. Doğrudan doğruya bir yetkilenme gerekiyor. Kuruldaki çalışan insanların da yetkileri silsile şeklinde halka dayanması lazım. Türkiye işlemeyen bu husus tam tersine Batıda istisnasız çalışıyor. Batıda yargının demokratik iradeye dayanması ihtiyacı o kadar normaldir ki tartışmaya gerek kalmıyor. Ama Türkiye’de temel sorun budur.” diya konuştu.
İDEOLOJİK BİR YARGI ÜST SİSTEMİ VAR
Türkİye’de tarihsel olarak ideolojik biçimde inşa edilmiş bir yargı üst sisteminin varlığına işaret eden Can, bu sistemin bütün adliyeleri kontrol edebildiğini söyledi. Ülkenin artık bu yargı anlayışını taşıyamadığını belirten Doç. Dr. Osman Can, insanların kendi içinde çoğulculuğu ve siyasî dengeyi bulmaya başladığını ifade etti. “Tek problem Ankara’daki egemenlerin halen bu gerçeğin farkında olmamasıdır” diye devam eden Can, toplumun taleplerinin farklılaştığını vurguladı. Türkiye’de “hukuk üstün ve egemen” görüldükçe sorunların arttığını dile getiren Can, “Hukuk sistemi dokunulmaz hale geldikçe biz dokunulur hale geldik. Bizim özgürlüklerimiz işleyemez, konuşamaz ve düşünemez hale geldik. Demek hukuk ile siyaset arasındaki ilişki Türkiye de alışa gelmiş şekilde değildir. Demokratik siyasetin ürünü olmayan bir hukuk aslında hukuk değildir.” değerlendirmesini yaptı.
Yeni Asya