Önemli biri olma çabasının boşunalığı -1

Tatar Çölü romanının daha ilk sayfasında mühim bir yanılgıyı öyle güzel anlatır ki Dino Buzzati.

Harp Akademisi'ni bitirip teğmen olduğunda üniformasını giyeceği daha o ilk sabah, aslında fena halde yanıldığını anlar Drogo. Üniformasını giyer, gaz lambası ışığında aynada kendine bakar ama heyhat, umduğu sevinci hissedemez. Hâlbuki "yıllardan beri, hep bu anı, gerçek yaşamın başlayacağı bu günü beklemiştir".

Gerçek yaşamın başlayacağı bir an yoktur aslında. Çünkü gerçek yaşam doğduğumuz an başlamıştır bile; belirsiz bir geleceğin dehlizlerinde saklanmamıştır. Gerçek yaşam şimdiki zamanın içinde gömülüdür, eğer orada aranırsa. "Gerçek yaşamın başlayacağı bir anı, bir günü beklemek", hayatta sığındığımız tatlı bir avuntudur sadece.

Drogo'nun "şimdiyi" çözecek bir sırrı yoktur. Sıkça denenen yönteme başvurur o da; kendini geleceğe kapatır. Bekleyecek, bekleyecek ve elbette eninde sonunda ölecektir.

Yollara düşer Drogo. Önemli bir iş başararak önemli olduğunu hissetmek için. Bastiani Kalesi'ne tayini çıkmıştır. Yolda kırk yaşlarındaki Yüzbaşı Ortiz'le karşılaşır. Ortiz, on sekiz yılı aşkın kalede görev yapmaktadır ve bir nevi Drogo'nun yaşlanmış halidir. O da başka subaylar gibi gelecekte olacak önemli bir olayın gerçekleşmesini beklemektedir.

Drogo'nun kaledeki ilk gecesinde insanın varoluşsal gerçekliğiyle ilgili önemli bir bilgiye ulaşırız. İlk günün şamatası, tanışma faslı, yol heyecanı bitmiş, günün telaşesi sönmüş, tüm meslektaşları uykuya dalmış, Drogo ise tavana bakıp endişe girdabında yuvarlanmaktadır: "Şimdiden kendisini tamamen unutmuşlardı... Bu uzun gece boyunca hiç kimse ziyaretine gelmeyecek; bütün kalede, hatta sadece kalede değil tüm dünyada tek bir insanoğlu kendisini düşünmeyecekti; herkesin kendi meşguliyeti vardı, herkes kendi kendine zor yetiyordu, hatta annesi bile, evet, belki de annesi bile şu anda başka şey düşünüyordu, tek oğlu Giovanni değildi, bütün bir gün onu düşünmüştü, şimdi sıra biraz da ötekilerdeydi."

Hepimiz gibi Drogo da önemsenmek ister. Boşu boşuna gezegende olmadığına inanmak ister. Varlığı ile yokluğu arasındaki farkın ne olduğu insanın en mühim meselelerinden biridir.

Anlam ve önem insanın dünyadaki eylemleri, yapıp ettikleriyle de sıkı sıkıya bağlantılıdır. Hayat bir faaliyettir. Faaliyetlerimiz ve eylemlerimiz varlığımızın anlamı ve önemine işaret edebilmeli, varlığımızla yokluğumuz arasındaki farkı açığa çıkarabilmelidir. Drogo da hayatına bir anlam ve önem katacak, "İşte sırf bunun için yaşadım" diyecek bir eylemin peşindedir.

Romanın bence doruk noktası kaledeki terzihanede olan konuşmadır. Bir pelerin diktirmek için terzihaneye giden Drogo'yu oradaki bir ihtiyar uyarır. Kalede kalıp bekleme olayını başlatanın Albay Filimore olduğunu; onun on sekiz yıl önce "büyük olaylar" olacak demekle işe giriştiğini, kalenin çok önemli olduğunu ve hatta bütün diğer kalelerden çok daha önemli olduğundan dem vurarak bir "önemlilik hapishanesi" inşa ettiğini anlatır Drogo'ya.

"Önemli şeyler olacak, önemli işler yapacağız..." ne kadar tanıdık değil mi?

Drogo, o an esas meseleyi idrak eder aslında: Kaledekilerin talihi -kendininki de- herkesin yaşamın da "en az bir kez çalan o mucize anı" beklemek olacaktır. Kalenin kuzeyinden, Tatar Çölü'nden gelecek bir tehlike -yıllardır gelmemiştir- önemli olaylar doğuracak, kaledeki askerler "önemli işler yapacaklar", kahramanca savaşacaklar belki ve hayatta bir işe yaradıkları hissine kavuşacaklardır.

"Muhakkak farklı bir şeyler olagelmeli, öyle bir şey ki, insan, 'artık sonuna gelmiş olsam bile beklemeye değmiş diyebilmeli'."

Farklı bir şey, sıradan olmayan bir şey yapabildiğinde önemli olacağına inanır birçok insan gibi Drogo da. Kalede yıllarca miskince beklemenin sırrı budur. Kaledekiler bir gün tecelli edecek varoluşsal anlamın, bir hikmetin peşindedirler. Drogo kendinin bunun dışında kalacağını düşünür. Yanılır. Çünkü basit eylemlerdeki sonsuz sırrı çözemediğinden, o mucizevî anı beklemekten başka bir çıkar yolu yoktur.

Hâlbuki hayatın sırrı önce sıradanlıkta tecelli eder. Günlük yaşantının sıradan gibi görünen eylemlerine sızmış anlam ve hikmetin sırrına vâkıf olamadıkça, sıra dışı ve gösterişli eylemlerle hayatın anlamına ve sırrına erişilemez.

Önümüzdeki hafta "Black Hawk Down" filmiyle konuya devam edeceğim.

Zaman
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.