Ordudan atılan subaylardan suç duyurusu

Ordudan atılan subaylardan suç duyurusu

İhraç edilen subaylar, postmodern darbenin aktörü eski komutanları hakkında suç duyurusunda bulundu

Ahmet Dönmez'in haberi:

28 Şubat sürecinde 'irtica' bahanesiyle Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ihraç edilen subaylar, postmodern darbenin aktörü eski komutanları hakkında suç duyurusunda bulundu.
28 Şubat soruşturmasını yürüten Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı'na dilekçe veren YAŞ mağduru 21 eski subay, dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, 2. Başkan Çevik Bir, Genelkurmay Genel Sekreteri Erol Özkasnak, MGK Genel Sekreteri İlhan Kılıç ve bir sonraki Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun da aralarında bulunduğu toplam 14 emekli generalden şikâyetçi oldu. Askerî belgeler ve gazete kupürleri ile desteklenen başvuruda, Batı Çalışma Grubu isimli illegal örgütlenmenin yaptığı fişlemelerle yüzlerce personelin sorgusuz sualsiz ihraç edildiğinin altı çizildi. Dilekçede, 'şerefli, başarılı ve onurlu' subayların ordudan atılmasına dayanak oluşturanların da tespit edilerek cezalandırılması talep edildi.

Askerî belgeler ve dönemin gazete kupürleri ile desteklenen başvuruda, yüzlerce askerî personelin sorgusuz sualsiz ihraç edildikleri belirtiliyor. Fişleme, izleme ve ideolojik baskı altında tutma gibi faaliyetlerin de anlatıldığı dilekçede, 'Batı Çalışma Grubu' gibi illegal örgütlenmelerden şikâyetçi olundu.

Başvuruda, bazı somut mağduriyet örneklerine de yer verildi. Bunlardan biri, Kars 7. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'nda bölük komutanı olan Topçu Yüzbaşı Nedim Karakaya'ya ait. 8 Mart 2000 tarihli ve Piyade Kurmay Albay Faruk Tosun imzalı 'Sosyal Faaliyetlere Katılma' başlıklı yazıda, şöyle deniyor: "Bugüne kadar, Garnizon içerisinde subay ve astsubaylar arasında eşli olarak yapılan sosyal amaçlı toplantılara, eşinizin kapalı ve TSK ilkeleri ile bağdaşmayan bir giyim tarzını benimsemesi nedeni ile katılmadığınız tespit edilmiştir. Sadece bu nedenle lojmanda oturmayıp dışarıda ev kiraladığınız gözlenmektedir. 17 Mart 2000 günü saat 08.00'de Askeri Garnizon'daki Kurban Bayramı bayramlaşma toplantısına TSK mensuplarının benimsediği ilkelere ve çağdaş görünüme uygun olarak eşinizle birlikte katılmanızı rica ederim."

Bu uyarıya rağmen törene katılmayan Karakaya'ya, 5 Mayıs 2000 tarihinde bu kez Tugay Komutanı Tuğgeneral Cihan Dumanlı imzasıyla 'İKAZ' başlıklı şu yazı gönderilmiş: "Sizinle özel konuşmamda da belirttiğim gibi tutum ve davranışlarınız, eşinizle birlikte sosyal ilişkileriniz TSK'nın benimsediği laiklik anlayışına uymamaktadır. (...) Son defa uyarıyorum." Bu iki yazıya rağmen 'kendine çekidüzen vermeyen' Yüzbaşı Karakaya, TSK'dan ihraç edilmiş.

Bir diğer örnek Üsteğmen Mükremin Topçu ile ilgili. 1997 yılında ordudan atılan Topçu, yıllarca ihraç gerekçesini öğrenmek istese de hiçbir cevap alamamış. Ta ki 29 Mart 2012 tarihine kadar. Bu tarihte kendisine verilen cevapta, gerekçe şöyle açıklanmış: "Devrim yanlısı İslamî bir örgüt mensubu olduğunuz, dinî vecibelerinizi yerine getirmeyi görevinizden önde tuttuğunuz, cuma namazına gitmek için sürekli izin talebinde bulunduğunuz tespit edilmiştir."

Hayatı boyunca hiçbir soruşturma geçirmemiş olan ve hiçbir örgüte mensubiyeti bulunmayan Topçu, 13 yıl sonra aldığı bu cevabın şaşkınlığının yanı sıra, kendisini hiç savunamamış olmanın üzüntüsünü duymuş. Topçu, 12 Eylül referandumunda YAŞ mağdurlarına yargı yolunun açılmasıyla birlikte TSK'ya yaptığı müracaat sonucu, hakkındaki isnatların asılsız olduğunu ortaya çıkarmış ve özlük haklarına kavuşmuş. Mağdurların bir diğeri ise Topçu Binbaşı Muttalip Yıldırım. Yıldırım ihraç kararının kendisine bildirilmesi sonrası, haksız isnatlara dayanamayarak intihar etmiş.

Zaman