Aburrahman DİLİPAK
Osmanlı’nın hayali geniş
Abdulhamid biliyorsunuz Boğaz’a köprü planını yapmıştı. Direklerse minare şeklinde düşünülmüştü.. Biliyorsunuz Amerikan Özgürlük Anıtı da, Mısır’a, İskenderiye’ye dikilmek üzere Osmanlı döneminde düşünülmüştü.. İskenderiye Limanı’na dikilecekti o heykel aslında..
Bilmem biliyor musunuz, Osmanlı zamanında Siverek’ten Körfez’e su yolu bağlantısı vardı. Fırat’ın kenarındaki taş yapı, liman idaresi ve gümrük deposuydu.
Anadolu’yu enlemesine geçecek bir kanal projesini bırakın, Karadeniz’le Hazar’ı birbirine bağlayacak bir kanal projesi bile vardı..
Karadeniz’den Haliç’e veya Marmara’ya bağlanacak 2. Boğaz hattının Erdoğan’ın çılgın projesi olduğu anlaşıldı. Haliç’in bir ucu da kanallarla Marmara’ya bağlanacak..
Karadeniz’deki 2. Boğaz hattı, Osmanlı döneminde demiryolu olarak kullanılan bir fay hattı aslında.. O konuda uzun zamandır çalışan insanlar var.. Projeler var.
Benzer bir kırık İzmit-Sakarya arasında da var. Eski çağlarda orada bir boğaz daha varmış.. O kırığı gidip gördüm. Hatta bir deniz kestanesi fosili yıllardır masamda durur..
Bakarsınız gün gelir Marmara ile Karadeniz arasında 3. Boğaz hattı da açılır.. Sarıyer-Beşiktaş havzası ile İstanbul’un Anadolu yakası iki deniz arasında iki ada olur..
Aslında 2. Boğaz harika olur.. Yalı ve yeni açılacak yerleşim bölgelerinden elde edilecek gelir o projenin maliyetini fazlası ile karşılar.. Bu yol üzerinden, kurulacak yeni şehir için de bir koridor açılmış olur. İstanbul’un Avrupa yakasının Karadeniz sahillerinin değerlendirilmesi açısından da bu proje ilginç olabilir..
Bu koridor, aynı zamanda Montreux’nün dışında bir alan olacağı için de ayrı bir önemi var..
Süveyş ve Panama ya da Cebelitarık kadar olmasa bile önemli projeler bunlar..
Bana kalırsa projenin adı da hazır: Yuşa projesi. Onu Kudüs önlerinden alıp iki denizin birleştiği yere getiren mucizevi yolculuğu hatırlayın. Kudüs’ten yola çıkmıştı.
Biliyorsunuz biz İstanbul’dan kıbleye döndüğümüzde aynı zamanda yüzümüzü Kudüs’e dönmüş oluyoruz.. İstanbul Kıbleteyndir. Kudüs’le İstanbul arasında köklü manevi bir bağ vardır. Mekke ve Medine ile olduğu gibi.. Üsküdar otogarının bulunduğu yere boşuna “Harem” denmiyor.. Orası kutsal mekanlara açılan kapı anlamına gelsin diye adına Harem denmiş. Orası aslında sahra mescididir. Sürre alayları oradan hareket ederdi. Oradaki otopark kalkar da bir gün inşallah, o alan “İslam Medeniyetleri Müzesi ve Kongre merkezi” olur, sahra mescidi özelliği de korunur.
Gün gelecek bizim nehirlerimiz üzerinden de taşımacılık yapılacak..
Biliyorsunuz İstanbul’dan kalkıp Tuna üzerinden Avusturya, Hollanda’ya kadar gidebilirsiniz.. Eskiden Karadeniz’i geçerek Azak denizi üzerinden Finlandiya’ya kadar gidilebiliyormuş. Baltık denizine karadan su yollarını takip ederek ırmak gemileri ile yol alabiliyorsunuz..
Gün gelecek İkitelli’nin, Gebze OSB’sinin içinde tren yolu yapılacak.. Islah ediyoruz diye üstü kapatılan dere yeniden açılıp ulaşımda kullanılan su yollarına dönüştürülecek.
Ümraniye’ye doğru uzayan Küçüksu Deresi eskiden teknelerin gidip geldiği bir yerken, Osmanlı’nın Sadabat’tan sonra en güzel yerlerinden biri iken, şimdi gelin görün ne halde.. Küçüksu Vadisi gecekondularla kaplı ve tek bir tarihi eser bile kalmamış.. Küçüksu Kasrı’nın yanındaki cami önce halkevine çevrilmiş, sonra da yokedilmiş tek parti döneminde. Derenin üzerini kapatıp üstüne ev yapmışlar. Açık alanlar ise pislik yuvası, biraz yukarıya çıkınca beton kanala almışlar, açık kanalizasyon..
Biz buradan geliyoruz..
Gün gelecek Küçüksu Camii de yeniden açılacak ve Küçüksu Deresi de ıslah edilecek..
Yurdu demirağlar/demir yolları ile baştan başa ören Nuri Demirağ’a ne oldu biliyor musunuz? İflas ettirdiler.. Adam ilk yerli uçağı yapmıştı.
Başbakan’dan, Yeni Merkez Bankası Başkanı’ndan bir ricam var. Galata’ya bir el atın.. Galata havzasını tarihte olduğu gibi yeniden serbest finans bölgesi yapalım.. Değerli taşlar ve madenlerin işlem gördüğü bir merkez.. Sembolik idari merkez Galata olmalı, ama stoklar, takas ve cari işlemler Pendik tarafında olabilir belki.. Galata dediğiniz yer bitirildi, bugünkü İsviçre doğdu.. En azından sembolik anlamda, Galata’nın yeniden ihya edilmesi gerek..
Bana kalırsa hepsinden önce bilişim üssünün hayata geçirilmesi gerek. Çünkü bu projelerin hepsi bilgi temeli üzerine oturmalı..
Selam ve dua ile.
Akit
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.