Paksu'dan Odatv ve Filiz'e Said Nursi cevabı

Paksu'dan Odatv ve Filiz'e Said Nursi cevabı

Son Ergenekon operasyonunda gündemde olan Odatv sitesi garip bir haber yayınladı

Ahmet Bilgi'nin haberi:

Son Ergenekon operasyonunda gündemde olan Odatv sitesi garip bir haber yayınladı. Haberin garipliğini oluşturan unsur ise İlahiyat Fakültesi İslam Felsefesi Anabilim Dalı Başkanlığı yapmış olan Prof. Şahin Filiz'in cenneti ve Peygamber mucizelerini evrimci bir zihniyetle yorumlaması.

Haberde Bugün gazetesi yazarı Mehmet Paksu'nun Nesil yayınları tarafından basılan 'Nur Dede' kitabında Said Nursi'nin yaşamı ve öğretisinin çocuklara anlatılması eleştirildi. Pozitivist bir bakışla yorumlanan kitapta "inek, keçi, koyun ve deve gibi hayvanların 'Bismillah' dedikleri izahı" şaşkınlıkla karşılandı.

Cennetin çocuklara anlatılması "en çarpıcı bölüm" olarak değerlendirilirken, Peygamber mucizeleri ile günümüz tekolojisi arasında bağlantı kurulması garipsendi.

Konuyla ilgili Odatv'ye konuşan İlahiyatçı Prof. Dr. Şahin Filiz, hikaye diliyle aktarılan dini bilgilerin, dinin gereğiymiş gibi sunulmasının yanlış olduğunu ileri sürdü. Bu tarz metinlerle hikayelere bilimsel anlamlar yüklendiğini de vurgulayan Filiz, "bilimin örgütlenmesi beş yüz yıllık bir sürecin ardından 19 yy'da ortaya çıkmıştır. Bu tür yaklaşımlar bilimsel mirasın yok sayılması anlamını taşır. İnsanlık tarihinin bu dönemi inkar edilmiş olur" dedi.

Kitaptaki anlayışın eti yenen canlıları caiz olarak görürken, eti yenmeyenlere yaşam hakkı tanımadığını iddia eden Filiz, "bu tür zorlama yorumlarla doğa ve çevre katliamlarına dini referans yaratılıyor. Bu son derece yanlış" diye konuştu.

PAKSU: İDEOLOJİLERİ SASILMAKTA VE KORKMAKTALAR

Kitabı hakkında yapılan haberi ve Prof. Filiz'in yorumunu Risale Haber'e değerlendiren Mehmet Paksu, katbının Kur'an, Hadis ve Risale-i Nur'a dayandığını belirterek, "Kendi ideolojilerinin temelini sarsan bu kitaplar yayıldıkça bir kuş olması dolayısıyla kargaları bile güldürecek komik hale düşüyorlar. Korkmakta, endişe duymakta haklılar" dedi.

Paksu sözlerini şöyle sürdürdü:

"Haberi yazanlar da, yorum yapanlar da konuyu anlamamışlar, anlamadıkları gibi yaptıkları yorumlar da tutarsız ve anlamsız. Dillerine doladıkları yazıda benim anlattığım Cennet hayatıdır. Bunun da kaynağı âyet ve hadislerdir. Kur'ân içinizin çektiği ve gözünüzün haz duyduğu her şeyin Cennette olduğundan söz eder. Vâkıa Suresi 21. âyette ise Cennet ehlinin "Canlarının çektiği kuş etleri"nden
yiyeceklerini anlatır. Hadislerde Peygamberimiz, Cennet ehlinin uçan bir kuşu gördüklerinde, canları onun etinden yemek istediklerinde, kuşun kızartılmış olarak önlerine geleceğini, yiyip doyduktan sonra da tekrar kemiklerinin toplanıp kuş olarak uçacağını haber verir.

Kur'ân'da ve sünnette yer alan bu bilgilerden hareket eden Bediüzzaman da 28. söz'de Cennet hayatını anlatırken bu örneği verir. Ben de bu konuyu yazarken bu bilgilerden istifade ettim. Bunun "bilim dışılığı" nerede mevcut? Bu meselenin "doğa katlimaı" ile nasıl bir ilgisi vardır? Çocuklara Cennet hayatı sevdirilirken, kuş ve doğa düşmanlığıyla ilgi kurmak hangi mantığa dayanıyor? Anlamak mümkün değil.

Diğer yandan teknolojinin peygamberlerin mucizeleriyle insanlığın istifadesine sunulması bir Kur'ân gerçeğidir. Başta Enbiya süresi olmak üzere, Bakara ve benzeri birçok surede peygamberlerin mucizeleri anlatılır. Bediüzzaman Said Nursi 1915'te Ruslara karşı savaşırken kaleme aldığı İşaratü'l-İcaz isimli tefsirinde ve daha sonra 1930'lu yıllarda daha geniş olarak işlediği Sözler'de (20. söz) konuyu genişçe ele alır ve peygamber mucizelerinin insanlığın hem maddi, hem de manevi ilerlemelerine ışık tuttuğunu anlatır. Bu yorumları Reşid Rıza ve Seyyid Kutup gibi Mısır alimleri yaptıkları gibi, Elmalılı Hamdi Yazır ve daha birçok âlim kitaplarında dile getirir. Bu mesele Kur'ân'ın çağımızdaki gelişmelere işaret ettiğini göstermesi yanında, bilime teşvik ettiğini, destek verdiğini, insanları yeni buluşlara yönelttiğini, hatta daha ileriye geçerek "eşyayı bulunduğu yerden aynen nakli" gibi çalışmalara ışık tuttuğunu anlatır.

Haberde adı geçen ve ilahiyatçı olarak tanıtılan kişinin bu bilgilerden uzak kalması mümkün olmadığı gibi, bu yorumlardan rahatsız olarak, konuyu çarpıtması da ilahiyat ve bilim adına bir ayıp ve ciddi
bir eksikliktir. Bu kitapları yüz tane çocuğa okutsanız hiçbirinin böyle bir düşünceye kapıldıklarını göremezsiniz. Kaldı ki, kitaplar 60. baskılarını yapmış, büyük bir okuyucu kitlesi tarafından 10 senedir okunuyor. Özellikle ortaoğretim çağındaki gençlere iman şuurunu veriyor. Kitabın yaptığı bu hizmetten rahatsız olanların böyle bir tepki göstermesini normal karşılıyorum. Kendi ideolojilerinin temelini sarsan bu kitaplar yayıldıkça bir kuş olması dolayısıyla kargaları bile güldürecek komik hale düşüyorlar. Korkmakta, endişe duymakta haklılar. Gün gelecek o dillerine doladıkları Musa Aleyhisselamın asası birer ejderha olarak Firavun'un emrindeki sihirbazların "yılancıklarını" yuttuğu gibi, gün gelecek Kur'ân ışığı onların da karanlık "oda"larındaki bütün yalanları ortaya çıkaracaktır.

www.RisaleHaber.com