Hekimoğlu İSMAİL
Para ve biz
Benim çocukluğum köyde geçti... Köy hayatımızda su dereden geliyordu. Meyve ağaçtan geliyordu. Süt inekten geliyordu.
Babam kasaptı. Paraya ihtiyacımız yoktu. Fakat kibrit almak için para lazımdı. Yoğurdu sattık, kibrit aldık. Sonra şehirlilerin hayatına imrendik. "Ne kadar iyi bir hayat. İşleri güçleri yok." dedik. Biz de şehirli olduk. Baktık ki her şey parayla. Para kazanmak için ameleliğe razı olduk. Demek ki ya paraya köle olacağız veya para bize köle olacak.
Hayalen dünyayı dolaşalım. Pilot, maaşı için uçuyor. Kaptan, maaşı için okyanuslarda yaşıyor. İşçi, maaş için yerin altında kömür ocaklarında çalışıyor. Herkes gözünü devlet kapısına dikmiş maaş için. Demek ki hayatın zembereği para olmuş. Nasıl ki saatin bütün çarkları ya pille yahut çelik zemberekle çalışır; aynı şekilde hayatın maddi manevi işlemleri de parayla dönmektedir.
Artık parasız insan düşünülemeyeceği gibi, parasız hizmet de söz konusu değildir. Şimdi ibadetler bile parayla! Karnımız aç olursa namaz kılamayız. Cami parayla yapılacak, seccade parayla alınacak. Demişler ki, parası olan arabasını dağdan aşırır, parası olmayan düz ovada şaşırır.
Bugün bana gelip, tavsiye isteyen gençlere diyorum ki, kimseye muhtaç olmayın; mutlaka ya tahsilinizi tamamlayın, yahut bir sanat öğrenin. İşsizlik yok, işe yaramayan adam vardır.
Fakat önemli bir husus var ki, o da şudur: Gayemiz zenginlik değil, Allah rızası olmalıdır. Materyalistlerin, kapitalistlerin putlaştırdığı para, bizim için vasıta olmalıdır.
Parayı nasıl esir alacağız? Helalinden kazanırsak, helal yere para harcarsak parayı esir almışız demektir. Fakat, "helal kazanıyorum, helale harcıyorum" gerçeği altında israfa ve konfora kayanların sayısı az değil. Burada önemli olan, gelir gider dengesini kurabilmektir.
Bediüzzaman bunu şöyle anlatıyor: "Allah için işleyiniz, Allah için görüşünüz, Allah için çalışınız, O'nun rızası dairesinde hareket ediniz."
Bu şartlara uyunca, para boynunu büker kenarda bekler.
Mesela Peygamberimiz (sas) isteseydi, Uhud dağı altın kesilirdi. Fakat bunu istemedi. Elbette ki onun da hayatında paranın gerekli olduğu yerler vardı. Amma o, fakir yaşadı, yani halk gibi yedi, halk gibi giyindi, halk gibi yaşadı. Halkın içinden bir insan...
İslamiyet'te menfaatini ve zevklerini helal daireye çeken, nefsini ıslah etmiş olur. Helal dairenin dışına çıkan, evvela dünyasını cehennem eder, sonra da ahiret meselesi gelir.
Para kazanmakta ve harcamakta ihlaslı olmak nedir? Evvela kazanmakta hırs olmayacak sonra harcamakta israf olmayacak... Giderini artırmayan kişi, paranın ipini elinde tutuyor demektir. Böylece hayatı güzelleşecek...
Zaman
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.