Peygamberimiz (asm) ve Ramazan: Sahurun sırrı

Peygamberimiz (asm) ve Ramazan: Sahurun sırrı

Peygamber Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem iftar yemeğini acele tutarken, sahur yemeğini geciktirirdi

Ebu Said el-Hudri Radiyallâhu Anhın rivayetine göre Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:

“Sahur yemeğinde bereket vardır. Bir yudum su bile içecek olsanız sahura kalkmayı ihmal etmeyiniz. Çünkü sahura kalkana Allah rahmet eder, melekler de bağışlanmaları için dua ederler.” (Müsned, 3:44)

Sahura kalkmak iki türlü berekete vesiledir. Birisi, sahur yemeğini yiyen insanın gündüz oruç sıkıntısını çok daha az çekmesi, oruca dayanıklı olmasıdır. Böylece Cenab-ı Hak onun rızkına, yediklerine bereket, bolluk ihsan eder.

Diğeri de, seher vakti uyanık kalmakla insan, ibadete, duaya ve zikretmeye fırsat bulur. Çünkü sahura kalkamayacak olsa o bereketli saatleri uyku ile geçirecek, dolayısıyla manevî hissesi az olacaktır.

Hadisteki teşvik bu iki noktanın sağlanması açısından önem taşır.

Ayrıca Peygamber Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem iftar yemeğini acele tutarken, sahur yemeğini geciktirirdi. İmsak vaktinin girmesine yakın zamana kadar bekler, o zaman gelince yer içerdi. Çünkü, yemek ne kadar geç yenirse o kadar geç acıkılır, oruca daha hazırlıklı olunur.

Enes’in Radiyallâhu Anh rivayetine göre ise Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem sahur yemeğini yememizi özel olarak tavsiye ederek şöyle buyururlar:

“Sahur yemeği yiyin, zira sahur yemeğinde bereket vardır.” (Buhari, Savm: 20, Müslim, Sıyâm: 45; Tirmizî, Savm: 17; Nesâi, Savm: 18.)

Oruç ibadeti Hz. Musa ve Hz. İsa’nın şeriatında da vardı. Çünkü oruç semavi dinlerin ortak ibadetidir. Bakara Sûresinde:

“Ey iman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı. Umulur ki, takvaya erersiniz” buyurulur. (Bakara Sûresi, 183)

Âyette de açıkça ifade edildiği gibi Yahudi ve Hıristiyanlar da ilk zamanlar oruç tutuyorlardı. Fakat namaz ve zekat gibi diğer ibadetleri kendi elleriyle değiştirdikleri gibi, orucun vaktini, tutulma şeklini de değiştirdiler. İlk zamanlarda tuttukları oruçla bizim orucumuz arasında sadece bir fark vardı. O da sahur.

Amr ibni Âs Radiyallâhu Anhın rivayet ettiği bir hadiste Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem bu farkı şöyle bildirir:

“Bizim orucumuzla Ehl-i Kitabın orucunu ayıran fark sahur yemeğidir.” (Müslim, Sıyâm: 46; Ebu Dâvud, Savm: 15; Tirmizî, Savm: 17; Nesâi, Savm: 27)

Sorularla İslamiyet

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.