Ramazanın feyzi bereketinden olması gerek ki her şey gözüme ve gönlüme daha lezzetli ve daha harika görünüyor.

Sıcak günlerde O’nun cc rızasını umarak oruç tutabilmenin huzurlarını yaşarken, sıcak olan havaya da sabretmenin zorluğunu yaşıyorduk. (Oruç tutamayan kardeşlerimiz içinde bu güzel Ramazan ayının bereketinden faydalanmaları için dua ediyorum.)

Rabbim nasip etmese ne yapabiliriz ki? O cc nasip etmese ağaç yaprağı kımıldamıyor, O cc nasip etmese rüzgâr esmiyor, O cc nasip etmese güneş doğmuyor, O cc nasip etmese kalem yazmıyor, ’O cc nasip etmese gökteki su rahmet yağmurları olarak yeryüzüne inmiyor.’
Gökyüzünün bir kısmı bulutlu ve Ay Sema’yı ışıtıyor. Ayet-i Kerimede buyrulduğu gibi Ay bir kandil misali gökyüzünde, Ramazan günlerinde bir sergi olarak bizlere seyrettiriliyor. Ve Ayet-i Kerimede buyruluyor; "Andolsun ki biz (dünyaya) en yakın olan göğü kandillerle donattık..." (Mülk, 67/5)

Günlerce hava hep sıcak oldu. Ramazanın ilk günlerinde havanın sıcaklığından korksak da sıcaktan gece uyuyamadığımız için gafletimiz dağıldı. Havanın sıcaklığında bile hikmet vardı. Ama Rabbim bizi fazla sıkmadan, bunaltmadan ‘Rahmet Yağmurlarını Yeryüzüne İndirdi.’
O’nun cc verdiklerini yiyoruz, içiyoruz, giyiyoruz. İftar vakti daha bir hissediliyor nimetlerin kaynağı. Hamd olsun, Rabbimin verdiği nimetleri tek tek sofraya dizerken; kalp, nimetlerin varlığının Sahibine cc şahit, itaat ve şükür ediyor. Ayet-i Kerimede tekrar buyruluyor ki: “Yeryüzünü size boyun eğdiren O'dur. Şu halde yerin sırtlarında dolaşın ve Allah'ın rızkından yiyin. Dönüş ancak O'nadır." (Mülk, 67/15)

Rabbim, her halimizi her günümüzü, her durumumuzu bize bu güzelliklerle bu güzel aylarla hatırlatıyor ve bunların arasında Kendisini cc unutmamamız gerektiği uyarısını yapıyor.
Şırıl şırıl akan yağmur yeryüzüne şakır şakır düşüyor. Sokaklarda sesi duyuluyor, Hava da, toprak ile birleşmesinden ötürü kokusu var. Rüzgâr, serin serin eserken kalp Peygamber sav duasına duruyor; “Allah’ım cc beyaz bulutların hayırlısı ile gelip hayırlısı ile gitmesini lütfet. Bu yağmurları bizim için hayırlı ve bereketli kıl!”amin.

Bir yandan yağmurun geldiğine şükrederken, bir yandan da yemeklerin normalin üstünde bereketlenmesine şaşırıyorum. Yedikçe ve paylaştıkça artan yiyeceklerin şükrünü eda etmede aciz kalıyoruz. Rabbimin, tükenmeyen hazinesinin varlığına ve yarattığı nimetlerini karşılıksız olarak verdiğine bir kez daha şükrederek Elhamdülillah diyor; Rabbime, dil ile hal ile ve kalp ile teşekkür ediyoruz.

Ey bizi nimetleriyle perverde eden Sultanımız! Bize gösterdiğin nümunelerin ve gölgelerin asıllarını, menba'larını göster. Ve bizi makarr-ı saltanatına celbet. Bizi bu çöllerde mahvettirme. Bizi huzuruna al. Bize merhamet et. Burada bize tattırdığın leziz nimetlerini orada yedir. Bizi zeval ve teb'îd ile tazib etme. Sana müştak ve müteşekkir şu muti raiyetini başıboş bırakıp i'dam etme." (10.Söz)