Ramazan'a yeteri kadar hazır mıyız?

Ramazan'a yeteri kadar hazır mıyız?

Recep, Şaban derken aylardır yolunu beklediğimiz aziz misafirimiz Ramazan ayı evlerimize gelmek üzere.

Pazarı pazartesiye bağlayan gece sahura kalkıyoruz. Bu yazımızı sizlerden gelen, oruçla alakalı soruların cevaplarına ayırıyoruz.

Ramazan'a hazır mısınız?

Ramazan'a ne kadar hazırsınız?

Günler ne çabuk geçti değil mi? Recep, Şaban, Regaib, Miraç, Berat derken on bir ayın sultanı Ramazan ufukta görüldü. Rabbimize binlerce hamdüsena olsun, bu sene de Ramazan'a kavuşmak üzereyiz. Bu pazarı pazartesiye bağlayan gece sahura kalkacağız.

Peygamber Efendimiz (s.a.s.), bir hadislerinde Ramazan orucunu tutan kimselerin geçmiş günahlarının affolunacağını ve cennete özel bir kapıdan alınacağını şu ifadeleriyle müjdeliyor: "Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır. Bu kapıdan, kıyamet gününde (cennete) yalnız oruçlular girer." (Müslim, Sıyâm, 166) İnşallah hepimiz oruçlarımızı sadece midemize değil, dilimize, kulağımıza ve ağzımıza da tutturarak ve bu mübarek günlerde ihtiyaç sahiplerini de unutmayarak bu müjdeye nail oluruz.

Sevgili okurlar, geçtiğimiz hafta içinde bize oruçla alakalı pek çok soru gönderdiniz. Bu yazımızda sizden gelen sorulara cevap vermeye çalışacağız.

Oruç tutmak kimlere farzdır?

Dinimiz, emir ve yasakların yapılmasını istediği kimselerde birtakım şartlar arar. Bu anlamda diğer ibadetlerde olduğu gibi, oruç ibadetinde de belli başlı özelliklere sahip olan kimseler mükellef tutulmuştur. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz: Müslüman olmak, ergen çağında ve akıllı olmak, oruç tutmaya güç yetirmek ve yolcu olmamak.

Namaz kılmayan kimsenin orucu geçerli olur mu?

Namaz kılmamak büyük günahlardan olsa da, orucu bozmadığından veya oruç tutmanın bir şartı olmadığından namaz kılmayanın tuttuğu oruç elbette geçerlidir.

Başı açık bayan oruç tutabilir mi?

Dinimizde ibadetlerin yapılış şartları bellidir. Oruç tutmak için başın kapalı olması gibi bir şart yoktur. Başı açık bir bayan elbette oruç tutabilir, her türlü ibadetini yapabilir. Bu ibadetlerin sevabını da alır. Baş açmanın günahı ayrıdır. Bir ibadeti yerine getirmemenin günahı, başka bir ibadetin sevabını kazanmaya engel olmaz. Ancak namaz esnasında başın örtülmesi mutlaka gereklidir.

Kadınlar özel günlerinde oruç tutabilir mi?

Hayız ve nifas halinde olan hanımlar, bazı ibadetlerden muaf tutulmuştur. Böyle bir durumdaki hanım oruç tutmaz, namaz kılmaz. Tutamadığı gün sayısınca başka zaman orucunu kaza eder.

Oruç tutmaya engel olan hastalıklar nelerdir?

Oruç tutmaya mani olan hastalıkları şöyle özetleyebiliriz:

1. Tedavisi mümkün olmayan birtakım ağır hastalıkların yanı sıra meşakkatli tedavi gerektiren kanser gibi ya da geçirilen ameliyatın ardından ilaç kullanmayı ve iyi beslenmeyi gerektiren hastalıklar.

2. Devamlı ilaç kullanması gereken, mesela kalp, böbrek, karaciğer hastaları ile diyabet hastaları.

3. Şiddetli ağrılı hastalıkları sebebiyle ilaç kullanması lazım gelen kimseler; örneğin ülseri ya da diğer sancılı hastalıkları olan şahıslar.

4. Mevcut bir hastalığının oruç sebebiyle ağırlaşabileceğinden ya da sıhhatinin bozulabileceğinden endişe edilen hastalar. Misal tüberküloz ve diğer ateşli hastalıklar.
Yukarıdaki dört grubun son ikisine girenler, hastalıkları iyileşince doktora danışarak oruç tutabilirler. İlk iki gruptakiler hayatları boyunca oruç tutamayabilirler ve bu durumdan dolayı fidye vermeleri gerekir.

Yaşlılık sebebiyle oruç tutamayanlar ne yaparlar?

Dinimiz, oruç tutamayacak kadar yaşlı olan kimselere ruhsat tanımış, tutamadıkları her gün için bir fakir doyurmak (fidye) suretiyle onları bu ibadetten muaf tutmuştur.

Denize girmek orucu bozar mı?

Denize, göle veya nehre girmek orucu bozmaz. Fakat buralarda istemeden de olsa ağız ve burundan su girerse yani su yutulursa oruç bozulur. Sonradan bu orucun kazası gerekir. Bu durumda oruçluyken eğer bir zaruret yoksa bu tür fiillerden uzak kalmak gerekir.

Oruç tutmayıp yerine fidye versek olmaz mı?

Ramazan ayına giren akıl-bâliğ mümin bir kimseye oruç tutmak farzdır. Ancak Ramazan'da oruç tutmasına mani olacak hastalığı veya seferi olması gibi bir mazereti olanlar, tutamadığı gün sayısınca, daha sonra bu oruçlarını kaza edecektir. Ancak oruç tutmaya hiçbir şekilde güç yetiremeyecekse, o zaman tutamadığı her bir gün için fidye verir.

Öyleyse, oruç için edaya veya kazaya güç yetirebilen bir kimse fidye vererek oruç borcundan kurtulamaz.
Fidye vermesi caiz olanlar, şimdi veya daha sonra oruç tutmaya imkânı olmayan kimselerdir. Bunlar çok yaşlılar ile artık iyileşme imkânı kalmayan hastalardır. Yoksa hamilelik, çocuk emzirme, geçici hastalık, yolculuk gibi durumlar oruç tutmamak için birer özürse de, fidye vermek için özür değildir. Bu kişiler ilk fırsatta oruçlarını kaza etmekle yükümlüdür.

Son söz; orucu tutmamak için mazeret üretmek yerine, onu tutmak için vesileler arayalım. Bütün okurlarımıza hayırlı Ramazanlar diliyoruz.

Bugün