Cezmi HUYUT
Resul-i Ekrem (asm)’in bu asırdaki aynası-2
Allah Resulü (ASM) Cevami’ül Kelimdir. Konuşmaları beliğ ve vecizdir. Yani bir kaç sahife veya birkaç cümlede ancak izah edilebilecek çokça manaları az bir kelamla birkaç kelimelik cümlelerle ifade etmiştir.
Resul-i Ekrem (ASM), bila istisna vahye istinaden hep manidar konuşmuş, ağzından heva ve heveskarane (haşa!) manasız söz çıkmamış herkesin yapa geldiği sürçü lisanı hiçbir zaman yapmamıştır.
Resul-i Ekrem (ASM)ın, “Benden ne görürseniz yazın kaydedin” fermanı, başlı başına bir mu’cizedir. Zira hiçbir insan yoktur ki ömrü boyunca, sehiv yapmasın, hatasız, galatsız, anlamsız bir iş yapmamış söz söylememiş olsun. En büyük Veliler dahi buna dâhildir. Böyle bir cesareti hiç kimse gösteremez.
Muhbir’i Sadık (ASM), İslam’ın ve Kur’an-ı Hâkimin her mes’elesini ve bunlara dair sorulan suallerin cevabını lafı uzatmadan, hülasaten çok veciz ve öz olarak vermiştir.
Cümleleri uzun, karmaşık, zor anlaşılır değil, bilakis fasih, sade, dinleyenler tarafından rahatlıkla anlaşılır ve çok hakikatlere akla kapı açacak şekildedir.
Resul-i Ekrem(ASM)’in fevkalade ikna kabiliyeti var olduğunu görmekteyiz. Muhatabın seviyesine göre akıl, kalp ve latifelerini teskin eden izahatı, hale mutabık ve muvafık ve teslime mecbur eden veciz beyanatı, bütün hayatındaki tarzı esasıdır.
Bunun misallerini yazarsak birkaç ciltlik kitap olur.
İşte aziz Üstadımız da Kur’an’ın Hakaikine, İslamiyet’e dair hemen her mes’eleye ve anlaşılması zor mevzulara ve İslamiyet hakkındaki medar-ı tenkit ve itiraz olunan ve müteşabihat kabilinden bahislere anlaşılır şekilde gayet açıklıkla cevap vermiştir.
Zındık dinsizlerin ve Avrupa feylesoflarının itiraz ve inkârlarını, fenni ve dini âlimlerin her sahadaki suallerini, âlim olsun, arif olsun cahil olsun, dinleyenleri, okuyanları hayrette bırakan ve başta akıl, kalp ve nefis ve bütün latifeleri ikna ve teslime mecbur eden Risale-i Nur Külliyatı namı altındaki eserleriyle; izahat ve ispatları yapmış ve nice münkir ve nadanları Hakka teslime mecbur etmiştir.
Risale-i Nur’un cerh edilmez ve çürütülemez hakikatleri ve ispatları karşısında ona çare bulamayan ve onu durduramayan İslamiyet’in gizli ve aşikar düşmanları, Bediüzzaman’ı ve talebelerini ve Risale-i Nur’ları susturmak için hükümeti ve adliyeyi aldatarak, hapishanelerde süründürerek mahkum ve yok etmeye çalışmışlardır.
Risale-i Nur; Kur’ân’ın tüm hakaikini, hatta müteşabihatını gayet kat’i bir şekilde, (Mesela bu güne kadar üzerinde hiçbir eser telif edilemeyen ve akıl ile ona yol bulunamayan Ahiret Hakikatı, Melaike ve Ruh ve Kader mes’elesi gibi) yirmi otuz sahifede ancak alimlerin anlayacağı tarzda izah edilen bir çok meseleyi birkaç sahifede gayet mukni ve makul bir şekilde hatta avamın ve çocukların bile anlayacağı şekilde izah ve ispat etmiştir.
Hatta çok zındıklar “Kim Said’le görüşse O’na talebe olur” söylemişlerdir.
Bu necip vatan evlatlarını bin yıllık tarihine ve mefahirine ters bir yolda yürütmek isteyen Halkçıların eşeddi zulüm ve müstebit hükümet anlayışlarını, demokratların iktidara gelmesiyle halkçıların liderine “Bizi Said ve talebeleri yıktı” dedirtmiştir.
İslam’ın ilk zuhuru anında, Resul-i Ekrem (ASM)’in, Kureyş müşriklerinin, şiddetli bir kin ve ğayz ile mukabelede bulunmaları ve zulüm ve işkenceleri neticesi, tedbiren perde altında ve Hz.Ekram’ın (RA) hücrevi evinde İslamiyet’i yaymaya çalışmasına benzer bir şekilde.
Veya Hz.Ömer’(RA) in İmana gelmesiyle, gizlice değil de aşikâre ve ilan ederek İslam’ı yaymaya çalışması tarzında veya ikisini birleştirerek.
Üstadımızın da fitne-i ahir zamanın zuhuru ve nemrudane ve zalimane bir şekilde şeair-i İslamiyeyi tahribatı, Allah demenin suç addedildiği eşeddi zulüm zamanlarında, Hakaik-i İmaniye ve Nur’u Kur’ani’yeyi “sırren tenevveret” emrine imtisalen ve çok hikmetlere binaen İslamın İlk zuhuru anındaki gibi tedbiren, gizlice, evlerde, perde altında yapması… Zaman zaman aşikare mücadelesine devam etmesi…
İşte Fahri Âlem(ASM) ve bu asırdaki vekili Fatın-ul asr Bediüzzaman Said Nursi(RA)
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.