Rıhle dergisi 'ahir zaman'ı konu ediniyor

Rıhle dergisi 'ahir zaman'ı konu ediniyor

Ahirzaman olgusu üzerine yapılmış bir dosya çalışması

Rıhle dergisi 8. sayısında "ahir zaman"ı ele aldı. Rıhle "Yaşadığımız durumun Nebevî pencereden arz ettiği görünümü dikkatlerinize sunmak amacıyla "Ahir Zaman" olgusunu dosya konusu yaptık" dedi.

Türkiye'nin sayılı ilmi dergilerinden olan Rıhle dergisi 8. sayısında "ahir zaman" konusunu ele aldı. Konuya geniş yer ayıran dergi, "Yaşadığımız durumun Nebevî pencereden arz ettiği görünümü dikkatlerinize sunmak amacıyla "Ahir Zaman" olgusunu dosya konusu yaptık" dedi. İşte, derginin giriş bölümünde yer alan takdim;

"Takdim

İçinde yer aldığımız bir fotoğraf karesini dışarıdan seyretme imkânımız olsaydı söyleyecek ne çok şeyimiz olurdu değil mi? O fotoğrafı çektirdiğimiz anın üzerinden geçen zaman, bize kazandırdığı tecrübelerle onu her defasında farklı bir veçhesiyle okuma şansı sunar. En önemlisi de kendimize dışarıdan bakarak o anki durum hakkında daha objektif düşünme imkânı bulmuş olmamızdır…

İçinde yaşadığımız zaman dilimi, fikirler, gelişmeler… hakkında "dışarıdan bakarak" fikir yürütme imkânından mahrum olduğumuz için, derya içre yaşadıkları halde deryanın farkında olmayan "ol mahiler"den çok fazla bir farkımız yok aslında. Gerek genel olarak insanlığın, gerekse özel olarak Müslümanların ahvalini, fiilen içinde yaşadığımız için fazlasıyla kanıksamış bulunuyoruz.
Oysa Efendimiz (s.a.v)'in 1400 küsür yıl öteden uzanan beyanları, yaşadığımız durumun ne anlama geldiğine dair açık ve net fotoğraflar sunuyor bize. Biz o Nebevî beyanlar sayesinde yaşadığımız durumun bir fitne, çözülme, bozulma ve yozlaşma olduğunu anlıyor ve en az bunun kadar önemlisi, bu sürecin bizi nereye götürmekte olduğunu bilmek gibi bulunmaz bir imkânı da elimizde bulunduruyoruz.

Ahir zamanı Efendimiz (s.a.v)'in gözüyle görmek, görmeye alıştığımız için bize yabancı gelmeyen fikir, olay ve olguları O'nun teşhis ve ihbaratıyla değerlendirmek, içinde bulunduğumuz durum hakkında sağlıklı karar vermenin tek yoludur. Son Din olarak İslam, onun kaynakları, itikadiyatı, ahkâm ve ahlakiyatı, tarihî tecrübesi… ve bütün bunların bugüne yansımaları hakkında yerli-yabancı binbir türlü fikir ve tesbitin cirit attığı modern dünyada ayağımızı sağlam bir zemine basarak yürüyebilmek için o Nebevî ihbarata ab u hava’dan daha fazla muhtacız.
Rıhle yaşadığımız durumun Nebevî pencereden arz ettiği görünümü dikkatlerinize sunmak amacıyla "Ahir Zaman" olgusunu dosya konusu yaptı bu sayıda.

Bu sayıda yer alan ilk konu başlığımız Editörümüz Dr. Ebubekir Sifil'in "Ahir Zaman Bilinci" başlıklı yazısı. Bundan kısa bir süre önce validesi dar-ı bekaya irtihal eden hocamıza ve yakınlarına bir kez de buradan başsağlığı dilerken, validesi için de gani gani rahmet dualarımızı sunmak isteriz.

Daru'l-Hikme hocalarından Mahmud Yurdakul, "Kıyamet Alametlerine Genel Bir Bakış" başlığı altında, küçük ve büyük kıyamet alametlerini, konuyla ilgili rivayetler ışığında kısa kısa maddeler halinde ele aldı. Yine Daru'l-Hikme hocalarından Orhan Ençakar "Kıyamet Öncesi En Büyük Fitne: Mesih Deccal" başlığı altında bütün peygamberlerin, ümmetlerini, kendisi hakkında uyardığı Deccal fitnesini, Mesih Deccal hakkında cumhur ulemanın inancını ve onların, hadis kaynaklarındaki rivayetler ışığında konuyla ilgili sorulara verdikleri cevapları çok fazla detaya inmeden dikkatlerimize sunmaya çalıştı. Abdulkadir Yılmaz hocamız da Ye'cûc-Me'cûc meselesini, Kur'ân ve hadis nasslarıyla birlikte bazı İslam âlimlerinin bu iki kaynağa dayanan yorumlarını ihtiva eden "Bir Kıyamet Alameti: Yecûc ve Mecûc" başlığıyla mercek altına aldı. Mehdi meselesini ise Ömer Faruk Akkaya konuyla ilgili sahih rivayetler ışığında ve ilgili rivayetlerin manevî mütevatir derecesinde olduğunu belirten selef ve halef âlimlerinin görüşleri doğrultusunda "Beklenen Mehdi" başlığıyla sayfalarımıza taşıdı.

Soruşturma dosyasına bu sayıda katkı verenler arasında pek değerli üstad Abdurrahman Arslan, kıyamet ve alametleri konusunda yazmış olduğu dikkat çekici eserleriyle tanınan Yemenli âlim ve düşünür Ebubekir el-Adenî ve Prof. Dr. Kemal Sandıkçı var.

Bu sayının Mülakat bölümünde Emin Saraç hocaefendi ile yapılmış "İlmî Yakın Geçmişe Dair" sıcak bir sohbet; Tezakir bölümünde ise Musul'lu Tuğgeneral Mahmud Şît Hattâb'ın çarpıcı yaşam öyküsü yer almakta… Murat Türker ise "Şeair"i konuşalım dedi ve bazı "türedi" söylemlerin Müslümanları nerelere savurduğunu gözler önüne serdi. Dosya konularından biri olan Nüzul-i İsa meselesini, Talha Hakan Alp'in hazırladığı "Söyleşi" başlığı altında dergiye bir ek olarak koyduk.

Bir dahaki sayıda buluşmak ümidiyle sizleri Allah'a emanet eder, dualarınızı bekler, hayırlı okumalar dileriz."