Risale-i Nur baştan sona mantık olduğu için o kitabı yazmadım

Risale-i Nur baştan sona mantık olduğu için o kitabı yazmadım

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin “Sır ve Ser Kâtibi” Mehmed Feyzi Efendi’nin yıllarca sohbetlerinde bulunmuş Hasan Erdoğan’la röportajımızın 2. Bölümü…

Röportaj: Abdulkadir Çelebioğlu-RİSALEHABER

Mehmed Feyzi Efendi’nin (rh) Üstâd Bediüzzaman (ra) Hazretleri hakkında ne gibi tespitleri ve ifadeleri vardı?

Bediüzzaman Hazretleri için “Allâme” derdi. Üstâdı ilk gördüğünde “Aradığımı buldum” diyor. Bir de Üstaddan bahisle şöyle derlerdi; “O bir aslandı. Biz kedi gibi yanında dolaştık. Tırnağı da olamayız.” Mehmed Feyzi Efendi, kemâl-i tevazuuda zirve birisiydi.

Bediüzzaman Hazretleri’nin, Mehmed Feyzi Efendi’ye hususi iltifatları var mıydı? O iltifatlarından bildikleriniz var mı?

Bediüzzaman Hazretleri’nin kırılan dişi M. Feyzi Efendi’de. Ben görmedim ama görenler var. Bediüzzaman Hazretleri’nin “Dişimi kime verdiysem, ilmimi ona verdim” dediği rivayeti var. Hapishanede iken cübbesinin yamasını Bediüzzaman Hazretleri’nin cübbesinin yamasına benzetiyor. Orada bir tasavvuf ehli zât varmış. O zât, “Bak tam fenafi’l-üstad” diye latife etmiş. Bir de sakalı kesilmemiş. Bediüzzaman Hazretleri’nin “Feyzi’nin sakalı, benim sakalımdır” şeklinde bir sözü var. Sakalına hiç ustura vurulmamış. İlk askerlik yaptığında sakalı yok, çıkmamış o zaman. Yedek askerlik yaptığı zaman da sakalına el vurulmamış, sakallı olarak askerlik yapmış. Hattâ Denizli hapsinde bir Kabadayı, Mehmed Feyzi Efendi’nin sakalı ile ilgili “Bu sakala kıyana, kıyarım!” diyor ve böylelikle hapiste iken de sakalı hiç kesilmiyor.

Bediüzzaman Hazretleri’nin, Mehmed Feyzi Efendi için “Selef-i Salihin, Mehmed Feyzi gibi talebem olduğuna gıpta ediyorlar” sözünü rivayet olarak duydum. Yine “Ser Kâtibim” ve “Sır Kâtibim” diyor. Üstâdın çok iltifatlarına mazhar olan bir zât idi.

Mehmed Feyzi Efendi (rh) hayatta iken kıymeti bilinmedi diyebilir miyiz?

Maalesef kıymeti bilinmedi, tam anlaşılamadı. “Derdimi anlatamadım, yalnız kaldım gardaşım” derdi. Büyük zatların kıymeti maalesef hayatta iken bilinmiyor. Bediüzzaman Hazretleri’nin bile hayatta iken kıymeti tam hakkıyla bilinmedi.

Mehmed Feyzi Efendi’nin Bediüzzaman Hazretleri’nden hatıra nakli neden azdır? Neden hatıra anlatmazdı? Bediüzzaman Hazretleri’nden duyduklarını anlatsa en fazla anlatabilecek kişilerden birisi olduğu halde neden nakillerde bulunmamıştır? 8 sene boyunca Kastamonu da birlikte kalmış sonuçta. 8 yılda birçok bilgi elde edindiği ve Bediüzzaman Hazretleri’nin sırlarına mazhar olduğu muhakkaktır. Ama bunları neden izhar etmemiştir?

Hatıra anlatma konusunda “Mübalağalı oluyor gardaşım” derlerdi. Ondan dolayı pek hatıra anlatmazlardı. Ama ara sıra yeri geldikçe anlatırlardı. Mesela; “Karadağ’a çıkarken Üstâd at sırtında, ben yularından tutardım. Tashih ede ede giderdik. Yorulmak nedir bilmezdik” derlerdi. Yani Karadağ’a kadar 10–15 km bir mesafe. Bunlardan sitayişle bahsederdi. Bir de şöyle derlerdi; “İftihar ediyorum ki; Üstâd’a eski ve yeni eserlerini baştan sona okudum.” Risale-i Nur Külliyatı’nın çoğu hafızasındaydı. Sohbetlerinin çoğunun muhtevası Risale-i Nur’dandı. Cemaatten gelen abiler olunca bazen hatıra anlatırlardı.

Mehmed Feyzi Efendi’nin derslerinin ses kaydını almak isteyenlere izin vermediği ifade ediliyor. Hulusî Yahyagil Ağabey ses kaydına ve videoya (bir tane vefatından 1 hafta önce çekilen var) izni ve fetvası var iken; Mehmed Feyzi Efendi’nin bu konuda izin vermemesinin sebebi sizce nedir? Veya bu konuda bir açıklama yapmış mıydı?

Çok nadir ses kayıtları vardır. Medine-i Münevvere’de Ali Ulvi Kurucu ile Hac’da iken Arafat’ta var. [Bu konuşma metninin yazılı hali tarafımızdan neşredilmiştir. Bkz. https://www.risalehaber.com/mehmed-feyzi-efendi-ile-ali-ulvi-kurucunun-hacda-yaptigi-sohbet-22465yy.htm A.Ç.]

Buna ek olarak Mi’rac konusu ile ilgili bir ses kaydı ve Kur’ân-ı Kerîm Tilaveti ses kaydı mevcuttur. “İzin yok gardaşım” derlerdi, teybin ses almasına. Çok teşebbüs ettiler, çokları olmadı. Bu da ayrı bir sır. Sesinin kaydedilmemesi ile ilgili, “Zihinler daha iyi” derdi.

Mehmed Feyzi Efendi'den tarîkat dersi aldığını iddia edenler var. Tarîkat dersi verir miydi? Nur Talebesi olduktan sonra da tarîkate bağı var mıydı? Daha önceden intisap ettiği Nakşi şeyhine daha sonradan da intisabı devam etmiş midir? Bediüzzaman Hazretleri’ni tanımadan önce tarîkatte hilafet almış mıydı? Yani bir şeyhin halifesi olmuş muydu?

Mehmed Feyzi Efendi’nin, Bediüzzaman Hazretleri’ni tanıdıktan sonra herhangi bir tarîkat intisabı ve bağlılığı yok. Ama Bediüzzaman Hazretleri’ni tanımadan evvel Kastamonu’da Nasrullah ve Sinanbey Camii İmamı olan Kurra Hafız Ömer Aköz’den kıraat ve talim dersi almıştır. O zât daha sonra Fatih Camii İmamlığı ve Diyanet İşleri’nde Mushafları Tetkik Heyeti’nde bulunmuştur. Feyzi Efendi, o zâttan tarîkat değil talim ve kıraat dersi almıştır. O zât ehl-i tarîk ve tarîkatte halife olan birisidir.

Bir gün Hafız Ömer Efendi'nin (ra) tarikat/tasavvuf ehli olup olmadığı konusunu Feyzi Efendi’ye sormuştuk. “Evet tarikat ehli idi ama, ilmi nazara verirdi” cümlesiyle özetleyebileceğimiz izahlarda bulunmuştu.

İslâmî ilim dalları ve konularında yazdığı yazılar veya çalışmaları var mıydı? Şu an sadece Asâ-yı Mûsa eserinin sonunda neşredilmek üzere hazırladığı lügatçesini biliyoruz. Başka bildiğiniz var mı?

M. Feyzi Efendi’nin te’lif ettiği bir eser yok. Bildiğimiz bir lügat var. Asâ-yı Mûsa eserinin sonuna eklenmek üzere hazırlanmış. O lügatçede de ne kadar âlim olduğu görülmekte. Bediüzzaman Hazretleri Kastamonu Lâhikası’nda, “Eski Said’in ilm-i mantık noktasında bir şaheser hükmünde bulunan gayr-ı matbu Ta’likat’tan süzülen i’cazlı bir îcaz-ı hârikada, müdakkik ulemaları hayret ve tahsinle dikkate sevk eden, matbu “Kızıl Îcaz” namındaki risale-i mantıkıye Risale-i Nur’la bağlanmasına ve şakirdlerinin âlimler kısmının nazarına göstermek lâyık gördüm. Fakat çok derindir. Bugünlerde Feyzi’ye bir parça ders verdim. Belki bir zaman Feyzi kendisi, başkasının da anlaması için dersini Türkçe kaleme alacak.” diyor.

Bu yeri Mehmed Feyzi Efendi’ye sormuştum. Dedi; “Gardaşım o zaten mantık. Risale-i Nur baştan sona mantık. Ona ihtiyaç yok.” [Konuyla ilgili Son Şahitler, c. 1’de şu ifadeler geçmektedir; Muhtelif yıllarda Mehmed Feyzi Ağabeye Tâlikâtın Türkçe dersini kaleme alıp almadığını sorduğumda, “Hayır yazamadım, kaleme alamadım” diye cevap vermişti.] Bazı abiler Feyzi Efendi (rh) hakkında “Üstâd söylediği halde yapmıyor” diye bahsederlerdi. Edebinden, bir çığır da açmamak cihetiyle de belki bir eser te’lif etmediler. Hep sohbetler ile devam ettiler. Mehmed Feyzi Efendi sohbetler konusu ile ilgili şöyle derlerdi; “Sahabe kulaktan sıvarıldı.” Yani kulaktan âlim oldular. O da bu yolu tutuyordu. Ve sohbetine gelenler en müşkil meselelerini halleder, giderlerdi; sormadan bile.

Üstadın talebeleri için ağabey denilir iken Mehmed Feyzi Efendi için “Efendi” denilmesinin sebebi, hikmeti nedir?

 “Efendi” tabirinin kullanılması, hem anne hem baba tarafından seyyid olmasından dolayıdır. Bediüzzaman Hazretleri’nin talebesi olan ağabeylerden yanına ziyarete gelenler de “Mehmed Feyzi Efendi” diye hitap ederlerdi. Abdullah Yeğin ve Mustafa Sungur Ağabeyler de ziyarete geldikleri zaman “Feyzi Efendi” derlerdi. Kastamonu halkı hep bu tabiri kullanırlardı ve bu şekilde de kaldı.

Mehmed Feyzi Efendi’nin soyismi Risale-i Nur Külliyatı’nda “Pamukçu” olarak geçiyor. Ama TDV İslâm Ansiklopedisi’nde “Şallıoğlu” yazıyor. Bu konu hakkında bilginiz var mı?

Denizli ve Afyon hapsinde iken teyzesi Mehmed Feyzi Efendi’yi evlâd ediniyor. “Pamukçu” soyadı oradan kalma. Daha sonra asıl soy ismi olan “Şallıoğlu” oluyor.

[Not: TDV İslâm Ansiklopedisi’nde bu ifadeleri tasdik olarak şu ifadeler var; “Annesinin vefatından sonra teyzesi tarafından evlât edinilen Mehmet Feyzi’nin Pamukçu olan soyadı Şallıoğlu şeklinde değişmiştir.”]

(Devam edecek)

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum