Risale-i Nur cemaatlerinden tepki: Şeytaniyet, alçaklık, ahlâksızlık, aptallık!
Son zamanlarda peşine düştükleri hocalarını mehdi, kendilerini de seçilmiş insanlar şeklinde pazarlayan, ehl-i iman herkese iftiralar atan bir gruba Nur talebelerinden cevap geldi
Risale-i Nur cemaatlerinden temsilcilerin bir araya geldiği “Nur Talebelerinin Ortak İstişare Heyeti” yaptığı açıklamada Bediüzzaman Said Nursi ve talebelerine saldıran “aptallara” karşı gerekenin yapılacağına dikkat çekildi.
İşte o açıklama:
Nur Talebelerine Hain Demek!
Şübhesiz son bin yılın en büyük ismidir Bediüzzaman. İnsanlık dağlarının Himalaya'sı, zirvelerin en büyüğü Everest o! Eserleri yetmişe yakın dile çevrilmiş, talebeleri milyonları aşmış vaziyette. Dehrin karanlık gecesinin yol gösterici "Kutup Yıldızı"dır Nursî. Ne medhe ihtiyacı var, ne de alkışa muhtaç. Onun açtığı yolda yürümek, aydınlığına koşmak her insan için insaniyet muktezasıdır.
Onu sahiplenmek, manevî hukukunun bekçiliğini yapmak, sadece Nur Talebelerinin değil; vicdan ve şuur taşıyan, insanlık haysiyet ve şerefine sahib herkesin nâmus borcudur! İnsanlığı, Allah'ın lütuf ve ihsanı ile Kur'an hakikatlerinin rehberliğinde küfrün karanlığından kurtarıp imanın aydınlık saâdetine kavuşturan bu büyük insana medyun-u şükran olmak, insan olmanın en basit, en sıradan tezâhürüdür; lütuf değil.
Hikmet-i İlahiye iktizâ etse, elbette Kudret-i İlâhiye çok daha büyük zâtları arzımızın terbiyesiyle tavzif etmekten âciz değildir. Ümid ve temenni de ederiz. Ancak, bu ümid ve temenniyi vâkî tevehhüm edib mevcudlardan birilerini, hem de kametleri Bediüzzaman'ın topuğunu aşamayacak birilerini Mehdi-yi Âzam diye pazarlamak abesle iştigaldir.
Bu kadarla da kalmayıp, kaz çobanlığını yapamayacak kabiliyetteki bu çapsız adamları parlatmak için Bediüzzaman ve her biri yıldız mesabesindeki fedâkâr Talebe ve Vârislerini çürütmeye çalışmak, aziz talebelerini karanlık bir takım mihrakların ajanları olarak gösterip, hain ilân etmek, Üstad'ı da, en yakın talebelerinin tamamı hain oldukları halde farketmeyen bir zavallı durumuna düşürmek Şeytan'ı bile istiazeye sevkedecek bir şeytaniyet, bir alçaklık, dehşetli bir ahlâksızlıktır.
Bediüzzaman'ın "Seni bana Allah gönderdi!" deyip sarıldığı, onlarca boş sahifeyi imzalayıp kendisine vekalet verdiği, "Nurun Avukatı" diye taltif ettiği Bekir Berk'e Özel Harb Dairesi ajanı, "Onu kâinata değişmem!" dediği Zübeyir Gündüzalp Ağabey ve Zübeyir mesabesindeki talebelerine de Gladyo demek için küfr-ü mutlak içinde olmak yetmez, insanlıktan çıkmış olmak gerekir.
Bu şenaat, aptallık veya şizofreni ile, hattâ şahsî birtakım dünya menfaatleri ile de izah edilemeyecek kadar dehşetli bir cürüm, bir ihanettir. Küfrün hizmetine girmek, Şeytan'ın avukatlığını yapmaktır. Bu mümtaz insanlara ettiği iftira ve attığı yalanların tamamına, kendilerinin ehil olduğunu, zımnen değil, alenen ortaya koymaktır.
Türkiye'de İslâmiyet düşmanlıkları tescilli olup küfrün bayraktarlığını yapan en zındık medya sahnelerine buyur edilmeye icabet etme ahmaklığını, bir nişan-ı zîşan gibi göğsüne iliştirip bu sahnelerde Nur Talebelerinin en mümtazlarına dil uzatma maskaralığına düşmeyi göze almak; aptallık değil, düpedüz ihanettir, kin dolu bir düşmanlıktır, belki küfür hesabına bilerek çalışmaktır.
"Havlayan her ite taş atılmaz!" ağır başlılığını koruyan Nur Talebelerinin sonsuza kadar susmasını kimse bekleme hakkına sahib değildir. Bediüzzaman ve talebelerine bu ülkenin sadece ve sadece teşekkür ve minnet borcu vardır. Kemalist zihniyetin düşman ilan ettiği bu fedâkâr kitleye yeterince sahib çıkamamış olma mahcubiyetini hatırlatmak bize düşmüyor. Hatırlatmış olmayalım...
Herkes şunu net bir şekilde bilsin: Bediüzzaman ve Talebeleri, insanlığın yüz akı, bu toprakların ise şerefidirler. Onlara dil uzatan her büyük, küçük, her akıllı, haindir. Aptallar ise bahs-ı diğer, mazur sayılabilirler.
Evet; kimse hatasız değildir, Nur Talebeleri de bu küllî kaidenin istisnası değiller. Ama topuna birden hain yaftası yapıştırmaya çalışmak, hata isnad etmek değil, düşmanlık ve hıyanettir.
Amme efkârınca mâlûm olan bu hakikatleri sadece bir insanlık vazifesi olarak ilan etmek ve sonsuza kadar arkasında duracağımızı ifade etmek istedik.
Nur Talebelerine, milletimize, Ümmet-i İslam'a ve insanlığın büyük âilesine selâm, hürmet ve muhabbetle takdim ve arz ediyoruz.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.