Risale-i Nur Lûgatından bir kelime: Lümme-i şeytaniye

Risale-i Nur Lûgatından bir kelime: Lümme-i şeytaniye

Lümme-i şeytaniye ne demek? Lümme-i şeytaniye ifadesinin anlamı nedir? Risale-i Nur Lûgatından Lümme-i şeytaniye kelimesinin sözlük anlamı nedir? Lümme-i şeytaniye Risale-i Nur'da nasıl geçmektedir?

Lümme-i şeytaniye, “şeytana âit karakol, kalb sarayının düşmanın gizlenme mahalli, şeytanın fısıltı merkezi” gibi manalara gelir.

Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyuruyor: “İnsan kalbinde iki lümme (merkez) vardır. Bunlardan biri melek ilhamı, diğeri ise şeytan vesvesesi içindir.”

Şeytan kendine ait olan kısmı bir karakol olarak kullanır. Şeytan, Hz. Adem'e (as) secde etmemesi dolayısıyla cennetten kovulunca, Allah’tan kendisine mahşere kadar ömür verilmesini istedi.

"İsteği yerine gelince şöyle dedi: Ey Rabbim! Andolsun ki, beni azdırmana karşılık ben de yeryüzünde onlara günahları süsleyeceğim ve onların hepsini mutlaka azdıracağım! Ancak onlardan ihlasa erdirilmiş kulların müstesna...” (Hicr, 15/39-40)

Nefis ve şeytan, insanın manevi ilerleyişinde en mühim iki engeldir. Nefis içeriden, şeytan dışarıdan dünya ve ahiretimizi perişan etmek için durmadan çalışırlar.

Nefsin mahiyetinde gurur-kibir-menfaatçilik gibi pek çok zararlı özellikler vardır. Şeytan, işletilmeye uygun bu madenleri iyi bilir. "Halatlar ince yerlerinden kopar, kaleler zayıf yerlerinden fethedilir." Onun gibi şeytan vücud ülkesinde hakimiyeti ele geçirmek için nefsin zaaflarından istifade eder.

Kur’an-ı Kerim şu ayeti ile nefsin bazı zaaflarına dikkat çeker: “Nefsanî arzulara, (özellikle) kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara çekici kılındı. Bunlar, dünya hayatının geçici menfaatleridir. Halbuki varılacak güzel yer, Allah'ın katındadır.” (Al-i İmran, 3/14)

Yani insan fıtratı itibariyle bunlara son derece düşkündür. Hayatı bunları elde etmek için mücadele ile geçer. İnsanların en çetin imtihanları da bunlarla olur.

Üstteki ayette nazara verilen zaaflardan başka, nefsin tembellik, midesine düşkünlük, övülmekten hoşlanmak, başkalarına karşı kibirlenmek, lüzumsuz öfkelenmek, kör hislere sahip olmak, tiryakilik, gaflet, cehalet, heva, heves, peşin lezzetlere müptela olmak gibi daha nice zaafları vardır. Bu zaaflar, birer maden gibi şeytan tarafından işletilir.

RİSALE-İ NUR'DAN LÜMME-İ ŞEYTANİYE İFADESİNİN GEÇTİĞİ ÖRNEK CÜMLELER

“Meselâ, nasıl ki insanda kuvve-i hafızanın vücudu, âlemde Levh-i Mahfuzun vücuduna kat’î delildir; öyle de, insanda kalbin bir köşesinde lümme-i şeytaniye denilen bir âlet-i vesvese ve kuvve-i vâhimenin telkinatıyla konuşan bir şeytanî lisan ve ifsad edilen kuvve-i vâhime, küçük bir şeytan hükmüne geçtiğini ve sahiblerinin ihtiyarına zıd ve arzusuna muhalif hareket ettiklerini hissen ve hadsen herkes nefsinde görmesi, âlemde büyük şeytanların vücuduna kat'î bir delildir.” (Lem'alar, On Üçüncü Lem'a, Onuncu İşaret.)

Nasıl ki insanda kuvve-i hafızanın vücudu, âlemde Levh-i Mahfuzun vücuduna kat'î delildir; öyle de, insanda kalbin bir köşesinde lümme-i şeytaniye denilen bir âlet-i vesvese ve kuvve-i vâhimenin telkinatıyla konuşan bir şeytanî lisan ve ifsad edilen kuvve-i vâhime küçük bir şeytan hükmüne geçtiğini ve sahiplerinin ihtiyarına zıt ve arzusuna muhalif hareket ettiklerini, hissen ve hadsen herkes nefsinde görmesi, âlemde büyük şeytanların vücuduna kat'î bir delildir. Ve bu lümme-i şeytaniye ve şu kuvve-i vâhime bir kulak ve bir dil olduklarından, ona üfleyen ve bunu konuşturan haricî bir şahs-ı şerîrenin vücudunu ihsas ederler. (On Üçüncü Lem'a, On Birinci İşaret)

Ey bîçare, telâş etme! Çünkü o, şetm değil, belki tahayyüldür. Tahayyül-ü küfür, küfür olmadığı gibi, tahayyül-ü şetm dahi şetm değildir. Zira şetm, hükümdür. Tahayyül, hüküm değildir. Hem onunla beraber, o sözler, senin kalbin sözleri değil. Çünkü kalbin o sözlerden müteessir ve müteessiftir. Belki o sözler, kalbe yakın olan lümme-i şeytanîden gelen sözlerdir. Bunun zararı, yalnız tevehhüm-ü zararla mütezarrır olmaktır. Çünkü tahayyülü, hakikat tevehhüm eder. Şeytanın işini kalbine mâl eder. Zarar diye anlar, zarara düşer. Şeytanın dahi istediği odur. (Nur'un İlk Kapısı, Maraz-ı Vesveseye Müptelâ Olanlara Bir Ders)

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum