Risale-i Nur'a iftira atan Faruk Beşer’in hocası Ruhi Özcan hatasını itiraf etti

Risale-i Nur'a iftira atan Faruk Beşer’in hocası Ruhi Özcan hatasını itiraf etti

Prof. Ahmet Akgündüz, Faruk Beşer'i eleştirdi ve Prof. Ruhi Özcan'ın Risale-i Nur hakkındaki yanlış düşüncesini nasıl itiraf ettiğini anlattı

RİSALEHABER

Risale-i Nur’da Ehl-i Sünnet’e aykırı 26 madde bulunduğunu iddia eden ancak tek bir örnek bile veremeyen Yeni Şafak yazarı Prof. Faruk Beşer’e bir cevap da Prof. Ahmet Akgündüz’den geldi.

Beşer’in referans gösterdiği Prof. Dr. Ruhi Özcan’ın kendisinin de hocası olduğunu söyleyen Akgündüz, Risale-i Nur hakkındaki bazı sözlerine verdiği cevabın Ruhi Özcan’ı ikna ettiğini söyledi.

Akgündüz’ün açıklaması şöyle:

“Maalesef, Bediüzzaman Said Nursi’nin eserlerini anlayacak kadar ilmi kifayeti olmayan Faruk Beşer kardeşimiz, kendisi bir şey yazamayınca, Prof. Ruhi Özcan Hocamızdan meded ummuş ve “Risalelerle ilgili bir hatıra ve üzücü bir durum” başlığı altında bir yazı yazmış. Bu arada İslami ilimlerde uzman olmayan Ümit Beyden de yardım almaya çalışmış. Bütün Müslümanlar şu hakikatleri unutmamalıdır:

BEDİÜZZAMAN’IN HATASI VARSA KAHVE DEDİKODULARIYLA DEĞİL, İLMİ OLARAK AÇIKLANMALI

Birincisi: Bediüzzaman Hazretleri, ma’sum değildir. Hata yapabilir. Ancak hata yapmış ise kahve dedikodularıyla değil, ilmi olarak açıklanmalıdır. Bu durum hakkın tecavüzüne girer.

Bediüzzaman meydan okumaktadır: “İşte size söylediğim sözler hayalin elinde kalsın, mehenge vurunuz. Eğer altun çıktı ise kalbde saklayınız. Bakır çıktı ise çok gıybeti üstüne ve bedduayı arkasına takınız, bana reddediniz gönderiniz." (Münazarat, 14)

Ama Necip Fazıl, Abdülhakim Arvasi Hazretleri ve nihayet Derin Diyanet Raporu dışında yiğitçe karşısına çıkan olmamıştır.

RUHİ ÖZCAN HOCA HANGİ KONUDA İHTİSAS SAHİBİ?

İkincisi: Bir ilimde uzman olan bir insan başka ilimlerde olmayabilir. “Bir insan, ne kadar yüksek olursa olsun, ancak dört-beş fende mütehassıs ve meleke sahibi olabilir.” (İşarat-ül İ'caz, 111) 

Ayrıca “Halbuki bir fende veya bir san'atta iki ehl-i ihtisas, binler başkalardan müreccahtırlar ve ihbarda iki müsbit, binler nâfîlere tercih edilir.” (Sözler, 83)

Muhterem Ruhi Özcan Hocamız, elhak İslam Hukukunda allame ve nadir alimlerden biriydi. Ancak aynı şeyi, Kelam, Mantık ve diğer ilimlerde söylemek mümkün değildir. 

Bediüzzaman ise, gayet açık bir şekilde meydan okumaktadır:

“Bu dürûs-u Kur'aniyenin dairesi içinde olanlar, allâme ve müçtehidler de olsalar; vazifeleri -ulûm-u imaniye cihetinde- yalnız yazılan şu Sözler'in şerhleri ve izahlarıdır veya tanzimleridir. Çünki çok emarelerle anlamışız ki: Bu ulûm-u imaniyedeki fetva vazifesiyle tavzif edilmişiz.” (Mektubat, 426)

Bu sebepledir ki, zamanındaki allameler meydan okuduğu gibi, Abdülhakim Arvasi Hazretlerine de başkalarına da meydan okumuştur.

RUHİ ÖZCAN’IN İTİRAFI: BU ZAT, ALLAME-İ CİHANDIR

Ruhi Özcan hocamızın 26 meselede ehl-i sünnete muhalefet iddiası ve bizim kendisiyle görüşmemizde hakkı itiraf etmesi.

Merhum Hocamızı en iyi tanıyanlardan biri de bu kardeşinizdir. Benim hem ders hocam ve hem de Me’zuniyet Tezi hocamdır. Ayrıca vaazlarımı ve hutbelerimi beğenerek dinlediği için oğlu Abdullah’ı hafızlığa teşvik için bana emanet etmiştir.

Hocamızdan nakledilen şu alıntının ilk yarısı doğru ama diğeri tashih edilmelidir:

“Bir başka gün aynı şekilde bir karşı öğrenci hocaya, niçin Nur Medreselerine gidip Risale dersleri yaptığını sordu. Ona da şunları söyledi: “Bakın, İslam’a davette Risale-i Nur’un etkisini küçümsememek lazım. Benim babam emniyetçidir, ondan biliyorum, 1960’lı yıllarda istihbarat, Milli Eğitime bağlı bütün okullarda gizli bir araştırma yaptırmıştı. Acaba İslam’ı seçen gençlerin bu seçimini etkileyen şeyler nelerdir diye. Çıkan sonuç, o zamanlar İslam’ı seçen öğrencilerin yüzde sekseninin Risale-i Nur yoluyla seçtiğini ortaya koymuştu. Bu küçümsenecek bir etki değildir. Ayrıca ben Risaleleri baştan sona tetkik ettim. Yirmi altı yerde Ehl-i Sünnet akidesine göre yanlış olan hususlar gördüm. Risaleleri, o yanlışları bilmeyenler okutursa onları doğru diye anlatırlar. İkinci olarak ben bu yanlışlara dikkat çekmek için risale dersleri veriyorum”.

Hocamızın bahsettiği 26 muhalefet konusunu kendisiyle müzakere ettim ve bazılarını bana söyledi. 

Bunlardan biri, “bazı kimselerin bu asırda da ehl-i fetret sayılması” idi. Ben hocama aynı itirazın Abdülhakim Arvasi ve Necip Fazıl’dan da geldiğini söyledim ve bu konuda İmam Gazali’nin risalesinden bahsettim. Cevabı şu oldu: “Bu zat, allame-i cihandır. Benim İmam Gazali’nin bu eserinden haberim yoktu. Haklısın Akgündüz.”

Hocamızın itiraz ettiği bir diğer mes’ele işari tefsir ve Sikke-i Tasdik-i Gaybiye’deki haberler idi. Bunun sadece işari tefsirin külliyetinden bir cüz’i mana olduğunu, İbn-i Kemal’in Mısır Fethini işaret eden Mektubunu göstererek izah ettim. Hocam sustu. 

FARUK BEŞER’İN KAHVE DEDİKODULARINI NAKLEDEN YAZISI

Zannedersem kendisiyle müzakere etmediğimiz diğer 24 mesele, Derin Diyanet Raporunda da dile getirilen meselelerdir ki, ilmi delillerle bunları çürüttüğümüzü görmek isteyenler, osmanlisahafi.com linkinden “Risâle-i Nur’a İtirazlar ve Cevapları (Derin Diyânet Raporuna Reddiye)” adlı eserimize müracaat edebilirler.

Faruk Beşer hocamıza ve onun kahve dedikodularını nakleden yazısından etkilenen kardeşlerimize bu kitabı okumanızı şiddetle tavsiye ediyoruz.

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
14 Yorum