Mehmet ÖZÇELİK
Sabır kahramanı Hz. Eyyüb
“(Ey Muhammed!) Kulumuz Eyyûb’u da an. Hani o, Rabbine, “Şeytan bana bir yorgunluk ve azap dokundurdu” diye seslenmişti.
Biz de ona, “Ayağını yere vur! İşte yıkanacak ve içecek soğuk bir su” dedik.” (1)
Eyyüb peygamber Kur’an-da dört yerde geçer.
Hadiste:” Eşeddül belâ âlel enbiya sümmel evliya fel emsel fel emsel”,-Belânın en şiddetlisi başta peygamberlere,sonra evliyalara ve sonra sırasına göre diğerlerin başına gelir..”
Her peygamber diğer insanlardan farklı olarak ağır bir imtihandan geçirilmişlerdir.
Müminlere ibret olmak üzere özetle;
1-Hz.Eyyüb peygamberin sürülerine gelen bulaşıcı bir hastalıkla çoğunu kaybeder.Ancak O sabreder.
2-Evde oynamakta olan çocukları,yıkım sonucu eşi hariç hepsi hayatını kaybeder.
Aziz Mahmut Huda’i-nin dediği gibi O’da;Veren sensin,alan sen,dahi nemiz var-diyerek Allah’a teslim olur.Çünkü hayatı veren Allah olduğu gibi,alan da O’dur.
Behlül Dâna-ya sorarlar;Azrail sevilir mi?
Evet,deyince sebebini soranlara, Melek olduğu için demiştir.
Anlatıldığı üzere;
-Eski zamanların birinde çivi imal eden bir usta ile zavallı ustanın karısına göz koyan bir zalim vali varmış. Kadını elde etmek için ustayı ortadan kaldırmayı planlamış zalim vali ve olmayacak bir iş istemiş ondan. Demiş ki:
-Yarına kadar 300 askerim için kebkeb (yani eskimemesi için ayakkabı altına çakılan çivi) imâl edemezsen yarın kelleni uçururum.
Hâlbuki bir günde en fazla 15 – 20 kebkeb yapılabilirmiş. Zavallı usta çaresiz, valinin kendisini öldürmek için bu emri verdiğini de anladığından, sabaha kadar ağlayıp dua etmiş.
Sabah olunca evinin kapısında valinin adamlarını görünce hepten ümidi kesilmiş vaziyette hanımı ile helalleşip kapıyı açmış.
Valinin adamları demişler ki:
-Bu gece valimiz öldü; mismâr (çivi) almaya geldik.
Ve bir şair bu hadisedeki hikmeti şöyle şiirleştirmiş:
Kebkebi mismâra tebdîl eyleyen Perverdigâr
Lâne-i mürg-i garîbi kul yıkar Allah yapar
Tercümesi:
Kebkebi mismara dönüştüren Allah,
Garip kuşun yuvasını kul yıkar, Allah yapar.
Hz. Süleyman’a ölümsüzlük suyu âb-ı hayat verilir. Cebrail’in buyurduğuna göre Süleyman Peygamber bu sudan içerse kıyamet gününe kadar yaşayacaktır. Ancak Süleyman Peygamber içip içmemekte kararsız kalır. İstişare ettiği dostları söz birliği etmişçesine bu sudan içmesi için O’nu teşvik ederler. Ölümsüzlük suyundan içip içmemek arasında gidip geldiği bir günde bir adam gelir saraya. Ambarına dadanan karıncalardan şikayetçidir.
Süleyman Peygamberin emri ile karıncaların kraliçesi getirilir saraya.
Karıncaların başı adamın çok cimri biri olduğunu, malının sadakasını vermediğini, bu sebeple ilâhi bir işaretle buğdayları fakirlerin bulup alabilecekleri yerlere taşıdıklarını söyler. Dava sonucunda karıncalar beraat ederler.
Karıncaların başı müsaade alıp gitmek istediğinde Süleyman Peygamber bir sorum var, der. Bana ölümsüzlük suyu verildi. Sence bu suyu içeyim mi? diye sorar. Hayır der, karıncaların kraliçesi. “İçme. İçersen kıyamete kadar ölümsüzlüğü değil, sevdiklerini kaybetmenin acısını kazanırsın. Sen yaşarsın ama sevdiklerin ölecek.” Bu cevap üzerine ölümsüzlük suyunu toprağa döker Süleyman Peygamber.
3-Bu sefer tüm vücudunu kurtlar kaplar.Hastalık kendilerine bulaşmasın diye,akrabaları da onu terk eder.
İbadetini terk etmez,devam eder.Ancak kurtlar diline kadar ilişmiş,ibadetine engel olmaktadır.
Sırf ibadetini yapmak için Allah’a dua eder,ibadetini yapması için şifa taleb eder.
Rabbisine:” Ve Eyyub da hani Rabbine nidâ etmişti de gerçekten demişti, bana zarar dokundu ve sen, merhametlilerin en merhametlisisin.” (2)
Bir insanın en ağır imtihanı önce malını,sonra çocuklarını ve sonra da sağlığını kaybetmesidir.O hepsini de kaybeder.Ancak sabır ve metanetini hiç mi hiç kaybetmez.
Ve sabır kahramanı olmasının mükâfatını,tekrar sürülerine kavuşmak,çocuk sahibi olmak ve de sağlığına kavuşmakla elde etmiş oldu.
İmtihanı kazanarak,kıyamete kadar tüm insanlığa sabır da kahramanlığı göstermiş oldu.
Bediüzzamanın 1.Lem’a da dediği gibi,O’nun zahiri hastalıklarının mukabili bizim manevi hastalıklarımızdır.İşlediğimiz günahlar kalbimizde lekeler oluşturur ve ebedi hayatımızın mahvına sebep olur.
Zira işlediğimiz günahlar gdo-lu ürünler gibi,genetiğimizi değiştirmektedir. Hayvani bir derekeye düşürmektedir.
Çünkü Cenâb-ı Hak insanı bir model yapmış,başa gelen musibetler hayatın tasaffi ve arınmasına sebeb olmakta ve başa gelen her şey bir imtihan içindir.
Hadiste;”Muhakkak ki cesette bir et parçası vardır,o iyi olduğu zaman bütün vücut iyi olur ve o kötü olduğu zaman bütün vücut kötü olur.Dikkat edin ki o kalbtir.”
Önemli olan hastalığın dini olmaması,ebedi hayatı tehdit etmemesidir.
DİPNOTLAR:
1-Sad-41-2-
2-Enbiya.83.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.