Sadeleştirilmiş Mesnevi 3. kez okurla buluşacak
Mevlana'nın ünlü eseri Mesnevi'nin tamamını özgün vezniyle Türkçeye çeviren şair Ahmet Metin Şahin, üzerinde son düzenlemeleri yaptığı 6 ciltlik Mesnevi'yi 3. baskıda okuyucuyla buluşturacak.
İki baskıda 7 bin adet satan Mesnevi, 3. baskıda daha anlaşılır ve eksiksiz olarak Ocak ayında satışa sunulacak.
Şahin, Mesnevihan Şefik Can'ın tavsiyesiyle 1994 yılında Farsçadan özgün vezniyle Türkçeye çevirmeye karar verdiği Mesnevi'yi, 10 yıl süren çalışmanın ardından 6 cilt olarak 2007'de yayınladığını bildirdi.
Tercümenin ardından uzun bir süre de tahsisiyle uğraştığını anlatan Şahin, bu nedenle Mesnevi'nin 3. baskısının eksiksiz ve anlaşılır bir şekilde okurların beğenisine sunulacağını söyledi.
Kur'an-ı Kerim'in ruhu olduğunu ifade ettiği Mesnevi'yi herkesin okuması gerektiğini belirten Şahin, şunları kaydetti:
''Mesnevi'nin aslı şiirdir. Dolayısıyla düz yazı çeviriler aynı tadı vermez. Şiirin tercümesi, şiir olarak daha güzeldir. Şiirin bir özelliği de insanın dikkatini çeken, duygusuna hitap eden mısralara sahip olmasıdır. Şiirin tercümesinin de şiir olarak daha güzel olacağını, daha çok akılda kalacağını ve anlaşılacağını düşünerek Mesnevi'yi özgün vezniyle Türkçeye çevirdim.''
O devirde insanların Mesnevi'ye Kur'an-ı Kerim'in tefsiri olarak baktığını söyleyen Şahin, bunun günümüze kadar devam ettiğini, 20. yüzyılda da Bediüzzaman'ın Mesnevi'yi bir Kuran tefsiri olduğunu söylediğini belirtti.
-''ÖĞÜT KİTAPLARI''-
Mesnevi ile ilgili çok çalışma yapıldığını, ancak 20. yüzyılda yaşayan bir İngiliz yazarın dışındaki tercümeleri beğenmediğinden böyle bir çalışmaya girdiğini anlatan Şahin, şunları kaydetti:
''Mevlana hem dünyevi hem de dini bilgiler sunmaktadır. Kitaplarını öğüt kitabı olarak da kabul etmeliyiz. Rahmetli Elmalılı Hamdi Yazır, Kuran tefsirinin izahatında şöyle diyor: 'Hiçbir tercüme aslının yerini tutmaz ve birçok eksiklikle doludur. Bir eserin en güzeli aslından okunmasıdır'. Ancak benim tercüme ettiğim Mesnevi noktasıyla virgülüyle aynı. Bizim tercümemizin diğerlerinden farkı, günümüz Türkçesi ile, Mesnevi'nin veznine sadık kalarak tercüme edilmiş olmasıdır. Herkesin anlayabileceği bir tercüme yapmaya çalıştım. Kelime hazinemizin zenginliğinden de yararlandım. Günümüzde insanların çeviriyi daha iyi anlaması için bazı kelimelere sözlükten bakmasında veya tasavvuf hakkında bir şeyler okumasında fayda var.''
-MEVLANA'NIN RUBAİLERİ-
Ahmet Metin Şahin, Divan-ı Kebir'den seçtiği rubailerle ''Hz. Mevlana'nın Rubaileri'' adlı bir kitap da yayınladığını söyledi.
Daha önce Şefik Can'ın Mevlana'nın yazma divanlarından ve İranlı Firuzanfer'in çalışmalarından elde ettiği rubailerle Mevlana'ya ait olan 2217 rubai tespit ettiğini ve bunları Türkçeye kazandırdığını anlatan Şahin, bu çalışmanın Şefik Can'ın el yazısıyla kendisine emanet edildiğini ifade etti.
Kendisinin yeni bir çalışmayla rubai vezinleriyle tercüme etiğini bildiren Şahin, ''Mevlana'nın rubaileri çok sayıda kişi tarafından Türkçemize bazen vezni ile bazen de nesir halinde tercüme edilmiştir. Ben de rubailerin hepsini tercüme ettim. Bu kitabı okuyucuların keyfile okuyacağına ve hayatlarına güzel şeyler katacağına inanıyorum'' dedi.
Mevlana'nın Allah'ın yaratığı her şeyi sevdiğini, bu nedenle örnek alınması gerektiğini belirten Şahin, sözlerini Mevlana'nın şu sözleriyle sonlandırdı:
''Gel, sen yine gel, her ne isen sen yine gel
Ateşgede (ateşe tapan), kafir, puta tapsan da yine gel
Hem dergahımız nevmidî (ümitsizlik) dergahı değil
Yüzlerce kere sen, yine tövbeni bozsan yine gel.''
Haber 7