Said Nursi belgeseli de en çok izlenenlerde

Said Nursi belgeseli de en çok izlenenlerde

Televizyon kanallarında yayınlandıktan sonra YouTube'a eklenen belgeseller binlerce 'tık' alıyor

Bünyamin Keseli'nin haberi:

Daha düne kadar askerî darbeler, Dersim katliamı, derin devlet, Maraş ve Çorum olayları üstü kapalı bile tartışılamazdı. 'Sakıncalılar listesindeki' bu meseleler artık rahatça konuşulabiliyor. Bu rahatlık belki de en çok belgeselcilerin işine yaradı.

Türkiye, karanlık tarihindeki karanlık hadiselerle birer birer yüzleşiyor. Devlet tarafından 'sakıncalı' damgası yiyen olaylar artık konuşulup tartışılabiliyor. Dersim katliamının tozlu raflardan indirilmesi, Maraş ve Çorum olaylarının gündeme gelmesi için bir kıvılcım oluşturuyor, demokrasiye vurulan darbeler tanıklarıyla birlikte masaya yatırılıyor. Daha önce yayınlanmamış belgelerin gün yüzüne çıkması insanların yakın tarihe olan merakını biraz daha artırıyor. Toplumdaki bu uyanışla birlikte belgeselcilik alanında da büyük bir hareketlilik başladı. Televizyon kanallarında yayınlandıktan sonra YouTube'a eklenen belgeseller binlerce 'tık' alıyor.

İzlenme oranlarına bakıldığında, Adnan Menderes, Dersim katliamı, Bediüzzaman Said Nursi, askerî darbeler, İskilipli Atıf Hoca, Hrand Dink, 28 Şubat, Ergenekon, Diyarbakır Cezaevi, Atatürk ve Ermeni meselesi en çok merak edilen konu başlıkları arasında yer alıyor. Tartışılan her farklı konuyla birlikte geçmişe dönüp bakma ihtiyacı hissedenler, internetteki belgeselleri referans alıyor. Belgeseller, meraklıları tarafından sosyal sitelerde de paylaşılıyor. Herkes, dünya görüşüne göre videoların altına yorumlar yazıyor. Mesela 12 Eylül'ün yıldönümü gelmişse darbeyle ilgili belgesellerin izlenme oranı da artıyor. Belgeseller aynı zamanda bilgiye kısa yoldan ulaşmanın yöntemi olarak da görülüyor. Birkaç kitap okuyarak elde edebileceğimiz bilgileri 5-6 bölümlük bir belgeselden öğrenebiliyoruz. Belki de kitap okumaktan daha kolay olduğu için belgesel izlemeyi sever hale geldik!

"Asker, Demirkırat belgeselinden sonra bana cephe aldı"

'Belgeselcilik' denilince ilk akla gelen isimlerden bir tanesi usta gazeteci Mehmet Ali Birand. Türkiye'nin geçmişinden kopmuş bir toplum haline geldiği gerçeğini, "Daha düne kadar kafamızı kuma sokmuş tepkisiz bir halde bekliyorduk." şeklinde özetliyor. Birand'a göre son dönemlerde yıkılan tabularla birlikte insanlar uyanmaya başladı. Bu uyanış, yaşanmışlıklar karşısında büyük bir öğrenme isteği doğurdu. Belgesellerin hem sayısı hem de konu dağarcığı gelişti. Birand, çeşitlenme ve çoğalmanın belgesellerin kalitesine aynı şekilde yansımadığını düşünüyor. Tarafsızlık ilkesinin kaybolduğunu ifade ediyor. Çekilen çok sayıda belgeselin 'belge' niteliği taşımadığının altını çiziyor. Mehmet Ali Birand, "Belgeselcilikte geç kalınmışlığımızın nedeni resmî ideolojidir. Neyi, ne zaman ve nasıl söyleyeceğimize geçmişte devlet karar veriyordu. Eğer Maraş katliamı ele alınacaksa bu resmî ideolojinin gözünden olmalıydı. Oysa acı da olsa belgesel tüm görüşleri içinde barındırması gereken bir çalışma olmalı. Biz Demirkırat belgeselini yayınlayıp 27 Mayıs darbesini anlattıktan sonra askerin bana yıllarca sürecek olan baskısı başladı. O dönemde TRT dik durduğu için belgeseli yayınlayabildik." diyor. Birand ve ekibi, son iki yıldır 28 Şubat süreciyle ilgili bir belgesel üzerine çalışıyor.

"Kürt meselesini hakkıyla irdeleyen bir belgesel çekemedik"

Belgesel yapımcılığında bir diğer önemli isim olan Can Dündar, "Türkiye, dünü hatırlamadan yarına hazırlanamayacağının farkına vardı." diyor. Belgeselcilik alanındaki yükselişi de bu farkındalığa bağlıyor. Geçmişle hesaplaşmak için belgeselciliğin doğru bir alan olduğunu savunuyor. Bir özeleştiri yaparak, "Kürt meselesiyle ilgili doğru tespitlerin yapıldığı belgeseller hazırlayamadık." ifadelerini kullanıyor. Belgeselciliğin sadece tarihî konulara ışık tutarak ilerlemesinden ziyade güncel meselelere de değinmesi gerektiğini aktaran Dündar, "Kürt sorununda objektif bir belgeselin önünde, devletten örgüte, resmî arşivlerden yasal sınırlamalara, derin hassasiyetlerden izleyici önyargılarına kadar uzanan sayısız engel var. Hem bunu kim talep eder? Hangi cesur kanal bu belgeseli yayınlar? Tüm bunlar, Türkiye'de kamu yayıncılığı sorumluluğuyla hareket edecek, kamuya ait bir televizyon yapılanmasının olmamasından kaynaklanıyor." ifadelerini kullanıyor.

"6-7 Eylül olaylarını yayınlamaya korktular"

Belgesel yapımcısı Said Bey Polat, mesleğin son 15 yılını şu cümlelerle özetliyor: "Eskiden bir korku tüneli vardı ve hepimiz çekiniyorduk. Derin devlet önümüzde bir engeldi. Ses getiren bir belgesel yaptığımızda devletin bizi cezalandıracağını düşünüyorduk. Zaten siz cesaret etseniz de yayınlayacak birilerini bulamazdınız." Polat, çok fazla uzağa gitmiyor ve çarpıcı bir örnek veriyor: "2003 yılında, 6-7 Eylül Olayları ile ilgili bir belgesel çektik. Yayınlayacak televizyon kanalı bulamadık. Herkes, 'Şimdi sırası mı bu yarayı kaşımanın?' diyerek tepki gösterdi." Polat, belgesel sayısındaki artışı ve çeşitlenmeyi Türkiye'deki değişime bağlıyor. Ona göre bu değişimi tetikleyen en önemli unsur, tarihî olayların tartışılabilir hale gelmesi. Böylece yıllardır konuşulmaya cesaret edilemeyen darbeler, Kürt meselesi, Alevilik ve Dersim katliamı gibi konular irdelenmeye başlandı. Polat, iki yıl süren bir hazırlık sonrasında Adnan Menderes'in hayatını konu alan 9 bölümlük, "Ali Adnan-Başvekil" isimli bir belgesele imza atmış. 12 Eylül darbesini anlatan Şahların Labirenti isimli belgeseli ise dönemin puslu havasına ışık tutuyor.

Belgeselcilik sektör oluyor

Üç yıla yakın bir süredir yayın yapan TRT Belgesel, ciddi bir izleyici kitlesine ulaşmış. Birbirinden farklı alanlarda iki bin bölüm civarında belgesel yayınlayan kanal, yapıtlarından bir kısmını da yabancı ülkelere satarak 500 bin dolarlık gelir elde etmiş. TRT Belgesel Kanalı Koordinatörü Hüdai Yılmazkan, "Ülke olarak geçmişimizle yüzleşmek için çok geç kaldık. Önümüzdeki günlerde yayına girecek olan Son Halife belgeseli, bu geç kalınmışlığın en büyük göstergesi." diyor. Türkiye'de belgeselciliğin bir sektör haline gelmeye başladığını düşünen Yılmazkan, "Hemen her alanda önümüze gelen ciddi projelere destek veriyoruz. Özellikle yakın tarihimize damgasını vuran siyasi olaylar izleyicinin de büyük bir ilgisini çekiyor." ifadelerini kullanıyor.

Zaman