Said Nursi filmi hassas noktalara vuruyor
Takvim yazarı, Said Nursi filmi ile Türkiye'de değişim dalgalarının her noktaya vurduğunu söyledi
Risale Haber-Haber Merkezi
Takvim yazarı Bülent Erandaç, Said Nursi filminin kamuoyunda hassas tartışmalara yol açtığını ve Türkiye'de değişim dalgalarının her noktaya vurduğunu söyledi.
Erandaç yazısında şu görüşlere yer verdi:
TARİHTE, HİÇBİR ŞEY TESADÜFİ DEĞİLDİR
Atatürk filmi, Kanuni Sultan Süleyman dizisi, Said-i Nursi filmi kamuoyunda hassas tartışmalara yol açıyor. Türkiye'de değişim dalgalarının her noktaya vurduğunu söylemekteyiz. Bu gelişmeler değişim dalgalarının tarihe bakış açımızda da etkisini göstermeye başladığının işaretleridir.
Tarihin çok yönlü, eski ve yeni olayların birbirleriyle çok bağlantılı, tarihte hiçbir şeyin tesadüfî olmadığını bilen, geçmişi farklı perspektiflerden okumak, görmek isteyen yurttaşlarımızın çığ gibi arttığına tanık oluyoruz. Tabu olayların üzerine gidilmesi, tabu kişilerle ilgili film yapılması, kitap yazılması genel arzu haline dönmüştür. İnsanlarımız, tarihe farklı insanların perspektifinden bakmak, her sanat eserinde gerçeğin bir yönüyle tanışmak istiyor. Yeni dizilerin, filmlerin yapılması, tarihsel romanların piyeslerin yazılmasına kızabiliriz.
İnsanların sanat eserlerini beğenmeme, filmlere kızma, kitaplara tepki gösterme hatta yerden yere vurma hakkına sahiptir. Önemli olan, itirazların eleştiri ya da hoşnutsuzluk boyutunu aşıp yasaklanma talebi olarak ortaya konmamasıdır. Değişim dalgalarının Türkiye'yi ileri demokratik hayata çok yaklaştırmasından korkmamalıyız. Bugün, üzerinde fırtına koparılan sanatsal olaylar, ülkemiz için bir kayıp değil, sivil tarih sayfalarının tek tek açılması anlamına gelecektir.
SİVİL TARİHİN CANLANIŞI
Türkiye'de tarih, son zamanlara kadar devletin tekelinde bulunuyordu.
Devletin yazdığı ve dayattığı tarih kitlelere tatmin edici gelmiyordu. Devletin tarih üzerindeki egemenliği yavaş yavaş kalktığı için daha sivil ve daha gerçekçi tarih kitapları gün yüzüne çıkmaya başlamıştır. Böyle olduğu için de tarih kitlelerin ilgi duyduğu alan haline geldi.
Türkiye'de de tarih, özellikle de yakın tarih, kalın örtülerle gizlenmek istenmiştir. Fakat son yıllarda yapılan araştırmalarla bu örtü yavaş yavaş kalkmaya başlamıştır. Yakın yıllara kadar araştırmacıların önünü tabular kesiyordu; yasaklar, kapalı kapılar, asık suratlı bürokratlar ısrar ve inatla gerçeği gizlemeye çalışıyordu. Sonunda o günlerden bu günlere gelebildik. Ama hala yapılacak çok iş var.
Gerçeklerin er geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır. Yakın tarihimizin aydınlatılması sadece doğru ve gerçek tarih adına bir kazanç olmayacaktır; sivil ve gerçek bir tarih, demokrasimizin istikrar kazanması için de çok faydalı olacaktır. Daha sivil ve daha demokrat bir gözle yazılacak bir tarih geçmişi olduğu kadar geleceği de aydınlatacaktır.
Her kuşak, aynı tarihe kendi konumundan yeniden bakmalı, yeniden yorumlamalıdır.