Said Nursi M.Kemal’i Ayasofya için ikaz etmişti
Said Nursi Ayasofya kapanmadan hissetmiş ve bu konuda M.Kemal’i...
Risale Haber-Haber Merkezi
İstanbul’un fethinin 563. yıldönümü kapsamında düzenlenen “İttihad-ı İslam, Fetih ve Ayasofya” konulu program yoğun ilgi gördü. Şekercihan Derneği tarafından İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen program, Kuran-ı Kerim tilavetiyle başladı.
AYASOFYA’NIN İBADETE AÇILMASI İÇİN DUA IZDIRARİ HALE GELMELİ
Bediüzzaman Said Nursi’nin “Bu zamanın en büyük farz vazifesi ittihad-ı İslâm’dır” ifadesi ışığında yürütülen programın açılış konuşmasını Şekercihan Derneği adına Doç. Dr. Hüseyin Özdemir yaptı. Fetih programının düzenlenmesindeki gayelerini dile getiren Özdemir, “Her ehl-i iman gibi bizlerin de tek gayesi ve hayali; Müslümanların birlik ve beraberliği, Fecr-i sadığın doğuşu, sulh-u umumi ve iman üzere bir hayat, iman üzere bir ölümdür. Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin hayatını adadığı bu gaye uğruna hareket ediyor ve ehl-i imanın imanlarının muhafazası için çalışıyoruz. Zira büyük Üstad Bediüzzaman ’Biz bir cemaatiz; vazifemiz ve programımız iman-ı tahkikiyi kazanmak ve sair ehl-i imanın imanların kurtulmasına çalışmaktır’ buyuruyor. Bu ve benzeri programların icrasındaki gayemiz, bu zamanın en büyük farz vazifesi olan İttihad-ı İslam hakikatine karınca misali de olsa bir damla su taşımaktır. Fethin sembolü, bu milletin ve ümmetin şerefi olan Ayasofya Camii’nin tekrar ibadete açılması için Müminlerin kalplerinde bu mübarek duanın ızdırari hale gelmesi için efkar-ı ammede şuur oluşturmaktır” dedi.
İTTİHAD-I İSLAM ÜMMETİN UMUDU, DUASI VE KURTULUŞU
Diğer açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Ruhi Yavuz ise, “İttihad-ı İslam; Ümmetin umudu, duası ve kurtuluşu. Ayasofya; Bu milletin ve ümmetin şerefi, fethin sembolü, fecr-i sadığın kilitli mührü. Ve tabiki fetih; İnkişaf, ihya, yeniden diriliş, Kur’an medeniyetinin imarı. En büyük farz vazife olan ittihad-ı islam hakikati uhuvvet ve tesanüd harcı ile inşa olmalı. Sâri bir illet gibi her tarafa tesir eden yeis ve istibdad hastalığı, ümit ve hürriyet kılıncı ile bertaraf edilmeli. Kalbinde iman taşıyan her Müslüman bu çağrıya kulak vermelidir. İslam âlemi, Avrupa kâfirleri ve Asya münafıklarının zulümleriyle kan ağlıyor. Her mümin en küçük daireden en büyük daireye kadar İttihda-ı İslam hakikatini anlamak, yaşamak ve tebliğ etmekle muvazzaftır. Namazlarımızda hususan bayram namazları ve hac gibi içtimalarda yüzer milyon ehl-i imanın Allahu ekber sesleri alem-i gaybda ittihad ettiği gibi aynı ruh ve şuurla alem-i şehadette dahi müminler olarak ittihad etmeliyiz. Vesaildeki ihtilafların fıtri olduğunu kabul edip çok sıkı tutmadan ‘Lailaheillallah Muhammed Resulullah’ hakikatinde ittifak etmeliyiz” şeklinde konuştu.
İTTİHAD-I İSLAM ADET DEĞİL İBADETTİR
Risale-i Nur ve Bediüzzaman Said Nursi’ye göre “İttihad-ı İslam” konusunu ele alan Prof. Dr. İshak Özgel, İttihad-ı İslam’ın düşüncelerde esas tutulmasının yanı sıra, Bediüzzaman’ın eserlerinde duygularında ihmal edilmediğini ifade etti. Özgel, gönüllerde küllenmiş İttihad-ı İslam hakikatini, yalnızca adet gibi algılamanın yanlış olduğuna vurgu yaparak, “İttihad-ı İslam adet değil ibadettir. İttihad-ı İslam bizim icat ettiğimiz birşey değil, farz bir ibadettir. Bu herkes üzerinde bir yükümlülüktür” dedi.
İttihad-ı İslam’ın gerçekleşmesi için hissedilen duyguların yeterli olmadığını ve bireysel olarak Müslümanların fiiliyatlarında da olumlu değişimlerin olması gerektiğini vurgulayan Özgel, İttihad-ı İslam’ın tesisi için duyulan hissiyatın şahsi davranışlara tesiri olmazsa İttihad-ı İslam adına söylenenlerin sadece sloganik ve faydasız bir gayret olacağını kaydetti.
“İttihadın mayası muhabbettir” şeklinde konuşan Özgel, ittihad-ı İslam gayretinde olanların şahsi hayatlarında muhabbet hakikatinin muhasebesini yapmasının önemli olduğunu, sair birçok anlayışın aksine husumetin (düşmanlığın) da inkar edilmez bir hakikat olduğunu söyleyen Özgel, Bediüzzaman’ın husumeti cehalet, sefahet ve nifaka karşı kullanmak gerektiğini savunduğunu ifade etti.
Alem-i İslam’ın mevcut halini görünce üzüldüğünü ve iştahının kaçtığını belirten Özgel, Bediüzzaman’ın “Ey ehl-i İslam, ey Müslümanlar! İşte dünya gibi ağır ve alem-i İslamiyete çökmüş olan musibetlere, belalara ve felaketlere karşı desteğimiz, muhabbet ile ittihadı, marifet ile imtizac-ı efkarı, uhuvvet ile teavünü emreden nokta-i İslamiyettir” ifadelerini hatırlattı.
SAİD NURSİ M.KEMAL’İ AYASOFYA İÇİN İKAZ ETMİŞTİ
Edebiyatçı-yazar İslam Yaşar ise şöyle konuştu:
Said Nursi Ayasofya kapanmadan hissetmiş ve bu konuda M.Kemal’i ikaz etmiştir. M. Kemal ile konuşmalarında, ‘İslam lideri nasıl olmalıdır’ konusunda Ayasofya örneği üzerinden ikaz etmesi manidardır.
Ayasofya’nın cami dışında kullanılmak üzere müzeye çevrilmesine Diyanet İşleri itiraz etmesi gerekirdi. Ancak ne yazık ki yarım asırdır halen Ayasofya’nın cami olarak ibadete açılması Diyanet İşleri tarafından talep edilmemiştir. İnşallah Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, milletin bu talebini dile getirir.
Said Nursi Ayasofya’nın yeniden cami olacağının müjdesini veriyor. Üçüncü Said döneminde bunun mücadelesini vermiştir. Demokrat Parti Lideri Adnan Menderes’ten üç istekte bulunmuştur. Birincisi, ezanın aslına çevrilmesi, ikincisi Risale-i Nurların serbest ve Diyanet İşleri aracılığıyla neşredilmesi, üçüncüsü ise Ayasofya’nın yeniden ibadete açılmasıdır.
Ayasofya’nın cami olarak açılmaması bu devletin sırtında bir kambur ve beddua olarak durmaktadır. Maalesef Menderes, Bediüzzaman’ın Ayasofya’nın cami olarak açılması yönünde ki ikaz ve talebini yerine getirmemiştir. Başbakan ve Cumhurbaşkanları Ayasofya’nın açılması konusunda imtihan halindedir. Başbakan Ahmet Davutoğlu ve bilhassa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ayasofya’nın cami olarak ibadete açılması noktasında sorumluluk sahibidir. Erdoğan, 15 senedir milletin verdiği iktidarın hakkını Ayasofya’yı cami olarak ibadete açarak vermelidir.
Programda Dünya Kuran-ı Kerim Okuma Birincisi Hafız Tayfur Sönmez Fetih Suresi’ni okudu. Mesut Köseoğlu şiir, Mesut Yavaş ise ilahi seslendirdi. Çocuklar için ise özel platformda, oyunlar ve etkinlikler düzenlendi.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.