Said Nursi, sivil itaatsizlik sembolü-FOTO
Sempozyumun açılış programı gerçekleşti
Dursun Sivri'nin haberi:
RİSALEHABER-ISPARTA
“Şiddet ve Tedavisinde Said Nursi’nin Müsbet Hareket Yaklaşımı” konulu 2. Bediüzaman Said Nursi Sempozyumu Isparta’da başladı.
İstanbul İlim Kültür Vakfı ile Isparta Kültür Eğitim Vakfı’nın ortaklaşa düzenlediği 25-27 Mayıs 2012 tarihlerinde yapılacak sempozyumun açılış programı Belediye Kültür Sarayında gerçekleşti.
Açılış Abdullah Ertuç’un okuduğu Kur’an-ı Kerimle başladı.
SİZ BEDİÜZZAMAN'IN MİSAFİRİSİNİZ
Açılış konuşmasını Isparta Kültür Eğitim Vakfı Başkanı ve program organizatörlerinden Prof. Dr. Murat Sarıcık yaptı. Sarıcık, Bediüzzaman Hazretlerinin “Isparta taşıyla toprağı ile mübarek“ sözü ve "O’nun ruhaniyeti burada ve şu an siz O’nun misafirisiniz. Bediüzzaman adına Hoş geldiniz” diyerek sözlerine başladı. Bediüzzaman’ın hayatından yakın talebelerinden Bayram Yüksel ağabeyden hatıraları ile süsledi konuşmasını. “Dünya Türkiye’ye Türkiye Isparta’ya Isparta da Barla’ya bakıyor“ sözünü de Üstad Bediüzzaman'ın ifadesi olarak aktardı.
Bediüzzaman’ın Hayatı konulu bir sinevizyon gösterimi yapıldı.
Sunuculuğunu Bilal Yılmaz’ın yaptığı programların şeref konukları ve konuşmacıları Bediüzzaman’ın saff-ı evvel talebelerinden Mehmet Fırıncı ağabey ve Risale-i Nur’u Arapça’ya çeviren Kerkük’lü Ihsan Kasımi ağabeydi. Protokol konuşmaları öncesinde moderatörlüğünü Doç Dr. İshak Özgel’ın yaptığı oturumda program gündemine dair kısa birer konuşma yaptılar.
(Fotoğraflar için TIKLAYINIZ)
Protokol konuşmaları Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Doç Dr. Hüseyin Çelik’in konuşmaları ile devam etti: "Tek parti döneminin baskıcı uygulamaları döneminde Şeyh Said İsyanı bahanesi ile Bediüzzaman’ın bu topraklara sürüldü. Bu güller diyarında buranın insanları elle yazdıkları risaleleri gül sandıkları içinde dağıtımını yaptılar."
Bediüzzman’ın Van hayatından da bahseden Çelik, Molla Hamid Ekinci’den dinlediği hatıralarında; bir gün bir yılanı öldürdüğü için Bediüzzaman’dan çok şiddetli azar işittiğini “O yılanın rızkını sen mi veriyorsun” dediğini aktardı. Yine hapishanede çamaşır için gerilen ipe konmuş sineklerin bile rahatsız edilmesine müsaade etmediğinden bahsetti. Bediüzzaman hiç bir zaman, asla şiddete tevessül etmediğini söyledi.
ÜSTTE GÜL ALTTA NUR BUGÜNE GELDİ
Türkiye'nin tek partili dönem gibi bir ceberut dönem yaşadığını, insan hakları ve maneviyatın askıya alındığı tam bir istibdat dönemi yaşadığını ifade eden Çelik, "Büyük Üstad Bediüzzaman hazretleri Barla'da parça parça Risale-i Nurları yazıyor ama bir taraftan bir yerlere ulaştırılması gerekiyor. Bu da gül taşıyan köylüler vasıtasıyla taşınıyordu. Üstte gül altta nur böylelikle bu hareket bugüne geldi" dedi.
Bediüzzaman Said Nursi'nin hayatı boyunca sevgiyi esas aldığını ve hakim kıldığını aktaran Çelik, onun hayatının, örnek bir hayat olduğunu kaydetti. Çelik, Said Nursi'nin söylediğini yaşadığı için asırlara nüfus edebildiğini ve onun için etkili olduğuna değinerek, "Onu Barla'da unutulmaya, sesini kısmaya terk etmek istediler, ama o toprağa gömülen bir tohum gibi yeşerdi, güverdi ve bu çınarın dalları bütün yeryüzünü kapsayacak şekilde yayıldı" diye konuştu.
Said Nursi'nin İslam dünyasında sivil itaatsizliğin sembol şahsiyeti olduğunu vurgulayan Çelik, onun şiddete asla bulaşmadan, pirim vermeden, şiddete sıfır tolerans tanıyan bir isim olduğunu ve haklı olduğu davasında samimiyetle durduğunu dile getirdi.
Bugün Türkiye'de Türk-Kürt kavgasının olmamasının, bazı çevrelerin işine gelmediğini vurgulayan Çelik, şöyle konuştu:
"Terör örgütünün bütün gayretlerine ve çabalarına rağmen eğer bugün bu ülkede Türk-Kürt kavgası olmuyorsa, aynı Allah'a inanan, aynı kıbleye yönelen, aynı peygamberin ümmeti olan, aynı kitaba inanan, camide yan yana saf duran aynı ruh ve manevi iklimi paylaşan Türk ve Kürt kardeşliğinden dolayıdır. Bugün şoven Türkçüler de, şoven Kürtçüler de bundan rahatsızdır. Bu köprüyü, bu manevi rabıtayı ortadan kaldırdığınız gün bunlar hedeflerine ulaşmış demektir. Onun için bir kez daha altını çiziyorum, bu memlekette özellikle Güneydoğu'da ve Doğu'da yaşadığımız terör olaylarının sebebi üzerinde düşündüğümüz zaman bizim özellikle yeniden gönülden gönüle giden köprüler tesis etmemiz, toplumun gündemine getirmemiz gerekiyor."
VALİ OĞUZ: SEMPOZYUMU STADLARDA YAPALIM
Program tertip heyeti içinde yer alan Süleyman Demirel Üniversitesi rektör yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Numan Tamer sempozyumun işleyiş ve bir sonraki sunumlar hakkında kısa bilgi verdi.
İstanbul İlim ve Kültür Vakfı Başkanı Prof. Faris Kaya da bu sempozyumun konu belirlemesinin evveliyatını anlattı. "Bir yıl kadar önce İstanbul’da emniyet camiası, Milli Eğitim Müdürü, spor camiasından otuz kişilik bir grupla şiddet konusunda ne yapabiliriz? diye beyin fırtınası yapmıştık. O beyin fırtınasından bu sempozyumun konusu çıktı" dedi. Bediüzzaman'ın müsbet hareket konusunda hayatı ile ve eserleri olan risalelerden bazı pasajları paylaştı.
Programın en ilginç konuşmasını Isparta Valisi Memduh Oğuz yaptı. "Dışarıdan gelen, katılan herkes Ispartalı" diye başladı konuşmasına. Isparta’nın böyle bir programa ev sahipliği yapmasının öneminden bahsetti. Isparta’nın mübarek oluşuna bir çok tarihi delil ortaya koydu. Gül Peygamberimizin sembolü, “Mekke-Medine-Kudüs-Isparta” bağlantısını anlattı.
Isparta'nın Türkiye’nin en fazla elma üreten ili olduğunu, dünyada üretilen gülün yüzde 65'inin Isparta’da üretildiğini söyledi. Tarihi olarak bir çok mübarek insanın mezarının burada olduğunu, Fatih Sultan Mehmet Hanın hocası Kınalı Zade Ali Efendinin ve dedesinin mezarının burada olduğunu ifade etti. Eğirdir gölünün suyunun içme suyu olduğunu ve akarsulardan birikme değil dipten kaynadığını cennetten özellik olduğuna vurgu yaptı.
"Bediüzzaman hazretlerinin Ispartalı olduğunun bilgisi buraya vali olarak geldiğimin üçüncü günü önüme koymuşlardı. Eğer manevi frekans şiddetini ölçen bir elektronik cihaz icad edilirse hangi alanda manevi frekans güçlü diye ölçüm yapılsa Isparta ölçülür. Bu şiddet Barla’da şiddetlenir, Çamdağı’nda cihaz elinizde fırlayacak gibi en şiddetli manevi frekans hissedilir" dedi.
Vali Oğuz, "Önümüzdeki yıllarda bu sempozyumu böyle salonlarda değil stadyumlarda da değil çok geniş bir meydanda yapmalıyız diyerek heyecanın doruğa çıkmasına vesile" oldu.
Konuşmalar sonunda plaket töreni yapıldı.
İlk olarak İstanbul İlim Kültür Vakfı adına plaketi Fırıncı ağabey Isparta valisi Memduh Oğuz’a plaket verdi.
Sempozyum oturumları sonraki gün yapılacağı anonsu yapılarak açılış seremonisi tamamlanmış oldu.
Kalabalık bir izleyici ve bir çok kişinin ayakta izlediği programa ilgi büyük şevk ve heyecan dorukta başladı.