Sayın Akgündüz, her doğru her yerde söylenmez, muhalefet-i rezilenin iftira yağmuru altında dahili ve harici münafık ve gafillerin nazar-ı milletten düşürerek hükümet-i cummhuriyeyi devirmeye çalıştıkları bir hengamda UMUMÎ SAHADA SOSYAL MEDYADA YAPTIĞINIZ HÜCUM NİTELİĞİNDE İĞNELEYİCİ VE AĞIR TENKİTLERİNİZ kusura bakmayın ama müslümanlara yardımı bırakın, ODA TV vesaireyi sevindiriyor, sizi manşet yapıyorlar...Ehl-i dalaletin naşir-i efkarı olan yayın kuruluşları sizi yayın organlarında başköşeye taşıyorlar.Hizmet-i Kuraniyeye ve Nuriye'ye çok büyük zarar veriyorsunuz.Reis-i Cumhur'a ulaşamamanız onu ve hükümetini sosyal medyada umumî bir surette tenkit etmenizi meşrulaştırmaz. Zira Muazzez Üstadımız son dersinde azamüşşerden kurtulmak için müsbet siyasetçilerin hatalarına HÜCUM ETMEYİNİZ, ehvenüşşer olarak bakınız daima müsbet hareket ediniz diye bize Emirdağ-2'de son dersinde emrediyor.

Resulullah efendimize ve onun varislerine dil uzatanların sonu hep hüsranla bitmiştir tarih buna şahittir

düşmanlık başka şey muhaliflik başka bir şeydir. Abdülhamit sonuçta başarılı olamamıştır. Tarihini kendi yazamamıştır. Tarih kazanana bakar kaybedene değil.

Muhterem kardeşim Allah(C.C) amel ve niyetlere bakar. Vazife Allah yolunda gayret göstermektir. Başarılı olup olmamak ise tamamen Allah(C.C)'ın takdirindedir. Abdülhamid Han da islama hizmet yolunda gayret göstermiş elinden geleni yapmıştır. Celaleddin Harzemşah'a demişler ''sen muzaffer olacaksın, Allah (C.C) seni muzaffer edecek'' O da demiş ki “Ben Allah’ın emriyle, cihad yolunda hareket etmeye vazifedarım. Cenâb-ı Hakkın vazifesine karışmam. Muzaffer etmek veya mağlûp etmek Onun vazifesidir.” Ecdadımız vazifeyi başarmak veya başarmamak olarak görmemişler sadece Allah (C.C) yolunda gayret göstermek ve niyeti halis tutmak olarak görmüşlerdir. Nitekim inancımıza göre bu Dünya en sonunda kafirlere kalacak ve kıyamet kopacaktır. yani en sonunda kafirler ''dünyevi manada galip'' geleceklerdir ve bu durum kıyameti koparacaktır. Allah (C.C) emanet olunuz. Selam ve Dua ile.

cemaatlerin bir çok dernekleri var neden suç duyurusunda bulunmiyorlar

Hz. Ömer efendimiz devletin başına geçtiğinde, benim bir hatamı görürseniz uyarınız, ikazda bulunuz buyurmuştur. Adaletin timsali olmuş Hz. Ömer efendimiz döneminde, bu gibi uyarıların örnekleri çoktur. O dönemde bu müsbet uyarıları yapanlar hiç bir zaman dışlanmamıştır ve suçlanmamıştır. Bilakis böyle uyarıcı bir raiyetinin bulunması, Hz Ömer efendimizi şükre sevk etmiştir.
Sultan 2. Abdulhamit bir peygamber değildi. Acaba hiç mi hatası ve eksikleri yoktu. İslam tarihinde, yanlışa yanlıştır demenin önü hiç bir zaman kapatılmamıştır. Müsbet uyarı ne zamandan beri suç unsuru olmuştur.
Günümüzde ehl-i dalalet, Müslümanları birbirine düşman etmek için her türlü iftirayı (üzerine pek çok yalan katarak kullanmaktadır.
Milletin birlik ve beraberliğine zarar veren kişileri tv yayınına çıkartarak, düşmanlık hislerini uyandırmaya vesile olmak, millete yapılacak en büyük kötülüktür. Bu gibi yayınları yapan tv kanallarını kınıyorum.