Said Nursi'den Abdullah Yeğin'e: Seni ağabeyim yerine kabul ettim
Abdullah ağabeyin Bediüzzaman Said Nursi Hazretleriyle ilk görüşmesindeki ilginç detaylar
Risale Haber-Haber Merkezi
Bugün Hakkın rahmetine kavuşan Abdullah Yeğin Ağabey, Risale Haber'e konuşmuştu.
Hayatı ve iman hizmetine dair ayrıntılı bir röportaj veren Abdullah ağabey, Bediüzzaman Said Nursi Hazretleriyle ilk görüşmesini ve Bediüzzaman'la arasında geçen konuşmayı anlatmıştı.
İşte o röportajdan ilgili bölüm:
BEN SENİ AĞABEYİM ABDULLAH VAR ONUN YERİNE KABUL ETTİM
İlk ziyaretinizi anlatıyordunuz. Nasıl geçti?
(Bediüzzaman'ı) İlk ziyaretim işte yanımdaki çocuk Rıfat ile beraber gittik. “Ben” dedi “ara sıra ziyaretine gidiyorum. Çok iyi bir insandır.” Beraber gittik. Oturduğu ev karakolun karşısında, karakol da iki katlı, üst katından bakıldığı zaman, Üstadın evinde ne yaptığı görülüyor. Pencerelerde perde yok. Balkon pencerelerinde cam da yok. Ahşap, eski bir ev.
Kapıdan girince tahta merdivenlerden yukarıya ikinci kata çıktık. İki katlı bir evdi altı odunluk veya ahırdı, üst katta iki oda vardı. Merdivenden çıkıp sağa dönünce bir kapı vardı kapıyı Rıfat çaldı, içeriden ses geldi. Üstad yalnızdı, kimse yoktu, sedir gibi bir yerde oturuyordu. Evde ne halı ne kilim vardı, bir döşeme yok tamamen tahtanın üzerinde, sadece oturduğu yerde sedirde bir şeyler vardı. Çok fakirane bir odada oturuyordu.
Neyse, biz kapıyı tıkladık, içeriden ses geldikten sonra içeri girdik, Rıfat’ı tanıyor. Komşusu olduğu için sonradan bunları söylüyorum o anda bir şey düşündüğümüz yok. Böyle bir zat var, başında sarık gibi bir şey, saçları uzun gibi, gözünde gözlük, elinde de kitap var. Rıfat’a sordu “bu kim?” dedi. Rıfat da “bu benim mektep arkadaşım” deyince… “Ha öyle mi?” dedi. Bana döndü “Gel” dedi. “İsmin ne senin” dedi. “Abdullah…” Ben “Abdullah” deyince, “şöyle yakına gelin” dedi. Sonra “ben seni ağabeyim Abdullah var onun yerine kabul ettim” dedi. Memnun oldu, “Maşallah” dedi.
Bizimle konuşmaya başladı. Yanına yaklaştık dizüstü oturduk, bize verdiği dersin başlangıcında dediği, “cazibedar bir fitne içinde bulunan ve daha aklını kaybetmeyen bazı gençlerle bir muhaveredir.” Söylendiği tarzda yazıldı, tanzim edilmedi.
YENİ YAZI İLE VEYA HANGİ YAZIYLA BİLİRSENİZ O YAZI İLE YAZIN
Müsveddede yazıyor. Öyle bir yazıyla başlıyor, sonra bize “kabir var” diyor, “hiç kimse inkâr edemez.” 13. sözün ikinci makamını bize ders olarak anlattı. O zaman ilk ders fakat yine anlamıyoruz, yani ne demek istediğini anlıyoruz da her kelimesini anlayamıyoruz, anlamıyordum. Rıfat’la ben dinledik. Birinci ziyaretimizi böyle hatırlıyorum.
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.