Said Nursi'nin alimliğine dil uzatamadılar
Hamidiye Kültür ve Eğitim Vakfı'nın 'İslam Kardeşliği ve Dünyevileşme' konferansı yapıldı
Hamidiye Kültür ve Eğitim Vakfı tarafından tertip edilen 'İslam Kardeşliği ve Dünyevileşme' adlı konferansta, Bediüzzaman Said Nursi, 52. vefat yıldönümünde saygıyla anıldı. Konferansa; Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, araştırmacı yazar Safa Mürsel, İlim ve Kültür Vakfı adına Faris Kaya ve çok sayıda konuk katıldı.
Konferans, Bediüzzaman Said Nursi'nin hayatını anlatan ve İbrahim Sadri'nin seslendirdiği sinevizyon gösterisi ile başladı. Konferansın açılış konuşmasını Faris Kaya, yaptı. Bediüzzaman Said Nursi'nin, 52 yıl sonra da dünyanın bir çok yerinde anıldığını belirten Kaya, "Ona saygı göstermek, hürmet etmek için değil, nereye gideceğimizi anlamak için öğrenmeliyiz. Doğru yaşamanın kıblesini göstermiştir bize. Hayatın veriliş ve yaratılış gayemizi bize anlatmıştır. İhlas, minnet ve himmeti öğretmiştir bize." diye konuştu.
'Bediüzzaman ve Sekülerizm' konulu konuşması ile Safa Mürsel de çok değişik dillerin ve dinlerin coğrafyasında Risale-i Nur okunuyorsa, bunun Bediüzzaman'ın fıtrat dersine borçlu olunduğunu ifade etti. Mürsel, "Toplum ve millet olarak da Bediüzzaman'a çok şeyler borçluyuz. Bediüzzaman'a minnettarlığımızın farkında olmamız lazım." dedi.
Üstad Bediüzzaman Said Nursi'nin, kardeşliğe verdiği önemi dile getiren Mürsel, "Kardeşliği hayata nasıl geçirdiğimiz önemlidir. Gayrimüslimlik inancında da kardeşlik önemsenmiş ama hayata geçirilememiştir." dedi. Mürsel, 27 Mayıs 1960 tarihinde de kardeşlik diye diye yola çıkanların, işi cinayetle bitirdiklerini, günümüze kadar kardeşliğin hayata geçirilememesi yüzünden milyarlarca dolara varan zararlar ve kıyımlara neden olunduğunu söyledi.
Roterdam İslam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akgündüz ise Bediüzzaman Said Nursi'nin ırkçılık konusunda yaptığı çalışmaları dile getirdi. Bediüzzaman'ın, Batı medeniyeti ile İslam medeniyetinin temel 6 esasını birbiriyle mukayese ettiğini belirten Akgündüz, "İlk maddede toplumdaki insanları birbirlerine bağlayan bağ olduğunu söylemiş. Diyor ki maalesef bu, Batı medeniyetinde ırkçılıktır. Yani olumsuz milliyetçiliktir. Irkçılığın neticesinin ise başkasını yutmakla beslenmek olduğunu, İslam medeniyetinin ise bunu reddettiğini söylüyor. İslam medeniyetinde bu bağın din kardeşliği olduğunu anlatıyor. Sonrasında vatan bağıdır. Sonrasında da sınıf bağıdır, yani meslek bağı. Bu sebeple de Müslümanlar arasındaki ayrılığı, kini, öfkeyi, düşmanlığı ortadan kaldıracak bir kitap kaleme almış, bütün bu özelliklerine rağmen Bediüzzaman ırkçılıkla, olumsuz milliyetçilik ve Kürtçülükle suçlanmıştır. Bu çok acı bir gerçektir. Bu, onun İslami şahsiyetinden kaynaklanmaktadır. Çünkü onun alimliğine, dindarlığına dil uzatamayanlar, onu vurmak ve Türk milletinin nazarında itibarını düşürmek için maalesef Kürtçü olduğunu, hatta çok ilginçir ayrı bir Kürt devleti kurmak istediğini savundu diyecek kadar ileri gitmişlerdir." ifadesini kullandı.
Bediüzzaman Said Nursi'nin, 1920 yılında Ermenistan ve müstakil Kürdistan kurulması ile alakalı Ermeni Nobor Paşa ile Kürt Şerif Paşa'nın mücadelelerini Paris'te takip ettiğini belirten Akgündüz, şöyle devam etti: "İkisi birlikte bir beyanname yayınlamışlardır. O beyanname, bugün PKK'lıların beyannamesine çok benzemektedir. İkisi de Osmanlı paşası olan bu iki paşa, müstakil bir Kürdistan ve Ermenistan kurulması uğruna ırkçılık yapmaya başlamışlar ve Kürtler ile Ermenilerin aynı ırktan geldiğini ilan etmişlerdir. Bu sebeple Osmanlı'ya karşı el ele, omuz omuza çarpışacaklarını açıklamışlardır."
Akgündüz, bu duruma ilk tepkinin Osmanlı ya da Türk hükümetlerinden ziyade, öncelikle Bediüzzaman'ın başını çektiği Alimler Komitesi'nden geldiğini anlattı. İslam alimleri ve tarihçilerinin çoğunun Kürtlerin Sami ırkından geldiğinin kabul ettiğini belirten Akgündüz, "Bediüzzaman, 'Kürtler ister Ermenilerle aynı ırktan gelsin, isterse Sami ırkından olsun yüzde 99'u Müslümandır. Dolayısıyla biz müslüman Kürtleri bağlayan tek unsur İslam kardeşliğidir. Asırlardır Türk milleti ile beraber mücadele ettik, cihad cephelerinde çarpıştık, bundan sonra da beraber olacağız ve buna meydan vermeyeceğiz.' diye bir belge vardır." şeklinde konuştu.
Cihan