Said Nursi'nin Atatürk'e gönderdiği 'heykel' mektubu ve Erdoğan'ın fırçası

Said Nursi'nin Atatürk'e gönderdiği 'heykel' mektubu ve Erdoğan'ın fırçası

Son dönemlerde özellikle muhafazakar kesimde artmaya başlayan heykel furyası...

İbrahim Mert’in haberi:

RİSALEHABER-Son dönemlerde özellikle muhafazakar kesimde artmaya başlayan heykel furyasının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son çıkışı ile azalması bekleniyor.

ERDOĞAN: HEYKEL DEĞERLERİMİZE TERSTİR KİMSE BU YOLA TEVESSÜL ETMESİN

Bulaşıcı bir hastalık gibi çoğalan heykellere dur diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben çok üzüldüm. Bir defa bu bizim değerlerimize terstir. Ben ne heykelimin dikilmesini, ne masklar yapılmasını, ne bu tür görseller yapılmasını istiyorum. Bizim belediyelerimiz, bir defa bunları kaldırttık ayrı mesele, bundan sonra lütfen bu yanlışlara tevessül etmesinler, heykel değil, hizmete yönelik eserler diksinler. Bunların bizim değerlerimizle çatışan şeyler olduğunu bir defa bilmemiz lazım. Asla bu ola, hiçbir arkadaşım, böyle bir yanlış yaptılar, bundan sonra da kimse bu yola tevessül etmesin" sözleri ile muhataplarını adeta frıçladı.

SAİD NURSİ ATATÜRK’Ü HEYKEL KONUSUNDA UYARDI: HEYKEL MİLLETİ TEMSİL ETMEZ

Bediüzzaman Said Nursi'nin merhum talebesi Abdülkadir Badıllı ağabeyin Mufassal Tarihçe-i Hayat adlı eserinde Türkiye Cumhuriyetinin ilk dönem Siverek milletvekilliğini yapmış, Mardin’in eşraf ailesinden olan Yüzbaşı Abdûlğani Ensarî’nin, bir hatırasını da şöyle anlatmıştı:

“M. Kemal Paşa heykelini yaptırmaya ilk teşebbüs ettiği sıralarda, Üstâd Bediüzzaman Hazretleri ona hitaben uzun bir mektup yazdı ve Paşa’nın yaverine verdi, M. Kemal Paşa’ya vermesini söyledi. O mektubu ben de görmüş, çok korkmuştum. Hatırımda kalan bir kaç cümlesi şöyle idi:

“Nasıl ki insanın avret yeri mestûr olduğu zaman, sair insan ve mahlûkat görmezler. Amma eğer bir insan, bilerek ve kasten avret yerini açar, dolaşırsa; o zaman herkese maskara olur. Aynen öyle de, bu sanem ve heykel dahi, Âlem-i İslâm’ın bin seneden beri bayraktarlığını yapmış olan bu milleti temsil etmediği gibi, gayet ahmak ve divane birisinin avret yerini açarak halka teşhir eder misüllü bir hamakat ve maskaralıktır. Bu millet için yapılacak heykel; yol, köprü, mektep vesaire gibi hizmetlerdir.”

BÜYÜK KUR’ÂNIMIZIN BÜTÜN HÜCUMU HEYKELLERLE PUTLARADIR

Benzer bir konu yine Bediüzzaman Said Nursi'nin avukatı tarafından Yargıtay l. Ceza Dairesi’nde yapılan temyiz müdafaasında geçmektedir. Said Nursi'nin Afyon Mahkemesi’nde avukatlığını yapmış Av. Hulusî Bitlisî Aktürk’ün 11/1/1949’da Yargıtay l. Ceza Dairesi’nde yaptığı temyiz müdafaasında; Bediüzzaman Hazretleri’nin Ankara’ya ilk geldiği zaman, M. Kemal’in heykel konusundaki düşüncesine karşı söylediği sözlerini şöyle anlatmıştı:

“...Cumhuriyetimizin iptidalarında, müvekkilim Ankara’da bulunurken; Atatürk, müvekkilimin heykel hakkındaki kanaatlarını soruyor: Müvekkilim Said, ona karşı şiddetli bir sûrette: "Büyük Kur’ânımızın bütün hücumu heykellerle putlaradır... Müslümanların heykelleri ise hastaneler, mektepler, yetimleri koruyacak yurtlar, mabedler, doğru yollar gibi âbideler olmalıdır...” cevabını vermiş.

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
11 Yorum