Said Nursi'nin avukatı en aktivist üyeydi
Akşam yazarı Hacır, Bediüzzaman'ın Avukatı Bekir Berk'in derneğin en aktivist üyesi olduğunu söyledi. Ancak...
Ahmet Bilgi'nin haberi:
Komünizmle Mücadele Derneği'ni yazan Akşam yazarı Gürkan Hacır, Bediüzzaman'ın Avukatı Bekir Berk'in derneğin en aktivist üyesi olduğunu söyledi. Ancak Hacır, Bekir Berk'in Said Nursi ve mazlumların avukatlığından sonra aldığı tepki üzerine dernekten istifa etmesine yer vermedi.
Milliyetçi kimliği ile bilinen derneğin "Komünizme Karşı Mücadele Dergisi"ni de çıkardığını belirten Hacır, "Avukat Bekir Berk, Bediüzzaman Said-i Nursi'den el almış bir nur talebesiydi. Komünizmle Mücadele Derneği'nin en aktivist üyesiydi" dedi.
Hacır, "Avukat Berk, aynı zamanda derginin hem sahibi hem de yazı işleri müdürlüğünü yaptı. Dergi 1950 ile 1952 yılları arasında haftalık olarak yayınlandı. Derneğin fikri temelini bu dergi şekillendiriyordu. Dergide Fethi Tevetoğlu'ndan İsmail Hakkı Danişmend'e, Ali Fuat Başgil'den hatta sonra İslamcı sosyalist olarak bilinen Nurettin Topçu'ya kadar birçok ünlü isim yazıyordu. Erzurum'da ise bir başka tanıdık isim kurucular arasındaydı. Fethullah Gülen! Aslında sadece Gülen Hoca değil, birçok Nur talebesi de derneğin kurucuları ve gönüllüleri arasında bulunuyordu. Komünizmle Mücadele Derneği birçok Nur talebesine ev sahipliği yapmıştı" şeklinde yazdı.
BEKİR BERK: DERNEKTEN İSTİFA ETTİM ÇÜNKÜ...
Derneğin Amerika etkisinde olduğunu da belirten Hacır, Bekir Berk'in Bediüzzaman Said Nursi ve mazlumların avukatlığından sonra aldığı tepki üzerine dernekten istifa etmesine yer vermedi.
Bekir Berk, istifa nedenini şöyle açıklamıştı:
"Avukatlığa başlayıncaya kadar İstanbul'da Türk Kültür Ocağı'nın başkanlığını yaptım. Daha sonra Milliyetçiler Federasyonu'nun başkanlığında bulundum. Türkiye çapında teşkilatlanan ve Türkiye'nin seksen yerinde şubesi açıldıktan sonra emirle aleyhine dava açılan Türk Milliyetçiler Derneğinin İstanbul şubesi başkanlığını yaptım. Ve Ankara'da görülen kapatma davasında bulundum. Daha sonra İstanbul'da kurulan Milliyetçiler Derneği'nde kayıtlı olarak kültürel çalışmalarıma devam ettim. Bu arada lâikliğe aykırı olarak din ve vicdan hürriyeti çiğnenen Nur talebelerinin ve hususen Bediüzzaman'ın vekâletini kabul edip davalarını takip ettiğim için bu hareketimin tenkit edilmesi karşısında Milliyetçiler Derneği'nden istifa ederek hayatımı sadece hangi mezhep, hangi meşrepte olursa olsun aleyhlerine dava açılan mü'min kardeşlerimin müdafaasına tahsis ettim."