Risale Haber-Haber Merkezi

Yazar Şeyhmus Diken, "Bugün bile Kürtler için Said'in talep ettiği eğitim anlayışından ne kadar geride olunduğunun bilmem farkında mısınız?" diye sordu.

Haziran 2010 itibariyle yeniden bir akıl tutulmasının evresine girildiğini ve silahların yine konuşmaya başladığını belirten Şeyhmus Diken, Bağımsız İletişim Ağı (BİA)'daki yazısında, "Daha öncekilerde olduğu gibi, silah konuşunca edilen kelamların pek de kıymeti harbiyesi kalmaz / kalmıyor" dedi

Şeyh Said, Said Nursi ve Seyid Rıza'yı konu edinen Diken, "Kimilerine göre Şêx Saîd bir İngiliz ajanıydı! Genç cumhuriyeti kaynağında boğmak ve hilafeti diriltmek isteyen Nakşibendî Şeyhi bir "İngiliz" tezgâhçısı! Said-i Kurdî (Nursî) ise "mürteci" bir yobazdı, gericiydi! Dersimli Seyit Rıza kaale bile alınmamalıydı. Çünkü etrafı düşmanla kuşatılmış ve rüştünü ispata gayret eden cumhuriyetin, yeminli düşmanlarının Alevi toplumunu kışkırtmaya soyunan bir cemaat dedesiydi!" şeklinde yazdı.

Said Nursi'nin Medresettüz Zehra çabalarına değinen Diken, "Bundan bir koca asır evvel dayanmış keskin bakışlı Said, Abdülhamid'in Bizans artığı sarayının kapısına ve demiş ki; "Ben Kürdistan'da bir mekteb açmak üzere geldim kapına. Başka da bir dileğim yoktur. Bunu isterim ve başka bir şey istemem." Doğu'da Van şehrinde Medresetül Zehra isimli bir okul olsun istemiş Saîd-i Kurdî, üç dilli olsun da demiş; "Arapça Farz, Osmanlıca-Türkçe Vacip, Kürtçe ise Caiz olsun" diye de eklemiş. Şimdi tek başına, bir asır sonra hangi ideoloji adına olursa olsun konuşanlara sırasıyla sormak gerekmez mi? Bugün bile Kürtler için Said'in talep ettiği eğitim anlayışından ne kadar geride olunduğunun bilmem farkında mısınız?" ifadelerini kullandı.

Diken, Şeyh Said ile 78 yaşındaki Seyid Rıza'nın yaşının küçültülerek, 17 yaşındaki oğlu Reşık Hüseyin'in yaşının büyütülerek asıldığını vurguladı.