Said Nursi'nin mezar vasiyeti

Said Nursi'nin mezar vasiyeti

Bediüzzaman Said Nursi'nin mezarının bilinmemesi medyada her zaman polemik konusu oldu

Risale Haber-Haber Merkezi

Bediüzzaman Said Nursi'nin mezarının bilinmemesi medyada her zaman polemik konusu oldu. Bediüzzaman'ın bu konuda net izahları olmasına, Nur talebelerinin bu nedenle mezar meselesini gündeme getirmemesine rağmen zaman zaman aynı konu gündeme getirilmekte.

İşte bu konuda Sorularla Risale-i Nur sitesinde yöneltilen bir soru ve cevabı:

Soru:

Üstad Bediüzzaman Said Nursi'nin mezarının yıkılacağını bilmesi ve bununla alakalı talebelerine vasiyet etmesindeki hikmet nedir? Üstad'ın şu an mezar yeri belli olsaydı ve insanların diğer islam büyüklerinin mezarlarını ziyaret ettigi gibi onun mezarını da ziyaret etseydi ne gibi bir sakınca olabilirdi ki?

Cevap:

Bediüzzaman Said Nursi, hayatta iken de diğer büyük zatlardan farklı olarak bir tarz ortaya koymuştur. Bunun nedeni ise çağın gereği ve ihtiyacından kaynaklanmıştır. Eskide şahıs zamanı idi ama içinde bulunduğumuz asır ise şahıs zamanı değil, şahsı manevi zamanıdır.

Mesela Komünizim, Sosyalizim, Sekülerizim, Liberalizm gibi manevi şahıslar ortaya çıkmış ve dine hücum etmişlerdir. Bunlara karşı verilecek cevabın da aynı sistemle olması lazımdır. Diğer taraftan eskiden devletler bir şahısla -Kral, İmparator, Padişahlıkla- idare edilirdi. Yani şahıs ön plandaydı. Ama asrımızda artık bu sistemler de değişti.

Şahıs yerine şahsı manevi olan meclisler, parlementolar kuruldu. Dolayısı ile Üstadımız da zamanın gereği olarak, dikkatleri kendine değil, şahsı meneviye çekmeye çalışmıştır. Bunu yaşarken yaptığı gibi, ölümünden sonra da yapmış oluyor. Zaten kendisi de vefatından önce mezarının bilinmemesi gerektiğini söylemiş ve hatta haber vermiştir. Dediği gibi de olmuştur. Hayatta iken teveccühten rahatsız oluyordu. Vefatından sonra da bu rahatsızığı yaşamak istemediğini ifade etmiştir.

Bediüzzaman, arkasında bir halife değil, Risale-i Nur Külliyatı gibi bir hazineyi bırakarak Hakk'ın rahmetine kavuştu. Hayatta iken, arzu etmediği bir hususun vefatından sonra gerçekleşmesini asla istemedi. Önce, gereksiz kabir ziyaretinin yapılmaması ikazında bulundu. "Dostlar uzaktan ruhuma fatiha okusunlar, manevi dua ve ziyaret etsinler. Kabrimin yanına gelmesinler. Fatiha uzaktan da olsa ruhuma gelir. Risale-i Nur'daki azami ihlas ile bütün bütün terk-i enaniyet için buna bir manevi sebep hissediyorum" dedikten sonra, kendisini Nurlara vakfetmiş birinin kabri başında nöbet tutarak, lüzumsuz ziyaret edenlere bu hususu bildirmesini ister.

Emirdağ Lahikası'nda yer alan, talebelerine yaptığı son dersinde ise, daha dikkat çekici ifadelere yer verir.
"Benim kabrim gayet gizli bir yerde... bir iki talebemden başka hiç kimse bilmemek lazım geliyor. Bunu vasiyet ediyorum. Çünkü, dünyada sohbetten beni men eden bir hakikat, elbette vefatımdan sonra da o hakikat bu surette beni mecbur ediyor."

Evet, Bediüzzaman'ı arayan Risale-i Nur sayfalarında bulabilir ve sohbet edebilir. Ruhuna fatiha göndermek isteyen herkes, bulunduğu yerde okumak suretiyle (mezarına uğramasına gerek kalmadan) gönderebilir ve göndermelidir.

İLGİLİ HABER: Said Nursi için anıt mezar istedi

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.