Said Nursi'nin verili laikliğe nasıl baktığını anlattım
Doç.Dr. Ahmet Yıldız, "dindarlığa meyilli" tartışmalarına açıklık getirdi
Ahmet Bilgi'nin haberi:
RİSALEHABER-Doç. Dr. Ahmet Yıldız'ın Risale Haber'de yayınlanan Bediüzzaman Said Nursi'nin laikliği dinsizlik olarak görmediği, Müslümanların çoğunlukta olduğu bir devlette devletin "dindarlığa temayül göstermesini" istediği şeklindeki sözleri farklı algılara yol açtı.
Bunun üzerine Yıldız, twitter hesabından tartışmalara açıklık getirdi. Yıldız, Bediüzzaman'ın laikliği savunmadığını, kendisinin de “iyi laiklik” savunması yapmadığına dikkat çekerek, "verili laikliğe Bediüzzaman'ın nasıl baktığını ortaya koydum. Laikliğe Bediüzzaman üzerinden meşruiyet aramak, ya da Bediüzzaman üzerinden laiklik karşıtı bir söylem geliştirmek araçsal bir yaklaşımdır" dedi.
Yıldız'ın açıklaması şöyle:
"Eski Said döneminde Bediüzzaman hem İslamın devlet dini olarak korunmasını ister, hem de Batıdan hukuk iktibasını reddeder.
Cumhuriyetin temel taşlarının sağlam olması için İslam üzerine kurulmasını ister, Mecliste vekillere dağıttığı beyannamede bunu talep eder.
Kemalizmin laikliği bir dinsizlik doğması haline getirmesini eleştirir; İslam şemsiyesinin yokluğunda yönetilebilirlik problemine işaret eder.
Bediüzzaman laikliği savunmaz, (Laikliğin) varlığını veri olarak alır ve üç büyük mahkeme savunmasında yaklaşımını bunun üzerine bina eder.
Köprü dergisinde 1995’te yayınlanan yazımda “iyi laiklik” savunusu yapmadım; verili laikliğe Bediüzzaman'ın nasıl baktığını ortaya koydum.
Laikliğe Bediüzzaman üzerinden meşruiyet aramak, ya da Bediüzzaman üzerinden laiklik karşıtı bir söylem geliştirmek araçsal bir yaklaşımdır.
“Bütün inançlara eşit mesafede bir devlet” liberal bir mittir; dünya siyasi coğrafyasında tek bir örneği yoktur, olamaz da.
Laiklik din ve vicdan hürriyetini sağlamanın Katolik dünyada ortaya çıkmış araçlarından biridir. Tek ya da genel-geçer bir araç değildir.
Laiklik Batıda Müslümanlar için azınlık statüsünde kaldıkları sürece inanç hürriyetinin garantisi oldu, şimdi o da ortadan kalkıyor.
Batı medeniyeti İslam konusunda medeni değil vahşi (ötekini reddeden kolektif yalnızlık ve tecanüs)dir.
Laiklik mevcut durumda Türkiye’nin bir gerçeğidir ve bunun “dindarlığa mütemayil” demokratik bir laiklik olması objektif bir ihtiyaçtır.
Laikçi "tevahhuş, "Kamusal alanda Allah fikrine yer yok" diyordu. Allah fikrini reddeden 28 Şubatçılar, o fikir sahiplerine neleri reva gördü?
Laikçiler, dindarlara "laikliğin erdemini" 28 Şubatvari eylem tipleriyle hatırlatıyor. Kürekleri aheste çekmeye hacet yok, "mehtap"gurubta..
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.