Risale Haber-Haber Merkezi

Star yazarı Elif Çakır, "Said Nursi’nin çok yerinde tespiti gibi, bu millet içki de içer, günah da işler ama başında böyle bir yönetici görmek istemez" dedi.

Siyasilerin üsluplarını eleştiren Çakır, "Ne yalan söyleyeyim RTÜK gibi Siyaseti Denetleme Üst Kurulu oluşturulması gerektiğine inanmaya başladım. Artık haberlerde de, siyasilerin konuşmalarına sıra gelince, o garip işaretlerden (cinsellik, şiddet içerikli vs.) konulması gerekiyor galiba!.." şeklinde yazdı.

Milletin yöneticileri olumlu görmek istediğine dikkat çeken Çakır, Said Nursi'nin tespitini hatırlattı. Çakır, "Evet, siyasiler de sonuçta bu milletin içinden çıkıyor. Ancak Said Nursi’nin çok yerinde tespiti gibi, bu millet içki de içer, günah da işler ama başında böyle bir yönetici görmek istemez. Ülkenin yönetimine talip olan siyasetçilerin toplumu yozlaştırmaya marjinalleştirmeye ayrıca katkıda bulunmasına lüzum yok..." dedi.

BEDİÜZZAMAN NE DEMİŞTİ?

Bediüzzaman Said Nursi, 1922'de TBMM'ye davet edildiğinde 10 maddelik bir beyanname neşreder ve milletvekillerine dağıtır. O beyannamede halkın günahkar da olsa yöneticilerinin dindar olmalarına önem verdiğini bir örnekle anlatır. İşte Tarihçe-i Hayat'taki o bölüm:

"Bu millet-i İslamın cemaatleri, her ne kadar bir cemaat namazsız kalsa, hatta fasık da olsa, yine başlarındakini mütedeyyin görmek ister. Hatta, umum Şarkta, umum memurlara dair en evvel sordukları sual bu imiş: "Acaba namaz kılıyorlar mı?" derler. Namaz kılarsa, mutlak emniyet ederler, kılmazsa, ne kadar muktedir olsa, nazarlarında müttehemdir.
Bir zaman, Beytüşşebap aşairinde isyan vardı. Ben gittim, sordum:
"Sebep nedir?"
Dediler ki:
"Kaymakamımız namaz kılmıyordu; öyle dinsizlere nasıl itaat edeceğiz?" Halbuki, bu sözü söyleyenler de namazsız, hem de eşkıya idiler.