Salahattin ALTUNDAĞ
Ramazân Risâlesi'nin Psikolojik Rehberliği
RAMAZÂN OKUMALARI-18
PSİKOLOJİ BİLİMİ EŞLİĞİNDE RAMAZÂN RİSÂLESİNİN BİRİNCİ NÜKTESİNDEKİ HİKMETLERİ ANLAMAYA DEVÂM
ORUÇ VE İÇSEL YOLCULUK: RAMAZÂN RİSÂLESİ'NİN PSİKOLOJİK REHBERLİĞİ
"Cenâb-ı Hak zemin yüzünü bir sofra-i nîmet sûretinde halkettiği ve bütün enva'-ı nîmeti o sofrada مِنْ حَيْثُ لاَ يَحْتَسِبُ bir tarzda o sofraya dizdiği cihetle, kemâl-i rubûbiyetini ve rahmâniyet ve rahîmiyetini o vaziyetle ifâde ediyor. İnsânlar gaflet perdesi altında ve esbâb dâiresinde o vaziyetin ifâde ettiği hakikatı tam göremiyor, bazan unutuyor."
- Öz-Düzenleme ve Öz-Refleksiyon
Bedîüzzamân Hazretlerinin "Ramazân Risâlesi"nden alınan bu parçada, Cenâb-ı Hak'ın dünyâ yüzeyini âdeta bir sofra-i nimet şeklinde yarattığı ve bu sofraya tüm nimetleri beklenmedik yollardan dizdiği anlatılır. Bu düzen, Allâh'ın kusursuz rubûbiyetini, rahmâniyetini ve rahîmiyetini ifâde eder. Ancak insânlar, gaflet perdesi altında ve sebeplere takılı kalarak bu gerçeği tam olarak göremeyebilir veya zamân zamân unutabilirler. Bu bağlamda, oruç ibâdeti, insânın kendi iç dünyâsına bir yolculuk yapmasını ve bu büyük hakikati daha derîn bir şekilde kavramasını sağlar.
Oruç, bireyin öz-düzenleme ve öz-refleksiyon yeteneklerini geliştiren bir ibâdettir. Öz-düzenleme, bireyin davranışlarını kontrol etme, dürtülerine hâkim olma ve kendi iç dünyâsında bir düzen kurma kabiliyetidir. Psikolojik araştırmalar, öz-düzenlemenin stres yönetimi, duygusal dengelenme ve kişisel hedeflere ulaşma gibi hayâtî alanlarda merkezî bir role sâhip olduğunu göstermektedir.
Oruç, bu becerileri pekiştirerek bireyin hem kişisel gelişimine katkıda bulunur hem de yaşamın karmaşasında bir iç huzûra ulaşmasını sağlar. Oruç tutarken, bireyler yeme, içme ve diğer fiziksel ihtiyaçlardan belirli bir süre kaçınarak bu yeteneği geliştirirler. Bu süreç, kişinin dürtülerine karşı direnç göstermesini ve kendine hâkim olmasını gerektirir.
Bilimsel çalışmalar, öz-düzenlemenin stres yönetimi, duygusal dengelenme ve daha yüksek kişisel başarılarla ilişkili olduğunu göstermiştir. Oruç, sabır, disiplin ve irâde gücü gibi öz-düzenleme becerilerinin geliştirilmesine yardımcı olur. Bu süreçte, bireyler kendilerini daha iyi tanıma ve duygusal tepkilerini kontrol etme fırsatı bulurlar.
Öz-refleksiyon ise, bireyin kendi yaşam tarzı, düşünceleri, inânçları ve tercihleri üzerine düşünmesi, bu yansıma sâyesinde kendini daha iyi anlaması ve tanıması sürecidir. Oruç, kişiyi günlük rutinlerinden bir adım geriye çekerek, hayâtın hızlı akışı içinde kaybolmuş olabileceği derîn, mânevî ve ahlâkî değerleri yeniden değerlendirme fırsatı sunar. Bu süreçte, insânın kendi iç dünyâsında bir temizlenme ve yenilenme yaşaması, böylelikle Bedîüzzamân Hazretlerinin işâret ettiği, Cenâb-ı Hak'ın yarattığı bu mükemmel düzenin farkına vararak Allâh'ın rahmâniyeti ve rahîmiyetine daha yakından şahit olması mümkün olur.
Bu şekilde, oruç; bireyin öz-düzenleme ve öz-refleksiyon kabiliyetlerini geliştirirken, aynı zamânda Bedîüzzamân Hazretlerinin "Ramazân Risâlesi"nde bahsedilen, Allâh'ın dünyâyı bir nimet sofrası olarak yaratmasının ve bu sofraya tüm nimetleri beklenmedik yollarla sunmasının derîn anlamını idrâk etme fırsatı sunar. Bu mânevî yolculuk, bireyi sâdece kendisiyle değil, aynı zamânda çevresiyle ve Allâh ile olan ilişkisini yeniden değerlendirme ve bu ilişkileri daha bilinçli ve anlamlı bir seviyeye taşıma imkânı verir.
- Sosyal Bağ ve Empati
Özellikle, oruç tutmanın sosyal bağ ve empati üzerindeki etkisi psikolojik araştırmalarla da desteklenmektedir. İnsanlar oruç tutarak açlık ve susuzluk deneyimlerini yaşarlar. Bu, dünyâ genelinde benzer zorluklar yaşayan insânlara karşı empati duygularının güçlenmesine neden olur. Bu deneyim, bireyleri daha duyarlı ve yardımsever olmaya teşvîk eder.
Psikoloji alanında yapılan çalışmalar, empati duygusunun ve güçlü sosyal bağların bireylerin psikolojik sağlığı üzerinde pozitif etkiler oluşturduğunu gösterir. Örneğin, psikoloji profesörü Barbara Fredrickson'ın "Pozitif Duyguların Genişleme ve İnşa Teorisi", pozitif sosyal etkileşimlerin bireylerin psikolojik esnekliğini ve genel mutluluğunu artırdığını öne sürer. Oruç, bu pozitif sosyal etkileşimleri teşvîk eden bir araç olarak görülebilir. Aynı zamânda, Stanford Üniversitesi'nden psikoloji profesörü Jamil Zaki'nin empati çalışmaları, insânların zorlukları paylaştıkça ve başkalarının duygularını anladıkça sosyal bağlarının güçlendiğini ve toplumsal dayanışmanın arttığını göstermektedir.
Oruç tutarken yaşanan bu deneyimler, insânları sâdece kişisel bir arınma yolculuğuna çıkarmakla kalmaz, aynı zamânda toplum içinde daha empatik ve duyarlı bireyler olmaya teşvîk eder. Bu, bireysel ve toplumsal psikolojik sağlığın iyileştirilmesine katkıda bulunur. Bu bağlamda, oruç tutmanın psikolojik faydaları, sâdece bireysel bir deneyim olmanın ötesinde, toplumun genel refâhına da katkı sağlar.
- Mânevîyât ve Psikolojik Esenlik (Zihinsel ve Duygusal İyi Oluş)
Oruç, bireyleri günlük yaşantılarının ötesine geçmeye, kendi iç dünyâlarına dönmeye ve Allâh'ın varlığındaki ve kâinâttaki işâretleri derînlemesine düşünmeye teşvîk eder. Bu süreç, mânevîyâtın; anlam arayışı, bağlılık hissi ve bir üst güçle ilişki kurma gibi unsurlarını güçlendirir. Psikoloji alanındaki çalışmalar, mânevîyâtın, bireylerin anksiyete, depresyon ve stres gibi psikolojik sorunlarla başa çıkmalarında önemli bir destek olduğunu göstermektedir. Mânevî uygulamalar, bireylerin zihinsel sağlıklarını korumalarına ve psikolojik esenliklerini artırmalarına yardımcı olabilir.
Oruç, bu mânevî yolculukta bireyin öz-düzenlemesini ve öz-refleksiyonunu güçlendirirken, aynı zamânda psikolojik esenliğin artırılmasına da katkıda bulunur. Orucun getirdiği disiplin ve kendini sınırlama, bireylerin kendi iç dünyâlarında bir denge ve huzûr bulmalarına yardımcı olur. Bu süreçte, bireyler yaşamlarının anlamı ve amaçları üzerine daha fazla düşünmeye başlarlar, bu da onların genel refâhları üzerinde olumlu bir etki meydana getirir.
Bu bakış açısından, oruç; bireyin mânevîyâtını derînleştirirken, aynı zamânda onun psikolojik esenliğine de katkıda bulunan bir araçtır. Bedîüzzamân Hazretlerinin işâret ettiği gibi, oruç, Allâh'ın yeryüzünü bir nimet sofrası olarak yaratmasının ve insânı bu sofradan istifâde etmeye dâvet etmesinin kavranması için bireylere yardımcı olur. Bu süreç, bireyin kendi içsel huzûrunu bulmasına, psikolojik rahatlığa ulaşmasına ve hayâtının daha geniş bir perspektiften anlamını ve amacını derînlemesine anlamasına imkân tanır.
DEVÂM EDECEK İNŞALLÂH
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.