Dr. Selçuk ESKİÇUBUK
Salgın hastalıklar insanları düşündürüyor mu?
2019 yılı son ayları ve 2020 yılında bazı ülkelerde depremler, bazı ülkelerde de yeni koronavirus salgınları ön plana geçti, hatta virüs salgını bütün dünya ülkelerini etkiledi. Artık salgınlar sadece çıktıkları ülkeleri değil, kolay ulaşım sayesinde bütün ülkelere yayılabilme özelliğine sahipler.
Koronavirüslar, aslında hayvanlarda yaygın olarak görülen bir virüs türüdür. Hayvanlardan insanlara bulaşırsa buna zoonoz denir. Artık o virüs mutasyona uğrayarak insandan insana bütün dünyaya bulaşabilir. Daha önce de dünya böyle virüs veya mikrobik hastalıklarla karşı karşıya geldi, bedeller ödedi.
1.Dünya savaşı sonlarına doğru Amerika’ın Kansas City şehrinde çıkan ve dünyaya yayılan İspanyol gribinden yaklaşık 50 milyon civarında insan öldü. Halbuki savaşta 16-19 milyon insan ölmüştü. Daha sonraki yıllarda domuz gribi, SARS, MERS ve EBOLA gibi kolay yayılan ve öldüren virüs salgınları oldu. Daha önceki yıllarda da Veba, kolera, tifo ve tifüs gibi salgınlar olmuş, her ülkede yüzbinlerce insanın ölümlerine neden olmuşlardı.
Her salgın hastalıktan sonra zamanın bilgi ve teknolojilerine göre teşhis ve tedaviler yapılmış, bazıları için antibiyotikler bazıları için de aşılar geliştirilmiş olmasına karşın tıp dünyası mikroplara karşı kesin bir zafer kazanılamamıştır.
SARS salgınında ölüm oranı yüzde 11, MERS salgınında ise yüzde 35 idi. Şu andaki yeni korona virusundan ölüm oranı ise çok düşük, yüzde 2-4 arasındadır. Bu nedenle bu son salgın üzerinden yürütülen komplo teorileri doğru değildir, yani insan nüfusunu azaltmak için bazı ülkeler tarafından virüsün üretilip Çin’de ortaya çıkarılması akla yatkın değildir. MERS hastalığında ölüm oranı en yüksektir, biyolojik savaş isteyen ülke araç olarak bu virüsü kullanmaz mıydı?
Salgın hastalıklarında bulaşma yollarından solunum ve sindirim sistemi yolları en sık karşımıza çıkan yollardır. Hijyen kurallarına uyma ve karantina gibi genel uygulamalar çok önemli tedbirlerdir. Yemekten önce ve sonra ellerin sabunla yıkanması, el, ağız ve burnun tuzlu suyla temizlenmesi ve sık sık duş alınması gibi alışkanlıklar salgın hastalıklardan insanları büyük oranda korur. Günde beş vakit abdest almak, sık sık boy abdesti almak, dişleri fırçalamak, misvak kullanmak gibi uygulamaları kendine rehber edinmiş kişiler yapmayanlara göre sağlıklarını koruma açısından bir adım önde olanlardır. Hava yoluyla bulaşacak enfeksiyonlara karşı basit maskeler kullanmak kişiyi korumaz çünkü maskenin yanlarından hava içeri girer. Gerçek bir korunma için filtreli özel maskeler kullanmak gerekir. Yeme içme alışkanlıkları da bazı yabani hayvanlarda bulunan virüs hastalıklarına yakalanmaya kapı açarlar mesela kedi, köpek ve yarasa gibi hayvanların etlerini yiyenler daima risk altındadır. Bu açıdan da gıdaları yerken “helal-haram, mekruh ve şüpheli” gibi kriterleri olan insanlar yine doğal bir korunma sistemine sahip olurlar. "Helâl dairesi geniştir, keyfe kâfi gelir. Harama girmeye hiç lüzum yoktur" sözünü kendine rehber edinen kimselerin ne kadar haklı olduklarını dünyayı sarsan yabani hayvan kaynaklı hastalıklar göstermiş oldu.
Türkiye özel bir uçağını Çin’e göndererek oradaki vatandaşlarını Ankara’ya getirtmesi, onlar için bir hastaneyi özel karantina hastanesine çevirip 14 gün boyunca tek kişilik odalarda onları kontrol altına alması tebrike şayan bir davranıştır.
İnsan yeryüzünün en akıllı, en şuurlu, bilgi ve ilim sahibi bir varlığıdır. Ancak diğer canlılara karşı bu üstünlüğüne rağmen küçücük mikroplara her zaman mağlup olmuştur. Geçmiş dünya tarihi buna şahittir. Bilim ve teknolojide onca ilerlemeye, dünyanın ortak akılla çare aramalarına rağmen akılsız, şuursuz o varlıklar daima bir adım önde giderek insanoğluna adeta ne kadar aciz olduğunu, aslında çok şeylere ihtiyacı olduğunu ama onlara elinin yetişmediğini hatırlatmıyor mu? Küçücük bir mikrop onun gurur ve kibrini kırmıyor mu?
Bütün evreni ve insanı yaratan Allah; insanoğluna mikropların yaptıkları salgınlar ile her zaman ölüme çok yakın olduklarını, gözle görülmeyen virusların eliyle gösteriyor olabilir mi?
Önerilen link: https://youtu.be/blwj6FlkNnU
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.