Sana en fakirler tâbi olmuşken, biz iman eder miyiz?

Sana en fakirler tâbi olmuşken, biz iman eder miyiz?

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Şuara Suresi 105-122. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

105 . Nûh kavmi (de) peygamberleri yalanladı.

106 . Kardeşleri Nûh onlara şöyle demişti: “(Allah’a karşı gelmekten) sakınmıyor musunuz?”

107 . “Şübhesiz ki ben, sizin için (gönderilmiş) emîn bir peygamberim.”

108 . “Artık, Allah’dan sakının ve bana itâat edin!”

109 . “(Ben) buna (tebliğ vazîfeme) karşılık sizden bir ücret istemiyorum! Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbine âiddir.”

110 . “Artık Allah’dan sakının ve bana itâat edin!”

111 . (Onlar:) “Sana en düşük kimseler (fakirler) tâbi‘ olmuşken, (biz) sana îmân eder miyiz?” dediler.

112 . (Nûh) dedi ki: “Onların (o hakîr gördüğünüz kimselerin) ne yapmakta oldukları hakkında benim bilgim yoktur. (Ben onların zâhirdeki îmanlarına bakarım.)”

113 . “Eğer anlasanız, onların hesâbı ancak Rabbime âiddir.”

114 . “Ben mü’minleri (yanımdan) kovucu da değilim.”

115 . “Ben sâdece apaçık bir korkutucuyum.”

116 . (Onlar:) “Ey Nûh! Eğer (bu dediğinden) gerçekten vazgeçmezsen, mutlakā taşla öldürülenlerden olacaksın!” dediler.

117 . (Nûh ise şöyle) dedi: “Rabbim! Şübhesiz ki kavmim beni yalanladılar.”

118 . “Artık, benimle onların arasını ayırarak aç (aramızda hüküm ver); beni ve benimle berâber bulunan mü’minleri de kurtar!”

119 . Bunun üzerine onu ve onunla berâber bulunanları, o dolu gemi içinde kurtardık.

120 . Sonra (bunun) ardından geride kalanları suda boğduk.

121 . Muhakkak ki bunda, elbette bir ibret vardır. Fakat onların çoğu îmân etmiş kimseler değildir.

122 . Şübhesiz ki, Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen), Rahîm (çok merhamet eden) elbette ancak Rabbindir.