Sanat eserlerine vurulan Kur’ân mührü
Dinî, dünyevî her türlü yapıda, bazen bir çeşmenin kitabesinde, bazen bir mezar taşında, bazen bir caminin kubbesinde...
Selim Aktaş'ın haberi:
Prof. Dr. Murat Sülün’ün daha önce prestij bir baskısı da yapılan Sanat Eserlerine Vurulan Kur’ân Mührü adlı çalışması, gözden geçirilerek Kaynak Yayınları’ndan yeniden okura sunuldu. Eserde Sülün, sanat eserleri ve ayet-i kerimelerin birbirleri ile olan ilişkileri üzerine yoğunlaşıyor.
Dinî, dünyevî her türlü yapıda, bazen bir çeşmenin kitabesinde, bazen bir mezar taşında, bazen bir caminin kubbesinde, bazen bir kitabın cilt kapağında rastladığımız, sanatkâr eliyle günlük hayatın içine yerleştirilen İlâhî mesajlar, Sanat Eserlerine Vurulan Kur’ân Mührü adıyla bir araya toplandı. Prof. Dr. Murat Sülün’ün çalışması, gözden geçirilerek Kaynak Yayınları’ndan yeniden okura sunuldu. Daha önce prestij bir baskısı da yapılan ve sunuş yazısını Prof. Dr. Suat Yıldırım’ın kaleme aldığı çalışmada Sülün, sanat eserlerinde yer alan ayet-i kerimeler üzerinde yoğunlaşıyor.
Sanat Eserlerine Vurulan Kur’ân Mührü kitabını on yılda hazırlayan Prof. Dr. Murat Sülün, İstanbul, Bursa, Edirne, İzmir, Konya, Manisa, Mekke, Medine hatta Kahire’de yüzlerce cami, medrese, türbe, okul, kütüphane, saray, çeşme, mezar kitabelerine, sancaklara, kılıçlara işlenmiş pek çok eseri bizzat incelemiş. Ayrıca Halep, Şam, Buhara, Semerkant, Herat, Meşhet, Delhi gibi birçok şehirdeki sanat eserlerinde bulunan yazıları da yayınlanmış fotoğraflarından yararlanarak incelemiş.
Kitabın ilk bölümünde Kur’an, sanat, hat ve mimari arasındaki ilişki özetleniyor; ikinci bölümünde sanat eserlerinde Kur’an’dan ayet iktibas etmenin felsefesi anlatılıyor; üçüncü bölümde ise sanat eserlerinde iktibas örneklerine yer veriliyor. Akademik çalışma alanı Kur’an tefsiri olan Sülün, eserinde ayetleri veya sanat eserlerini esas alan bir tasnif uygulamak yerine, sanat eserleri ile üzerlerindeki ayet veya hadislerle irtibat kurmak yolunu tercih ediyor. Mesela Üsküdar Selimiye Camii hünkâr kasrında “Allah’a hamd olsun, beğenip seçtiği kullarına selâm olsun.” (Neml Suresi, 59) ayeti yazılı. Bu yazı ile padişah, sahip olduğu devlet nimetine şükrünü ifade ediyor. Murat Sülün, bir ayrıntıya daha dikkat çekiyor; ayetteki ‘selâm’ kelimesi ile ‘seçtiği’ anlamına gelen ‘ıstafâ’, camiyi yaptıran Sultan Selim ve babası Sultan Mustafa’nın isimleriyle aynı kökten gelmekte. Bir diğer örnek, Kanuni’nin Kâbe’ye gönderdiği minber kapısında bulunan, “Muhakkak ki bu Süleyman’dandır ve muhakkak ki Rahman ve Rahim olan Allah adıyladır.” ayeti. Bu yazı, Neml Suresi’ndeki besmele ayeti olmanın yanı sıra mihrabın Kanuni tarafından Harem-i Şerif’e hediye edildiğini de anlatıyor.
Mekânın özelliğine göre ayetler
Kitaptaki örneklere bakıldığında Osmanlı’nın hiçbir yazıyı sadece süs olsun diye yazmadığı görülüyor. Cami kapılarına yazılan selam ayetleri, hem bu mekânlara girenlerin selâmete ereceğini müjdeliyor, hem de kapıdan girişte selam verme edebini hatırlatıyor. Yusuf Suresi’nde Yakup Aleyhisselâm’ın oğullarına hitaben söylediği, “Farklı kapılardan giriniz.” ifadesi ise izdihama sebep olmamak için cemaate ayrı ayrı kapılardan girip çıkmayı tavsiye ediyor. Mezar taşlarında, türbelerde, dünyanın faniliğiyle, ölümle; çeşmelerde, sebillerde su ile; okullarda, kürsülerde ilim ile; sancaklarda, askerî yapılarda fetih ve cihad ile; tekkelerde zikir ile ilgili Kur’anî ifadeler yer alıyor. Bu ilişkiyi gösteren örneklerden biri de Topkapı Sarayı Hırka-i Saâdet dairesinin Has Oda’sında II. Mahmud’a kadar taht vazifesi gören şebekeye işlenen ayetler: “De ki: Sen, ey mülkün gerçek sahibi olan Allah’ım! Sen mülkü dilediğine verir, dilediğinden alırsın. Dilediğini yüceltir, dilediğini alçaltırsın. Bütün hayırlar Senin elinde... Sen her şeye kadirsin.” (Âl-i İmrân Suresi, 26). Bu ayetler, aynı mekâna nakşedilen Âyete’l-kürsî ile birlikte tahtın gerçek sahibinin Yüce Allah olduğunu hatırlatmaktadır.
Sanat Eserlerine Vurulan Kur’ân Mührü kitabının güzel yanlarından biri de görsel zenginliği. Kitap, hat sanatının dünyanın dört bir tarafına yayılmış en nadide örneklerini bir araya getiriyor.
Zaman