Saniye saniye ölüm süreci
Neden beni kabire götürüyorsunuz? Bırakın beni!! Ben hissediyorum, konuşuyorum ve görüyorum, ben ölmedim...
Risale Haber-İhlası kazanmanın ve muhafaza etmenin en tesirli bir sebebi de ölümü, öleceğini düşünmektir. Bir Hadis-i Şerif'te "Lezzetleri tahrip edip acılaştıran ölümü çok zikrediniz!" buyrulmaktadır.
Bu anlamları ihtiva eden, internet ortamında "imzasız" dolaşan bir ölüm yazısını sizlerle paylaşıyoruz.
İşte her canlının tadacağı ölüm manzaraları...
"Bir anda uykudan kalktim çok ilginç bir ışık gördüm ama odanın ışığı kapalıydı.
Bir baktım saat 3:30 gece. Fecir vakti.
Peki gördüğüm bu kadar ışık nerden?
Birden şaşırıp kaldım baktım ki elimin yarısı duvarın içinde
Hemen elimi çıkardım korku içinde oturup elime bakıyordum
Tekrar elimi duvara dogru uzattım yine elim duvarın içine giriyordu!!! !!!!!
Bir gülümseme sesi duydum
Yüzümü kardeşime dogru çevirdim, yatıyordu
Korku içinde yatağımdan kalkıp kardeşimi uyandırmaya gittim ama cevap vermedi
Annemin odasına doğru gittim babamı uyandırmaya çalıştım
Birilerinin bana cevap vermesini istiyorum ama kimse cevap vermiyordu
Annemi uyandırmak üzereyken, baktım ki annem uykudan uyandı.
Uykudan uyandı ama benimle konuşmuyordu
Bismillahirrahmanirrahim diyordu ve tekrarlıyordu.
Babamı uyandırdı, kalk kalk bir bakalım çocuklara dedi annem
Şimdi zamanımı bırak uyuyayim yarın ola hayr ola dedi babam
Ama annemin ısrarı üzerine babam kalkıverdi şaşkınlık içerisinde beraber odamıza doğru geldiler
Başladım bağırmağa, "anne, baba" ama hiç birisi cevap vermiyordu!! !
Annemin elbisesini çekiyor beni dinlemesini istiyordum ama annem beni hissetmiyordu!!!
Başladım annemin arkasından yürümeye ta bizim odaya kadar
Odamıza girdi ve ışıkları açıverdi ama benim için fark etmiyordu çünkü benim için her taraf ışıktı
Tam o sırada çok ilginç bir şeyle karşılaştım
Kendi vücüdumu gördüm!!! Evet kendi vücüdumu
Oturup kendi kendimi seyredıyordum, iki taneydim
Kendi kendime soruyordum kimdir bu acaba? Nasılda bana benziyor!!!
Başladım kendi kendimi uyandırmaya, bu kabustan kurtulayım diye ama uyanamadım
Babam dedi ki "bak yatıyorlar işte hadi yerimize gidelim"
Ama annem sakin olamadı ve benim uyuduğum yatağa doğru gelerek beni uyandırmaya başladı "kalk muhammed kalk bana cevap ver"
Ama cevap veremiyordu! !!
Bir kaç defa uğraştı ama yok. Birden baktım ki babamın gözlerinden yaşlar dökülüyor
O babam ki şimdiye kadar onun göz yaşlarını görememiştim
Bağırışmalar başladı oracık yerden... Kardeşim uyandı ve sordu ne oldu?
Annem ona bağırarak, "abin Muhammed ölmüş" çok acıklı bir şekilde ağlıyordu
Bağırmalar fazlalaştı
Anneme giderek, "anne ağlama ben burdayım bak bana!!"
Ama kimse bana cevap vermiyordu, neden?
Oturup bağırmaya başladım, burdayım bakın işte
Ama kimse cevap vermiyordu
Başladım bağırmaya "Ya Rabbi, Ya Rabbi ne olur beni bu rüyadan ve olduğum durumdan kurtar."
Uzaktan bir ses duydum ve geldikçede yükseliyordu
Bu ses Allah’u Tealanın bir ayeti idi
"Andolsun sen bundan gaflette idin, derhal biz senin perdeni kaldırdık. Bugün artık gözün keskindir"
Birden iki kişi beni tuttular, ama insan değillerdi
Çok korktum !!
Başladım bağırmaya, "bırakın beni, siz kimsiniz? Ne istiyorsunuz?"
"Kabire kadar senin gardiyanlarınız" dediler
"Ben ölmedim, daha yaşıyorum" dedim
"Neden beni kabire götürüyorsunuz? bırakın beni!! Ben hissediyorum, konuşuyorum ve görüyorum, ben ölmedim"
Bana gülümseyerek cevap verdiler. Dediler ki, "ey insanlar sizler çok ilginç yaratıksınız, sanıyorsunuz ki ölüm hayatın sonudur ama bilmiyorsunuz ki asıl olan sizin yaşadığınız hayat bir rüyadan ibaret olup öldüğünüz zaman uyanıyorsunuz."
Beni kabire doğru çekiyorlardı hala
Yoldayken baktım ki benim gibi insanlar ve yanlarında da aynı o iki yaratıktan var, kimi ağlıyor kimi gülüyor ve kimi ise bağırıyordu
Onlara sordum "neden böyle yapıyorlar?"
Dediler ki, "bu insanlar şaşkınlık içerisindeler, nereye gittiklerini biliyorlar, kimisi dalalettedir."
Korku içinde sözlerini keserek sordum:
"Ateşe gidiyorlar mi yani?"
"Evet" dediler.
Konuşmalarına devam ederek, "o gülenler ise cennete gidiyorlar"
Hemen sordum onlara, "peki ben nereye gidecem??"
Dediler ki, "sen bazen iyi gidiyordun, bazen de kötü, bazen tövbe edip ertesi gün günah işliyordun ve izlediğin yol tam olarak belli değildi ve hep öyle yitik kalacaksın."
Sözlerini korku içerisinde keserek sordum:
"Yani ben ateşe mi gidiyorum yoksa?"
Onlar da, "Allahın rahmeti geniştir ve yolculuk da uzundur" dediler.
Yüzümü çevirdim korku içerisinde baktım ailem, babam, amcam, kardeşlerim ve akrabalarım hepsi bir sandık içinde beni taşıyorlardı.
Onlara koşarak gittim ve onlara dedim ki "benim için dua edin lütfen."
Ama kimse bana cevap vermiyordu
Kimi ağlıyordu kimi ise hüzünlüydü
Kardeşime giderek, "dikkatli ol dünyanın fitnesi seni kandırmasın."
Beni duymasını çok isterdim
O iki melek beni kabirdeki cesedimin üzerine bağladılar. Baktım ki babam toprak atıyor üzerime.
Kardeşlerim toprak atıyor
Ordaki insanlar hepsi üzerime toprak atıyordu
Dedim ki;
"Ahh keşke onların yerinde olsaydım Allah'a tövbe etseydim,
dün sabah namazımı kılsaydım,
keşke her gün Rabbime dua etseydim
Keşke her gün tövbemi yenileseydim
Keşke kötülüklerden uzak dursaydım
Başladım bağırmaya, "Ey insanlar dikkatli olun dünya hayatı sizleri kandırmasın."
En azından birisinin beni duymasını çok isterdim