Savaşta bile çocuk hukukuna riayet isteyen İslam

Savaşta bile çocuk hukukuna riayet isteyen İslam

İslam dini savaşta bile insanların hukukunu muhafaza eder.

Risale Haber - Haber Merkezi

Üç gün önce Türkiye'den Yunanistan'ın İstanköy Adası (Kos Adası) yasa dışı yollarla geçmeyle çalışan Suriye uyruklu 16 kişinin içinde bulunduğu lastik bot, uluslararası sularda batmış, Aylan Kürdi isminde üç yaşında bir çocuğun cansız bedeni kıyıya vurmuştu.

Minik Aylan'ın yürekleri dağlayan fotoğrafına dünyadan çeşitli tepkiler geldi ancak vicdan sahiplerinin tepkisi hep aynıydı; insanlıktan duyulan utanç...

Masum çocuklar huzurlu, savaşsız, daha iyi bir yaşam için denizde boğulmaya, bombalar altında ölmeye devam ediyor. Savaşta bile düşmanının hukukunu muhafaza eden İslam, masum çocuklara daha fazla rikkat ve şefkat gösterilmesi gerektiğini vaz ediyor.

Nitekim Bediüzzaman Hazretleri, Emirdağ Lahikası 18. mektubunda siyasi cemaatlere neden ilgi göstermediği sorusuna; tarafgirliğin zararlarını, düşmanlık yüzünden bazen masumların da canlarının yandığını ifade ederken kafir çocuklarının ehl-i necat olduklarını ve savaşta bile olsa dokunulmaması gerektiğini ihtar ediyor;

İçtinabımızın çok sebeplerinden bir sebebi de, Risale-i Nur’un dört esasından birisi olan “şefkat etmek, zulüm ve zarar etmemektir.” Çünkü 1وَلاَ تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ اُخْرٰى yani, “Birisinin hatâsıyla, başkası veya akrabası hatakâr olmaz, cezaya müstehak olmaz” olan düstur-u irade-i İlâhiyeye karşı, bu zamanda 2اِنَّ اْلاِنْسَانَ لَظَلُومٌ كَفَّارٌ sırrıyla şedit bir zulümle mukabele eder. Tarafgirlik hissiyle, bir câninin hatâsıyla, değil yalnız akrabasına, belki taraftarlarına dahi adâvet eder. Elinden gelse zulmeder. Elinde hüküm varsa, bir adamın hatasıyla bir köye bomba atar. Halbuki bir mâsumun hakkı, yüz câni için feda edilmez; onların yüzünden ona zulmedilmez. Şimdiki vaziyet, yüz mâsumu birkaç câni için zararlara sokar.

Mesela, hatâlı bir adama müteallik, biçare ihtiyar valide ve pederi ve mâsum çoluk çocukları ezmek, perişan etmek, tarafgirâne adâvet etmek, şefkatin esasına zıttır.

Müslümanlar içinde tarafgirâne cereyanlar yüzünden, böyle mâsumlar zulümden kurtulamıyorlar. Hususan ihtilâle sebebiyet veren vaziyetler, bütün bütün zulmü dağıtır, genişletir. Cihad, dinî de olsa, kâfirlerin çoluk çocuklarının vaziyetleri aynıdır. Ganimet olabilir; Müslümanlar, onları kendi malikiyetine dahil edebilir. Fakat İslâm dairesinde birisi dinsiz olsa, çoluk çocuğuna hiçbir cihetle temellük edilmez, hukukuna müdahale edilmez. Çünkü o mâsumlar, İslâmiyet rabıtasıyla dinsiz pederine değil, belki İslâmiyetle ve cemaat-i İslâmiye ile bağlıdır. Fakat, kâfirin çocukları, gerçi ehl-i necattırlar; fakat hukukta, hayatta pederlerine tâbi ve alâkadar olmasından, cihad harbinde o mâsumlar memlûk ve esir olabilirler.


Dipnot

En’âm Sûresi, 6:164; İsrâ Sûresi, 17:15; Fâtır Sûresi, 35:18; Zümer Sûresi, 39:7. 
2“İnsan ise, şüphesiz ki, çok zâlim ve çok nankördür.” İbrahim Sûresi, 14:34.

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.