Sa’y, bir idrak teşebbüsü

Fikri muhayyilemizi ne kadar çok nazara verirsek, mesajlarımızı o kadar geniş bir kitleye yansıtmış oluruz. Hayallerimizin evreninde, hayat dünyamızın merkezi, onun da odağında düşüncenin hayâsı ile süslü saf ve berrak ideallerin figürleri ve aksiyonları varsa, saf zihinlerin üretim kalitesi büyür.

Hayal, hayâ ve hayat; sınırsızlığın erdemli sorumluluğu ile dirilen ruhun şifreleridir. İlki amacımıza boyutsuz anlam yüklerken, yani amaçlı hayal/gaye-i hayal kuluçkaya yatarken, ikinci olarak rafine şuurun filtresi gibi ayıp/kayıp hanelerini kapatan hayâ mayaya dönüşmekte ve üçüncü aşamada fikirler hayat bulmaktadır. 

Ruh iklimimiz, bu hayatı vicdan formatında icra ettiği müddetçe, hayal gerçek olur, gerçek de hayatın ruhu olur.

Yaşadıklarımız, huzurun kendisi, yaşamak istediklerimiz huzurun davetiyesi olur. Mutsuzluklarımız ise, mutluluğun sadakası. Kayıplarımız, ayıplara bulaşmamış bir iradenin fedakârlık bilançosu. Hissiyat, şuurun elinde şecaat, aklın elinde cesaret, şevkin elinde kamçı, faaliyetin elinde heyecan ve dinamizm olur.

Fikirler otağ kurar bu vadide. Hayat iksirlerini efsunlaştırır bal şerbetinde. Beraberlikler ortak akla sayfa açar zihin atlasında.

Böylece telahuk-u efkâr/katılımcı fikirler, gerçek tadında yaşanmış olur. Katılımcı olduğumuz kadar, müşterekliğin parçasıyız. Ortaklığın sesiyiz. Beraberliğin kimyasıyız.

Katılımcılık kadar siviliz. Medeniyiz, Medine’yiz. Medeniyet inşacısıyız. Ve katılımcı olduğumuz kadar atılım içindeyiz. Atılımcı bir sistemin bireyi iken, aynı zamanda güçlü toplum bireyiyiz. Bir o kadar da sivil toplumuz. Açık toplumuz. Paylaşımcıyız, müşfikiz, kucaklayıcıyız ve rahmani iradenin tecellileriyiz.

Birey olmadan toplum, toplum olmadan kurum, kurum olmadan kuruluş ve kurma fiilinin icracısı, aksiyonu ve iradesi olamayız.

Sivil hayatın dinamiği, aksiyon fertlerin idrak teşebbüsüdür. Sa’y etme cehdidir. Dört gidip, üç dönerken, Safa’yı Merve, Merve’yi Safa yaparken, susuz iklimde su arayışıdır. Bir kabul, teslimiyet ve bir o kadar da teşebbüs mesuliyetidir.

Akla emanet edilmemiş sırların kabulünde, hayata dair gayreti ve arayışın bulma azmini kaybetmeme sürekliliğidir. Gidiyorsunuz ve geliyorsunuz. Yediye kadar sürdürüyorsunuz o yolculuğu. Çokluktan kinaye bir yedi.

Bulunacak için aramak gerek. Her arayan bulamasa da. Ancak, bulan arayandır. Arayan bulma garantisi ile yola çıkmasa da.

Bir güzergâhtır Sa’y etmek. Tavafın refiki bir kabul zemini. Bir emek ve istek vesilesi. Bir gayret ve hayret yolculuğu. Bir tutunma, inanma ve beklenmeyen neticeyi arzulama, ihtiyaç şiddetinde zemzem’e kavuşma muştusudur.

Hacer validenin, İsmail’le baş başa Rabbine teslim yolculuğudur. Peygamber emanetinin, Allah’a ait tasarrufa emin bir şekilde bırakılma imanıdır.

Hayal, hayâ ve hayat, akabinde ruh ve vicdan. İhtiyaç ve dua. Sa’y ve saymak. Sayılmak. Zemzeme kavuşmak.

Birey, aile, toplum ve topluluklar, bu manevi çarkın modern zamanlardaki kulluk şuuru. Buna, günümüzün Adetullah’la barışık gayret ve ittihadı, tevhidi fikirlerin tevhid-i efkârı temin eder.

İnşirah, bu inkişafın müjdesi, lezzet ve huzur ise ihlâsın zaferi.

Kâinat olmak, tevhidle tavafın ve Sa’yin makbuliyeti. Kâinat çapında hayal ve himmet ortaklığı.

Tasavvurların maksada hizmet eden büyüklüğü, büyük düşüncelerin büyükçe sudur eden tezahürleri ile kaim.

Manevi çark, çürük dişliyle dönmez. Cezb ve cezbe de olmaz. Bu ancak, tavafla, davanın etrafında dönerek ve Sa’y ederek mahviyetin kulluk hicranında ümmetin ecrine dâhil olmaktır.
   
[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.