Şefkat

Anneler şefkatin timsalleri. Şefkatin âdetâ tecessüm etmiş halleri. Peygamberlerin ümmetlerine olan şefkatleri ise annelerin evlatlarına olan şefkatinin kat ve kat fevkinde. Peygamberlerin hakiki varisleri olan âlimler de ümmete peygamberin şefkatine benzer bir şefkatle şefkat gösteriyorlar.

Bediüzzaman Hazretlerinin kendisine olan şefkatini anlatırken Mehmet Fırıncı Ağabeyin simasında beliren huzur hâlesini hiç unutmuyorum. Üstad Bediüzzaman kenisine ‘Ben sana annenden 100 defa fazla şefkat ediyorum’ dediğinde kendisini nasıl bir şefkat denizinin içinde hissettiğini nakletmişti. Bu gibi hâtırat anlatılırken kullanılan kelimelerden çok anlatan kişinin sîması ve mimikleri mânayı daha ziyade taşıyorlar. Ben o an Fırıncı Ağabeyin simasından Üstadın fevkalade şefkatinin bir yansımasını hissetmiştim. Fırıncı Ağabeyin fevkalade bir şevkle hizmete devamında elbette mazhar olduğu bu iltifâtın payı büyüktür diye tahmin ediyorum.

Şefkate en ziyade mazlumlar muhtaçtır. Bediüzzaman’ın tâbiri ile bu gaddar asrın çocukları olmakla hepimiz bir cihetle mazlum sayılırız. Bu asır, içindeki fertleri hayra sevk eden ve şerlerden sakındıran bir ortam sunmuyor bizlere. Bedbaht ve maddiyyun bu asır hep daha fazla maddeye sahip olma hırsını kamçılayarak asrın insanlarını daha da bedbaht ediyor.

Bu Ahirzaman’da hakkı ve sabrı tavsiye eden, hayra yönlendiren kaç kişi etrafımızda? Şefkatle sarıp sarmalayan, menfaatlerin celbi ve mazarratın def’i için bize yardım eden kaç dostumuz var?

Allah’a şükür ki Risale-i Nur ile Üstadın şefkati bizi sarıp sarmalıyor. Yaralarımızı tedavi ediyor ve şeytan-ı lâinin sandukçasında hapsettiği kalbimize îman nuru telkin ederek o sandukçayı parçalayıp îmanımızı kurtarıyor.

Üstadımız Bediüzzaman’ın şefkati, Rametin iltifatının bir lem’asıdır. Peygamber Efendimiz Aleyissalatü Vesselam’ın şefkatinin bir temessülüdür. Kur’anın nurundan bir ibrişimdir.

Bizler bu gaddar asrın maddeye ve dünyaya sevkeden umumî havasının içinden elimizden tutup bizi çıkaracak bir şefkat eline muhtaç olduğumuz gibi, başta en yakınlarımız, ailemiz olmak üzere etrafımızdaki herkes de bizim şefkatimize muhtaç.

Rahmetin hududunu aşmadan, hududundan taşmadan gösterilen bir şefkatin çok çekirdekleri inkişaf ettirip sümbüllendireceği âşikâr.

Rahmet-i İlâiyenin bir cilvesi olan şefkat tamir eder, teselli verir, hayra yönlendirir; gerektiğinde îkaz eder (şefkat tokadı).

Bediüzzaman’ın en zor ve sıkıntılı zamanlarda ‘Rahmetin iltifâtı devamdadır’ ifadesini kullanması çok manidardır. Bu ifadenin yer aldığı mektuplar tarihleri ile incelense ve o tarihteki umumi ahval ve Bediüzzaman’ın içinde bulunduğu hususî şartlar incelense bizi hayrette bırakacak bir tablo ile karşılaşabiliriz. İnşallah bizler de Üstadımız Bediüzzaman’ın baktığı pencereden hayata bakarız da bu fâni dünyanın acib ahvâli içinde ruhumuzun nefes alacağı bir emniyetli, kalb selameti ve vicdan huzuru bulacağımız bir alanda yaşarız.

Şefkatine muhtaç olduklarımızın şefkatine mazhar olmak ve şefkat etmekle mükellef olduklarımıza şefkatle muamele etmek duasıyla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum