Davut ŞAHİN
Sen mutluluk nedir bilir misin İnan?
Kendisi ünlü bir işadamı…
Çünkü o Koç’ların damadı, aynı zamanda “cemiyetlerin” aranan yüzü.
Kuşku yok ki, 73 yaşındaki bir işadamının özel hayatında yaşadığı detaylar kimseyi ilgilendirmez.
Ancak bir nüansla.
Mesela, bu bir ayağı çukurdaki işadamı, eğer “mutluluğun formülü”nü bir gazetede röportaj halinde veriyorsa, bu bir kısmımızı ilgilendirir.
Bir gazeteci saikiyle merak duygumu kaşır.
Habere bakalım isterseniz:
“73 yaşındaki İnan Kıraç, gençleri imrendirecek kadar sağlıklı olmasının sırrını Milliyet’e açıkladı:
“15 senedir her sabah Rus salıncağı isimli hareketle ısınıyorum, ardından Tibet egzersizi yapıyorum. Bu hareketin 5 hareketi var. Her hareketi sabahları 30-35’er kere yapıyorum.”
Ve ekliyor “milli damat:”
“Çok mutluyum.” (a.g.g.)
Milyarlık işadamı eğer mutluluğun sırrını “Rus salıncağı”nda ve “Tibet egzersizi”nde bulduysa, yazık bunca geçen yıllara.
Çünkü Rus salıncağı işsiz güçsüzlerin, Tibet egzersizi de fukara “Tibet rahipleri”n işi.
Sayın Kıraç, mutluluğun sırrını Rusya’da yahut Tibet’te arayacağına, çok uzağa gitmesine lüzum yok.
Yani, mutluluğun sırrı, (eğer Müslüman ise) inandığı değerlere sahip çıkmakla pekala mümkün…
Mesela namaz…
Namazda insanın ne kadar rahatı ve huzuru olduğunu bilse, Tibet egzersizine ihtiyaç kalmazdı diye düşünüyorum.
Üstelik namaz “Tibet egzersizi” gibi insanı yormaz da…
Bu konuda Bediüzzaman Hazretlerine kulak verelim:
“İbadetin çendan zahiri bir ağırlığı var. Fakat manasında öyle bir rahatlık ve hafiflik var ki, tarif edilmez. Çünkü âbid namazında der: ‘Eşhedü en lâ ilahe illallah.’ Yani: “Halık ve Rezzak O’ndan başka yoktur. Zarar ve menfaat O’nun elindedir. O hem Hakim’dir, abes iş yapmaz; hem Rahim’dir, ihsanı, merhameti çoktur.’ diye itikad ettiğinden, her şeyde bir hazine-i rahmet kapısını bulur, dua ile çalar. Hem her şeyi kendi Rabbisinin emrine musahhar görür. Rabbisine iltica eder, tevekkül ile istinad edip her musibete karşı tahassun eder. İmanı ona bir emniyet-i tâmme verir.”
Devam edelim mi:
“Halbuki namazda ruhun ve kalbin ve aklın büyük bir rahatı vardır. Hem cisme de o kadar ağır bir iş değildir. Hem, namaz kılanın diğer mübah dünyevi amelleri, güzel bir niyet ile ibadet hükmünü alır. Bu surette bütün sermaye-i ömrünü, ahrete mal edebilir. Fani ömrünü, bir cihette ibka eder.” (4.Söz, Sözler, s.21-22)
Ne dersiniz sayın Kıraç… Yorucu Tibet egzersizi mi, yoksa insana huzur veren namaz mı daha kolay?
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.