Mevsimler değişiyor, fırtınalar, seller giderek daha yıkıcı bir hale bürünüyor. İklim krizi giderek içinden çıkılmaz bir hal alırken tüm dünyada çevreciler 20 Eylül’de gerçekleşecek Küresel İklim Grevi’ne hazırlanıyor. Çocukların öncüsü olduğu “Fridays for Future / Gelecek için Cumalar” dayanışma ağının çağrısıyla daha önce iki kez gerçekleşen greve bu kez yetişkinler de katılıyor.
Röportaja annesi ile gelen 13 yaşındaki Atlas önündeki soru bankasını yanına koyarak kendisini iklim aktivisti haline getiren süreci şöyle anlatıyor: “Greta’nın çağrısını ilk kez geçen yıl ekim ayında duydum. İklim krizini geri döndürmemiz için sadece 11 yılımız kaldı. Bu çok sayıda türün yok olması, dünyanın yavaş yavaş yok oluşa sürüklenmesi anlamına geliyor. Bununla ilgili bir şeyler yapmak istediğimde okulumdan ‘Boşuna uğraşıyorsun’ gibi olumsuz tepkiler aldım. Greta 15 Mart’ta iklim grevi çağrısı yaptı. Ben elimde bir pankartla Bebek Parkı’na gideceğimi söyledim. Çok az kişi gelir diye beklerken bir anda 800 kişiyi karşımda gördüm. Orada çevre aktivistleriyle tanıştım.”
BU GÖREVİ ÇOCUKLARA YIKMAK BÜYÜK AYIP
Çevre aktivisti Elif Ünal 15 Mart’ta 1.6 milyon insanın okullara ve işlere gitmeyerek iklim krizi farkındalığı için grev yaptığını söylüyor: “Çocuklar ve gençler dünyanın her yerinde iklim grevine çıkıyor. Bu görevi onların omuzlarına yıkmak biz yetişkinler için büyük bir ayıp. Bu yüzden bizim de elimizden geleni yapmamız lazım. Endüstri devriminden bugüne dünya sıcaklık ortalaması 1.5 derece arttı. Petrol ve fosil yakıt kullanımı ve karbon emisyonunu artırıcı faliyetlerin sonucunda dünya hızla ısınıyor. 11 yıl sonra insanlar tüm karbon emisyonunu durdursa dahi dünyanın ısınmasını ancak 6 dereceye ulaştığında durdurabilecek. Bu da türlerin yüzde 80’inin, tüm ada devletlerinin yok olması anlamına geliyor. Biz 20 Eylül’de yapacağımız grevde acil olarak harekete geçme çağrısında bulunuyoruz.”
“Yüzlerce hayvan ve belki de insan neslin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya” diyen Atlas, kendisinin de dahil olduğu “Gelecek için Cumalar” hareketinin üç ilkesi olduğunu belirtiyor. “İlkelerimizin ilki tüm eylemlerimizi barışçıl şekilde yapıyoruz. Sadece iklim için harekete geçme çağrısı yapıyoruz. İkincisi kar amacımız yok. Üçüncüsü ve en önemlisi her kararı bilimi dinleyerek almamız. İnsanlara mesleğinden yola çıkarak iklim krizini anlatmaya çalışıyoruz. Bir manava iklim krizini anlatırken sattığı meyvelere ne olacağını anlatıyoruz.
KÜÇÜK DEĞİŞİKLİKLER ÇOK ŞEY İFADE EDİYOR
Peki ne yapmalı? Bu soruyu Elif Ünal yanıtlıyor: “Biz iklim grevi öncesinde sembolik olarak iklim acil durumu ilan edilsin diyoruz. Bu şu demek; ilerde yapacağımız bütün eylemlerde ve politikalarda iklim krizinin içerisinde olduğumuzu kabul etmek ve buna göre adım atmak. Şehirler için projeler geliştirildiğinde, iş yeri açılmasında bunun bilincinde olup karbon emisyonunu sıfırlayacak şekilde hamleler yapılması gerekiyor. Fosil yakıt kullanımı, ormanların kesilmesi sebebiyle normalden daha fazla karbon oluşturuyoruz. Bu karbonlar da daha fazla sera gazı oluşturarak gezegenin daha fazla ısınmasına sebep oluyor. Bu da zincirleme reaksiyon şeklinde denizlerin yükselmesine, afetlerin artmasına sebep oluyor.” Atlas bunların dışında herkesin kendi hayatında iklim acil durumu ilan edebileceğini söylüyor: “Ben pet şişe yerine cam şişe kullanıyorum. Uçak yerine tren yolculuğu yapıyorum. Pipet kullanmıyorum, et yemiyorum. Hayatımızda yaptığımız bu gibi küçük değişiklikler dünya için çok şey ifade ediyor.”
İSTANBUL’DAN IĞDIR’A...
Çevreciler yarın İstanbul’da saat 14.00’te Kadıköy Rıhtım’da buluşarak burada mesajlarını paylaşacak. Yoğurtçu Parkı’nda 20 Eylül İklim Grevi Festivali gerçekleşecek. Festival’de saat 18.00’den itibaren Nil İpek, Barlas Tan Özemek, Güney Marlen gibi sanatçılar sahne alacak. Atlas, İzmir’de, Bursa’da, Eskişehir’de, Ankara’da, Antalya’da Malatya’da ve Iğdır’da da Küresel İklim Grevi için etkinliklerin gerçekleşeceğini ekliyor.
Kaynak:Hürriyet