Amerika ve Türkiye’den bir grup arkadaşımızın, İngilizce ve Türkçe olarak yazışmaları sonunda ortaya çıkan bir fikir alışverişi 10 Emir olarak gelişti. Konunun önemi bakımından buraya da almak istedim. Yalnız bu fikirler öylesine yazılmış değillerdir. Günler, haftalar süren bir çalışmanın, tefekkürün, müzakerelerin ürünüdürler. Biz bunları zaten biliyoruz diye geçerseniz size hiçbir şey anlatmazlar. Bizlerin bunları geliştirirken aldığımız lezzetleri bir nebze tatmak ve tattırmak duasıyla.
10 EMİR
1. Vahyi asla tarihe hapsetmeyeceksin!
Vahiy daima buradadır ve şimdiden bahseder; asla orada ve geçmişten değil.
2. Vahyi doğrudan sana konuşuyor diye okuyacaksın!
Vahiy daima senden bahseder; tarihteki insanlardan, tarihî olaylardan değil.
3. Daima şahit olmakla işe başlayacaksın; hükmünü gözlemlerinin üzerine inşa edeceksin!
Delil önce, sonuç sonra gelir. Şahit olmadığın delil, senin delilin değildir.
4. Semavi Söz’den asla dünyevi mana çıkarmayacaksın!
Mesele iyi adam olmak değil; iyiliğin kaynağının Yaratıcı olduğunu görmektir.
5. Her şeyde daima Allah’ı göreceksin!
Yaratılıştaki her şeyin üzerinde okunması gereken işaretler vardır. Her şey Yaratıcının sana bir konuşmasıdır.
6. Vahiyden asla hikâye okumayacaksın!
Vahiy daima senin şu anda yaptığın bir şeylerden bahseder. Senden, aklından, duygularından, yüreğinden bahseder.
7. Peygamberleri asla dünyevî nasihat veren bilge kişiler olarak görmeyeceksin!
Onlar bize semavi anlamların nasıl okunacağını öğretirler. Onlar vahyin öğretmenleri, aklımızın, kalbimizin, ruhumuzun ve nefsimizin terbiye edicileridirler.
8. Asla Yaratıcının mahiyetini anladığını iddia etmeyeceksin!
Yapman gereken işaretleri okuyarak O’nun varlığından emin olmaktır. O’nun sesini daha çok, daha çok anlama, muhatap olma eğitimi yapmaktır.
9. Mutlak olan Konuşmanın tüm anlamlarını ihata edip bitirdiğini düşünmeyeceksin!
Sonsuz ilim senin anladığınla kısıtlı olamaz. Ehli için daima yeni anlam katmanları bulmak mümkündür.
10. İmanı atalarından miras alamazsın!
İmanı elde etmen için aklını ve kalbini kullanarak bireysel olarak çalışman, şahsi tercihlerde bulunman şarttır.