Emmy ödülü sahibi Amerikalı gazeteci-yazar ve televizyoncu Rita Cosby, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin "Müslüman terörist olamaz, teröre bulaşan da Müslüman kalamaz" şeklindeki sözlerini yeni öğrendiğini söyledi.
Diyalog hizmetlerinin 11 Eylül ve benzeri olayların yaşanmaması adına çok önemli olduğunu belirten Cosby, "Fethullah Gülen ve onun gibi düşünenlerin sesi, basında yeterince yer bulmuş olsaydı 11 Eylül felaketinin yaşanmayacağını" vurguladı.
New York Times gazetesinin seminer salonunda düzenlenen "11 Eylül'den 10 yıl sonra" konulu konferansın ilk oturumunda Amerikalı gazeteci-yazar Rita Cosby de konuşmacılar arasındaydı. Cosby, Gülen'i yeni duyduğunu ve daha önceden bilmediği için de hayıflandığını söyledi. Amerikalı ünlü gazeteci, konuşmasında şöyle dedi: "Fethullah Gülen'in verdiği mesaj inanılmaz güzel ve son derece değerli. Yürütmüş olduğu diyalog hizmetlerinin önemi 11 Eylül'den sonra daha da iyi anlaşıldı. Buradan gururla söylemek isterim ki, onun ve onun gibi düşünenlerin sesi basında yeterince yer bulmuş olsaydı bu felaket yaşanmazdı."
İSLAM DİNİ VE MÜSLÜMANLARDAN ÖZÜR DİLEMELİYİZ
Gülen'in mesajlarının çok insani ve evrensel olduğunu aktaran Cosby, "İşte bu sebepledir ki, Fethullah Gülen'in sesi, mesajı dünyanın dört bir yanına yayılmalı." şeklinde konuştu. Kendisinin de bir göçmen ailenin çocuğu olduğunu, İslam hakkında hiçbir bilgisi olmadan yetiştiğini aktaran Amerikalı gazeteci, ilk olarak 11 Eylül saldırısından İslam dininin ve inancının sorumlu olduğunu düşündüğünü itiraf etti.
Cosby, "Ben ve benim gibi düşünenlerin İslam dini ve ona iman edenlerden özür dilemesi gerekiyor. Bu dinin hakiki öğretileri ve mesajlarından herkes haberdar olmalı ki, önyargıları kırılsın." dedi.
New York'taki Türk Kültür Merkezi (TCC) tarafından organize edilen ve Barış Adaları Enstitüsü (Peace Islands Institute), Queens Koleji, New York Enstitüsü ve Teknoloji Üniversitesi (NYIT), Unity Productions Foundation (UPF), Universal Foundation'ın (UF) katkıları ile gerçekleştirilen konferansa katılım yoğun oldu.
TERÖRE EN ÇOK MÜSLÜMANLAR MARUZ KALDI, AMA TAM TERSİ İMAJ OLUŞTURULDU
Konferansın bir diğer konuşmacısı da UPF'in kurucusu ve film yapımcısı Alex Kronemer oldu. ABD Federal Soruşturma Ofisi'nin (FBI) 1980-2005 yılları arasında yaşanan terör olaylarını rapor ettiğine işaret eden Kronemer, "Bu dönemde gerçekleştirilen terör saldırılarının yalnızca yüzde 5'inin Müslümanlar tarafından yapıldığı görülüyor." dedi.
Amerikan basınında sanki tüm terör eylemlerini Müslümanların yaptığına dair bir imaj verilmeye çalışıldığını aktaran Kronemer, "Aynı yıllar arasında yaşanılan terör olaylarının yüzde 95'ine de yine Müslümanlar maruz kalmıştır. Ancak bu hakikat Amerikan ve Batı basınında fazla yer almadı." diye yakındı. Batı medyasında yer aldığı gibi, 11 Eylül saldırısı sonrasında Müslüman ülkelerde insanların sokaklara dökülüp sevinç gösterileri yapmadığını hatırlatan Kronemer, bu haberlerin daha sonra yalan olduğunun ortaya çıktığını anımsatarak, 11 Eylül saldırısının Müslümanlar tarafından da hazzedilmediğini söyledi.
SAVAŞIMIZ CEHALET, FAKİRLİK VE AYRIMCILIKLA OLMALI
Programın üçüncü ve son oturumunda konuşan Duke Üniversitesi öğretim üyesi Abdullah T. Antepli, Bediüzzaman Said Nursi'nin onca haksızlığa uğramasına rağmen asla şiddete başvurmadığına, bu yöndeki çağrılara karşı çıktığına dikkat çekti. Antepli, şöyle konuştu: "O büyük mücadele insanı Müslümanlar için üç büyük düşmanın olduğunu söyledi. Bunlardan ilkini 'cahillik', ikincisini 'fakirlik' ve üçüncüsünü de 'ayrımcılık' olarak ifade etti. Bediüzzaman, bu üç düşmanın toplumu öldüreceği tespitinde bulundu. Ne kadar haklı olduğu ise daha yeni yeni anlaşılmaya başlandı."
Programa Manhattan Borough Başkanı Scott M. Stringer, TCC Başkanı Zafer Akın, NYIT öğretim üyesi Carol Dahir, Lutheran İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Jon Pahl, Boston Koleji öğretim üyesi Jonathan Laurence, Morivan Koleji ve İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Walter Wanger, Foundation dergisi editörü Hakan Yeşilova, Birleşmiş Milletler Medeniyetler İttifakı Direktörü Marc Scheuer, Gallup araştırma merkezinden analist Muhammed Yunus gibi isimler de katıldı.
10 YAŞINDA, UĞRAMADIĞI HAKARET KALMADI
Program sonunda 11 Eylül saldırılarında hayatını yitiren tek Türk olan Zühtü İbiş de anılırken, farklı okullarda eğitim gören ve saldırı zamanı çocuk yaşta olan öğrenciler olayla ilgili duygu ve düşüncelerini yazdıkları mektuplarla aktardı. 11 Eylül saldırılarının düzenlendiği 2001 yılında 10 yaşında olan ve o dönem New York'taki Hicksville Ortaokulu birinci sınıfına başladığını belirten Kerime Şule Akoğlu, saldırıdan dolayı nasıl hedef haline geldiğini dile getirdi. 11 Eylül 2001'den yalnızca bir hafta önce açılan okuluna o yıl ilk defa başörtüsü takarak gitmeye başladığını anımsatan Akoğlu daha sonra şöyle konuştu: "Saldırı günü bizleri evlerimize gönderdiler. Ertesi gün herkes bana İslam ve Müslümanlarla ilgili sorular sordu. Sonra ise herkes beni kendisine hedef yapıp her türlü aşağılama, hakaret ve ayrımcılıkla yüz yüze geldim. Üstelik henüz 10 yaşındaydım." dedi.
Program, konferansın düzenlenmesine katkıda bulunan kuruluşların temsilcilerine teşekkür plaketi verilmesiyle son buldu.
Cihan