"12 Eylül Anayasası, en büyük darbeyi yargı bağımsızlığına vurmuştur"

Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, ''12 Eylül Anayasası, en büyük darbeyi yargı bağımsızlığına vurmuştur'' dedi.

Denizli Barosu tarafından düzenlenen ''Borçlar Kanunu Tasarısının Getirdiği Yenilikler'' konulu konferansa katılan Gerçeker, açılışta ''Yargı reformunun gündemde olduğu bugünlerde, borçlar hukukundaki yeni düzenlemeleri anlatan bu konferans yararlı sonuçlar doğuracaktır'' diye konuştu.

Yargının toplum için ne kadar önemli olduğunun ''Adalet mülkün temelidir'' özdeyişi ile bilindiğini ifade eden Gerçeker, şunları söyledi:

''Her zaman söylediğimiz bir söz var. Yargı ekmek gibi, hava gibi, su gibi bir toplum için en zaruri ihtiyaçlardan birisidir. Yargı olmazsa bir toplumun ileriye gitmesi, özgür bir şekilde yaşaması, demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin hayata geçirilmesi düşünülemez bile. Yargının bağımsız ve tarafsız olması, olmazsa olmaz şartlardan birisidir, demokrasinin en temel şartlarından birisidir. Hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti ilkelerini hayata geçirmek istiyorsak, mutlaka yargı sistemi bağımsız ve tarafsız olmalıdır. Bunları korumak, kollamak hepimizin görevidir.''

-DİNLEME-

İletişimin dinlenmesi konusunda büyük sıkıntılar yaşadıklarını belirten Gerçeker, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Yargı bağımsızlığı sistemi tam olmadığı için maalesef bugün idarenin temsilcisi durumunda olan Adalet Bakanlığının yargı üzerindeki vesayet yetkisi devam ettiği sürece, elbette bu eleştiriler hep olacaktır. Bugün toplumda bir dinlenme paranoyası oluşmuştur. Bu toplumu kangren haline getiren bir hastalık haline getirmektedir. Ortaya çıkan somut olaylar, paranoyanın da ötesinde olduğunu göstermektedir. İşin asıl üzücü tarafı da budur. Gerek yasaya uygun dinlemeler olsun, gerekse yasaya uygun olmayan dinlemeler olsun bunlar temel hak ve özgürlükleri zedeleyici nitelikte ise, hukuk sistemini zedeleyici nitelikte ise, mutlaka bunların üzerine gidilmelidir.''

Yasa dışı dinlemeler konusunda gerekiyorsa yasaların düzenlenebileceğini belirten Gerçeker, bütün bunlar için çabalarını sürdürdüklerini, üzerlerine düşen görevleri, yetki ve sorumlulukları çerçevesinde mutlaka yerine getirecekleri konusunda kimsenin kuşkusu olmaması gerektiğini bildirdi.

-12 EYLÜL ANAYASASI-

Anayasanın, kuvvetler ayrılığı ilkesini benimsemiş, yürütme, yasama ve yargı halinde 3 erk olarak düzenlendiğini anımsatan Gerçeker, bunların birbirinden tamamen bağımsız olarak görev yaptıklarını, hiçbirinin diğerine üstünlüğünün olmadığını vurguladı.

Gerçeker, ''Eğer biz hukuk devletiyiz diyorsak, demokratik cumhuriyete inanıyorsak, yargı bağımsızlığına bütün kurallarıyla kurumlarıyla kişiler olarak saygı göstermek zorundayız. Toplumun teminatı olan bir kurum için bu bir ayrıcalık değildir, bir gerekliliktir. Yargı sistemimizde yapılmak istenen reformlara biz hiçbir zaman karşı değiliz. Yargı reformu yapılmasını herkesten çok biz istiyoruz'' dedi.

12 Eylül Anayasası'nın en büyük darbeyi yargı bağımsızlığına vurduğunu iddia eden Gerçeker, şunları söyledi:

''Yargı bağımsızlığını büyük ölçüde zedeleyen 12 Eylül Anayasası'ndaki hükümlerin mutlaka değiştirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Ama yargı reformu yapacağız derken, yargı bağımsızlığını geri götürmek değil, ileriye götürmek için bu reformları yapmak zorundayız. Yargının tamamen bağımsız olması gerekiyor ki, tarafsız olsun, tarafsız olarak, anayasadan aldığı yetki ile yetkisini millet adına kullanmaktadır.''

-''DEMOKRATİK MEŞRUİYET HAKKI''-

Yargı organının demokratik meşruiyet ile bir sorununun olmadığını ifade eden Gerçeker, ''Demokratik meşruiyet hakkını anayasamızdan alıyoruz. Onun için parlamentodan, hakimler kuruluna, yargıya üye seçilsin gibi düşünceleri hiçbir zaman kabul etmiyoruz. Bu yargı bağımsızlığını tamamen geri götürecek bir düşüncedir. Biz bu konudaki düşüncelerimizi çeşitli platformlarda dile getirdik. Notlar halinde düzenleyip yetkili kişilere verdik. Bunun her zaman takipçisi olacağız'' dedi.
Zaman

Siyaset Haberleri