Risale Haber-Haber Merkezi
Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, FETÖ’ye dair ayrıntılı açıklamalarda bulundu.
Risale Haber'de dizi şeklinde yayınlanan yazının altıncı bölümü şöyle:
İHÂNET HAREKETİNİN NETİCELERİ NE OLMUŞTUR?
Evvela, bu ihânet darbesi Allah’ın izni, Cumhurbaşkanımızın şecaati ve milletin imanlı direnişi ile sonuçsuz kalmıştır. Kur’an-ı Kerim’de Resûlüllah hakkında nâzil olan şu ayet, onun yolunda giden Cumhurbaşkanımız ve milletimizde mâsadak bulmuştur:
30-(Ey Habîbim!) Bir zaman inkâr edenler seni tutup bağlamak veya seni öldürmek veya seni (yurdundan) çıkarmak için sana tuzak kuruyorlardı. Onlar tuzak kuruyorlardı(1)(ama) Allah da (onlara) tuzak kuruyordu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.”[1]
Fakat bize göre en önemli netice şudur: Bu ihanet darbesi ortaya çıkması MİT’in Bylock ve benzeri programları çözmesiyle, kahraman ordumuzdaki sadece FETÖ’cüler değil, bütün vatan, millet ve din düşmanları, atesitler ve hainler temizlenmiştir. Büyük bedel ödedik ve şehidler verdik; ancak mükâfatı da büyük olsaydı.
Diyebilirim ki, eğer işler yolunda gidip sadece FETÖ’cüler temizlenseydi, Avrupa ve Amerika’daki İslam düşmanları bu kadar kudurmayacaklardı ve biz de onların köpeklerini devletin içinden temizleyemeyecektik.
Bediüzzaman’ın dediği gibi:
“Musibet cinayetin neticesi, mükâfatın mukaddemesidir.”[2]
Şunu belirtelim ki, kimsenin, bin sene İslâm'ın bayraktarlığını yapan bu orduyu, muvakkat ârızalarla çürütmeye ve milletin gönlündeki itimadı yıkmaya hakkı yoktur. Yüce Allah, bu milletin ordusunun kılıcını, kendi ayağına vurdurmayacaktır. Ancak bu hâdiselerin ordumuz ve devletimiz açısından da bazı neticeleri kaçınılmaz olacaktır. Bu neticeler, hoş olmayan bazı halleri doğursa da, devlet ve ordusu sarsılmayacak; belki bu muvakkat haller, devleti ve onun muazzam ordusunu, daha da güçlendirecektir.
Ordumuz ve devletimiz açısından, hâdiselerin doğuracağı netice, devletin ve ordunun kangren olmuş bazı yaralarının temizlenmesidir. Hem bu hâdiseler ve hem de diğer gelişmeler göstermektedir ki, Anadolu insanlarını bir arada yaşatacak ruh ve bir nevi manevî tutkal, bazı iddiaların ve Cumhuriyetin ilk yıllarındaki tatbikatın aksine, kuru bir Türkçülük değildir. Doğudaki din kardeşlerimiz bilmeli ve herkes de dikkat etmelidir ki, bu ruh ve manevî tutkal, Kürtçülük de değildir. Bir şahsın sevgi veya nefreti de değildir. Devlet, bir şahsa muhabbet ile devlete muhabbet kavramlarını birbirinden mutlaka ayırmalıdır. Bir şahsı sevmek veya sevmemek, devleti ve onun şanlı ordusunu sevmek veya sevmemek demek değildir.
“Bu memleket insanlarının makine-i tekemmülâtının buharı diyanettir.”[3]
“Hakikaten bence, müslüman neslinden gelen bir adamın akıl ve fikri İslâmiyet'ten tecerrüd etse bile, fıtratı ve vicdanı hiç bir vakit İslâmiyet'ten vazgeçemez. En ebleh ve en sefih bile, sedd-i rasîn-i istinadımız olan İslâmiyet'e bütün mevcudiyetiyle tarafdardır; lâsiyyema siyasetten haberdar olanlar...” [4]
Devam edecek
ÖNCEKİ BÖLÜMLER
FETÖ’cü ihanet darbesi ve Risale-i Nur Cemaati
Bu ihanet şebekesini tertip edenler kimlerdir?
Bediüzzaman'ın FETÖ'ye dair işaretleri
F. Gülen, mehdilik ve Bediüzzaman'ın görüşü
İhanet darbesin hedefi nedir ve kimlerdir?
[1] Kur’an, Enfal, 30.
[2] Sünuhat-Tuluat-İşarat, sh. 50.
[3] Tarihçe-i Hayat, sh. 58.
[4] Tarihçe-i Hayat, sh. 83.